Hüsmen Dayı Yatırımcılığı Öğretiyor – 1

Daha önce sizlere “Hayatın Basit Bir Denklem” başlıklı bir yazı yazmıştım. Bu yazıyı daha sonra işlerimin yoğunluğu nedeniyle devam ettiremiştim ama yazı dizisini daha çok okuyucuya ulaşmak üzere Para dergisine aktardım. Buradaki okuyucularımı da mahrum etmemek adına para dergisindeki yazı dizisini buraya aktardım.  Fakat aşağıdaki yazı bir hafta gecikmeyle gidiyor. Yani bu pazar dergide yayınlanan yazı burada yok. Gelecek pazartesi eklenecektir. Telif hakları nedeniyle para dergisinde yayınladığım yazıyı aynı hafta burada yayınlayamıyorum.

 

****

Hüsmen Dayı Yatırımcılığı Öğretiyor – 1

Daha önce de sizlere duyurduğum üzere, bilgilendirici ve bilgi düzeyinizi artırıcı yazıların daha faydalı olacağını belirtmiştim. Bugünden itibaren başlıyoruz…

Şimdi bir kocaman bir “T” harfi çiziniz. Aşağıdaki gibi;

Bunun sol tarafına sahip olduğunuz varlıkları yazınız. Örneğin arabanız, eviniz, televizyonunuz, cep telefonunuz, ayakkabınız, çorabınız vs. vs…

Sonra da bu varlıklarınızı acaba şu an satmaya kalksanız kaç TL ederdi? Bunu da yanına yazınız. Varsayalım ki varlıklarınızın toplamı 200.000 Tl olsun.

Şimdi de T harfinin sol tarafına geri ödemekle yükümlü olduğunuz borçlarınızı yazınız. Örneğin evinizi banka kredisi ile almışsanız ve 40 bin TL borcunuz varsa sol tarafa yazacaksınız. Ya da ödeyeceğiniz telefon faturası, elektrik, su, okul parası vs… Bunun toplamının da 60.000 Tl olduğunu düşünelim.

Demek ki VARLIKLARINIZ = 200.000 TL  (Fakat dikkat ediniz… varlıkları bugünkü piyasa fiyatı ile belirledik. Yani satsak kaç para eder sorusunu sorarak belirledik. Bunları alış fiyatlarımızla göstermedik. Örneğin ayağımızdaki çorap varlığımızdır ama satsak kimse almaz, dolayısıyla bunun değeri sıfırdır.)

BORÇLARINIZ = 60.000 TL olarak belirlendi.

Şimdi de TOPLAM VARLIKLARINIZDAN, BORÇLARINIZI çıkarın. YANİ

TOPLAM VARLIKLAR (200.000 TL) – TOPLAM BORÇLAR (60.000 TL)  = 140.000 TL 

İşte bulduğumuz bu 140.000 TL sayısı bizim ÖZVARLIĞIMIZDIR.  Bir başka deyişle toplam varlıklarımızdan borçlarımızı çıkarınca bize ne kalıyorsa bu bizim özvarlığımızdır.

Acaba şimdi gidip bankadan 300 bin TL kredi çekme imkanımız olsa ve 300 bin TL değerinde bir ev alsak Toplam varlığımız ne olur?

Evet doğru cevap “500.000 TL ” şeklindeydi.

Peki borcumuz ne olur?

Evet doğru Cevap “360.000 TL ” şeklinde olacak. Gördüğünüz üzere toplam varlığımız artabiliyor ama Özvarlığımız artıyor mu?

HAYIR… Çünkü ——> 500.000 – 360.000 = 140.000 TL oluyor.

Demek ki, bir kişinin ya da şirketin varlıkları artabilir ama bu kişinin ya da bu bilanço bir şirkete aitse bu  şirketin içmeye ayranı olmayabilir. Yani varlık artışının KAYNAĞI sadece  BORÇ olabilir.

Peki Özvarlık nasıl aratacak?

Yukarıdaki bilançonun  Hüsmen dayının bilançosu olduğunu düşünelim.  Eğer Hüsmen dayı her ay 5000 TL kazanıp bunun 1500 TL’sini tasarruf ederse bir yılda 1500*12=18.000 TL tasarruf etmiş olur ve 1 yıl sonra Hüsmen dayının bankadaki parası 13.000 TL’den 31.000 TL’ye çıkar. Hüsmen dayının borcunun artmadığını varsayalım. Bu durumda 1 yıl sonra ÖZVARLIKLARI 18.000 TL Artacaktır ve 158.000 TL olacaktır. Eğer bu arada tasarruflarına da faiz veya Katılım hesabından kâr payı sağlamış olsa ve 1000 TL’de oradan gelse, Özvarlığı 159.000 TL olur.

Hüsmen dayı örneğinde,  her ay harcamalarından sonra arttırdığı paraya TASARRUF diyoruz. Şirketlerde ise buna KÂR diyoruz. Bu yüzden şirketlerde ÖZVARLIĞI ARTIRAN TEK UNSUR KÂR‘dır.

