Hormonlu Domates

Adam pazar tezgâhına yanaşır. Onu oraya çeken tüm azametiyle ‘buradayım’ diyen domatestir. Kıpkırmızı, sağlıklı görünümü ve diri yapısıyla ‘beni al’ diye bağırmaktadır. Adam dayanamaz ve satın alıp, evinin yolunu tutar.

Bütün amacı bu muhteşem domatesten yapacağı lezzetli salatanın keyifle yemeğine eşlik etmesidir. Mutfağa girer, fakat domatesin güzelliğine dayanamaz ve bir ısırık alır. Tat yoktur. Bir daha, bir daha ısırır ama domates, güzelliğine inat lezzeti sunamamaktadır. Anlar ki bu domates hormonludur.

İşte Türkiye ekonomisi de bu hormonlu domates tadında… Bugün açıklanan rakamlara göre, ekonomimiz 2011 yılının ilk çeyreğinde yüzde 11 büyüdü. Dünyayı geride bıraktı. En yakın takipçisi Arjantin yüzde 9,9 ile ikinci, Çin de yüzde 9,7 büyüme ile üçüncü oldu.

Zaten ısınan ekonomiye nefes aldırmak isteyenler bu büyümenin üzerine atladı. ‘Yine de şahlanıyor aman’ nidaları arasında ekonomiye de, iktidara da övgüler düzelmeye başlandı. Fakat çoğu kimse aynı anda açıklanan dış ticaret rakamlarına bakmadı. Çünkü bu rakam, aynı zamanda büyümenin nasıl geldiğinin de deşifresiydi.

2011 Mayıs ayında Türkiye ihracatını artırarak yüzde 11,7 yükselişle 11 milyar dolarlık dışsatım gerçekleştirdi. Peki ya ithalat? Yüzde 42,6 artışla 21 milyar dolarlık mal aldık. Açık, 5 milyar dolardan, 10 milyar dolara çıktı.

Mayıs itibariyle dış ticaret açığı yüzde 104,5, ilk 5 ay itibariyle de 90,3’lük yükselişle 43,7 milyar dolara yaklaştı. Bunun sadece cari açığa etkisinin 38 milyar dolar civarında gerçekleşeceğini de tahminen ortaya koymak gerekiyor.

Peki bu kadar büyüyen ekonominin, dünya şampiyonu olan Türkiye’nin para biriminin durumu neydi? 2009 Nisan’ından bu yana yapılan hesaplamalara göre dünyada dolar karşısında en güçsüz üçüncü para birimi oldu.

Buna bir de aşırı değerli Türk Lirası gerçeğini eklediğinizde ortaya çıkan tablonun kendi içerisinde nasıl bir bilmece haline dönüştüğünü konuşmak gerekiyor. Finansman ve teknoloji ithal ederek büyüyen bir ülkenin yüzde 11 ile dünyanın ilk sırasında yer alması ne kadar önemli?

Sadece rakamlara bakarsanız, elbette önemli… Çünkü Türkiye’nin ihtiyacı olan oranlardan bahsediyoruz. Fakat bu büyüme istihdam yaratmıyorsa, zenginlik sunmuyorsa, sermaye transferlerinin Türkçe tercümesi oluyorsa, bırakın sadece rakam olarak kalsın.

Bunu sorunların üzerini örtmek için battaniye niyetine kullanmayın. Türkiye değil yüzde 11, yüzde 100 bile büyüse, bu kafa yapısıyla eriyen kanserli bir hasta izlenimi veriyor. Tıpkı muhteşem görüntüsüyle tezgâhta albeni yaratan, ama tat vermeyen hormonlu domates gibi…

Ben görüntüsü çarpık da olsa, albeni sunmasa da tadı yerinde domatesimi geri istiyorum. Çünkü onun en azından bir değeri var.

[email protected]

 

“Hormonlu Domates” ile ilgili 2 yorum

  1. SAYIN YAŞAR ERDİNÇ,

    SİZE BU YAZIYI BENİM DURUMUMDA OLAN BİRİ İÇİN NASIL BİR YÖNTEM/DAVRANIŞ/TEKNİK/SİSTEM UYGULANABİLECEĞİNİ MERAK ETTİĞİM VE ÖNEMLİ BULDUĞUM İÇİN YAZIYORUM.