UNUTMAYINIZ:…. Aslında farkında değilsiniz ama hepiniz kendi bilançonuzda bütün hayatınız boyunca  ÖZVARLIĞINIZI artırmaya çalışıyorsunuz… 

Bu amaca ulaşabilmek için okuyoruz. Ticaret yapıyoruz. Sanatçı oluyoruz ya da futbolcu oluyoruz… vs.. vs… Çünkü ne kadar iyi bir eğitim alırsak o kadar yüksek maaş ile çalışacağız… ya da sanatçı olursak büyük paralar kazanacağız.. ÖZVARLIĞIMIZ daha hızlı artacak… HErkesin tek ideali var… Bu iğreti dünyada ÖZVARLIĞIMIZI olabildiğince hızla artırmak.  Elbette ki eroin satarak özvarlığınızı çok hızlı artırabilirsiniz. Ama RİSK çok yüksek… Etik ve ahlaki değerleri bir kenara bırakırsak,  uyuşturucu satarak Hızla artırdığınız özvarlık bir polis operasyonuyla sıfıra inebilir. İşte  bu RİSK çok yüksek olduğu için özvarlık hızlı artar.   Yatırımcı Murtaza ağbi,  her ay tasarruf ettiği 1500 TL’yi bankaya yatırmak yerine borsaya da yatırabilir ve özvarlığının daha hızlı artmasını isteyebilirdi. Çünkü hisse sendi piyasası Bankadaki mevduat hesabından çok daha risklidir.  Eğer Murtaza abi de hırsa kapılıp parasını daha hızlı artması ve bu sayede özvarlığını kısa sürede daha hızlı artırmak için BORSAYA GİRERSE ne olur Hüsmen dayı??

– İyi halt eder… Çünkü ÖZVARLIK ARTIŞIYLA, HIRS arasında ters bir orantı vardır. Bu, yüce Allah’ın beynimize koyduğu bir software sayesinde böyle olmaktadır.  Özvarlığınızın ne kadar çabuk ne kadar hızlı bir şekilde artmasını istiyor ve acele ediyorsanız…. Sonra da bu yolda bir karar alıyor ve bu KARARDAN ASLA TEREDDÜT ETMİYORSANIZ ve YÜZDE YÜZ EMİNSENİZ, biliniz ki ÖZVARLIĞINIZ HIZLA ERİYECEKTİR…. Hayat bunun çok sayıda örneği ile doludur. Geriye doğru gidin ve geçmişi hatırlayın… Hani o tüyo gelmişti… hani önce çok tereddüt etmiştiniz… sonra da söylene kağıdı almıştınız da kağıt tavan kapatmıştı ve o gece sevinçten uyuyamamış ve sabahı zor etmiştiniz… Ne güzel hayaller kurup ne kadar mutlu bir gece geçirmiştiniz…  Sonunu hatırlamak istemiyorsunuz değil mi?  İkinci tavanda satıp parayı cebinize koyduğunuzda mutluydunuz ama kağıt hala yükselmeye devam ettikçe dayanamayıp yeniden aldınız ve SONUN BAŞLANGICI OLMADI MI?

NEyse biz yine bilançoya dönelim…

T tablosundaki  borçların bir kısmını 1 yıl içinde mutlaka  ödeyeceksiniz. Bir kısmını da belki 1 yıldan daha uzun sürede ödeyeceksiniz. Örneğin evinizin 40 bin TL borcu var ama eğer 10 bin TL’si 1 yıl içinde ödenecekse ve 30 bin TL’si 1 yıldan daha uzun vadede ödenecekse 30 bin TL’lik kısmı UZUN VADELİ BORÇ olurken diğer borçlarınız da KISA VADELİ BORÇ oluyor.

VARLIKLARINIZIN bir kısmı paradır ya da hemen  paraya çevrilebilecek varlıktır. Örneğin bankada mevduatınız varsa ve 1 aylık mevduat ise, bunu 1 yıl içinde paraya çevirebilirsiniz. ya da bir alacağınız varsa ve arkadaşınızdan bu alacağınızı 3 ay sonra alacaksanız 1 yıl içinde paraya çevrilebilecek varlıktır. Bazılarını ise bir yıl içinde paraya çevirmeyi düşünmüyorsunuz ya da çevirmeniz imkansız olabilir. Örneğin Evinizi 1 yıl içinde paraya çevirmeyi (satmayı) düşünmüyorsanız buna DURAN VARLIK denir. Eğer bir yıl içinde paraya çevrilebilecek nitelikteyse DÖNEN VARLIK  adını alır.

Dolayısıyla bir kişi ya da şirket bilançosu farklı değildir. Çok ama çok basittir. Yani aşağıdaki gibidir ve gerisi teferruattır.

Bir sonraki yazıda çooook ilginç noktaları fark edeceksiniz… Hüsmen dayı “herkesi gerçek anlamda yatırımcı yapacağım” diyor.

Demek ki bu haftanın temel mesajı şudur.  Bir bilançodaki en önemli kalem Özvarlıklardır. Herkes özvarlığını artırmak ister. Şirketler de buna çalışır. ÖZVARLIKLARI ARTIRAN TEK UNSUR KÂR’DIR.  Hüsmen dayı şimdi şu soruyu soruyor; “İki şirket olsun ve ikisinin de özvarlığı 100 TL olsun.  Acaba hangi şirkete ortak olurdunuz?”

****

 

Para Dergisi 22 Nisan 2012 –

Hüsmen  Dayı Yatırımcılığı Öğretiyor – 2

Geçen haftaki yazımızı Hüsmen dayının şu sorusuyla