    2006 YILINDA BİR KAMU HİZMETİ VEREN YERDE MEMUR OLARAK ÇALIŞMAYA BAŞLADIM. İLK KAZANCIMDAN İTİBAREN YATIRIMLA İLGİLENİYORUM. İLK ÖNCE B TİPİ İNTERNET LİKİT FON, ARDINDAN MEVDUAT FAİZİ TAHVİL BONO DERKEN 2007 YILININ KASIM AYINDAN BERİ İLK ÖNCE ARALIKLARLA SONRA İSE SÜREKLİ BORSA İLE İLGİLENMEYE BAŞLADIM. BORSA’YA YATIRIM YAPMAMIN NEDENİ DÜRÜSTÇE SÖYLEMEM GEREKİRSE KISA SÜRELİ İYİ PARA KAZANMA HIRSI DİĞER YATIRIM ARAÇLARININ BORSA KARŞISINDAKİ YETERSİZLİĞİ İDİ. 3,5 SENELİK BORSA HAYATIMDA (Kİ BU 3,5 SENE HİÇBİR ŞEY İFADE ETMEZ) BİRÇOK KERELER KAZANDIĞIM VE KAYBETTİĞİM OLMUŞTUR. KAYBETTİKLERİM KAZANDIKLARIMDAN FAZLADIR ANCAK STOP-LOSS DİSİPLİNİM SAYESİNDE ASLA PARAMIN TAMAMINI KAYBETMEDİM. ALMIŞ OLDUĞUM MAAŞ VE İKRAMİYELER BU ZARARI TELAFİ EDİYORDU.

    ARADAN GEÇEN YILLARDA EDİNDİĞİM UFAK DENEYİMDE YATIRIM DÜNYASININ BAŞLI BAŞINA BİR İŞ/MESLEK OLDUĞU İDİ. SİZİN YAZILARINIZI VE WEBİNAR YAYINLARINIZI ELİMDEN GELDİĞİNCE TAKİP EDİYORUM. BİLGİ EDİNMEYE ÇALIŞIYORUM ANCAK BENİM BİR SORUNUM VAR. O DA ŞU,

    ÇALIŞAN BİR İNSANIM BÜTÜN GÜN PİYASALARA BAKMAK VE VERİLERİ BİLGİLERİ TAKİP ETMEK GİBİ BİR ŞANSIM NE YAZIK Kİ YOK. BORSADA YATIRIM YAPARKEN SİZLERİN VE BAZI SİTELERİN TAVSİYESİNE GÖRE HAREKET ETMEK DURUMUNDAYIM (SORUMLUSU TABİİ Kİ BENİM). WEBİNAR YAYINLARINIZDA BİR ŞİRKET NASIL İNCELENİR BİZE GÖSTERMİŞTİNİZ. ANCAK FİNANSAL/MALİ ANALİZ KONUSUNDA HİÇBİR BİLGİM OLMADIĞI GİBİ NE YAZIK Kİ KONUYU KAVRAYABİLECEK DURUMUMDA BULUNMAMAKTADIR. PİYASA DEĞERİ DEFTER DEĞERİ FİYAT KAZANÇ ORANI, BİLONÇOLAR MALİ TABLOLAR VS. BİR YIĞIN PROSEDÜRDEN HİÇ ANLAMAMAKTAYIM. AYRICA PARA KARŞILIĞINDA İNTERNET ÜZERİNDEN EĞİTİM HİZMETİ VERİYORSUNUZ. ANCAK İNTERNET ALIŞVERİŞİNE BİR VATANDAŞ OLARAK DA HİÇ GÜVENMEMEKTEYİM (DOLANDIRILICILIK RİSKİ BULUNDUĞUNDAN)

    ŞİMDİ BÜTÜN BUNLAR DAHİLİNDE BENİM GİBİ BİRİNİN GELECEKTE KENDİNİ EKONOMİK AÇIDAN GÜVENCE ALTINA ALMAK AMACIYLA PARASINI DOĞRU BİÇİMDE NASIL KULLANABİLECEĞİNİ VE NE ŞEKİLDE YATIRIMINI GERÇEKLEŞTİREBİLECEĞİNİ ANLATABİLİRSENİZ ÇOK SEVİNİRİM. ÇÜNKÜ YAPTIĞIM HESAPLAMALARDA EĞER HİÇ YATIRIM YAPMAYIP SADECE PARA BİRİKTİRSEYDİM ŞU AN HESABIMDA ELİMDEKİNİN İKİ KATI KADAR PARA OLURDU. ŞİMDİKİ MEVCUT PİYASA KOŞULLARINDA İSE BORSADAN BAŞKA YATIRIM ARACIDA İYİ KAZANDIRMAMAKTADIR.

    İLGİNİZ İÇİN ŞİMDİDEN TEŞEKKÜRLER, KENDİNİZE İYİ BAKIN

    REHA SAYGIN GÖKÇEBAĞ

    1. Sayın SAYGIN,
      sorunuza cevap vermek çok zor. Bence bu durumda çok güvendiğiniz bir portföy yönetim şirketine giderek paranızı yönettirebilir veya hiç birşey bilimiyorsanız, İMKB’nin yeni oluşturduğu Temettü endeksine dahil hisselerden bir portföy oluşturarak uzun vadeli bekleyebilirsiniz. Bu durumda kazanırsınız. Çünkü asıl kaybedenler sürekli piyasayı izley,p hergün işlem yapmak durumunda olanlardır. Kağıt seçerken en temel kriteriniz; her yıl kar eden, bu karın en az yüzde 50’sini dağıtan şirketler olmalıdır. Borsa düştüğünde bunlar da düşer ama toparlamaları ve yükselerek eski fiyatlarına gelmeleri çok daha çabuk olur. Dilerim bu cevap yeterli olmuştur.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir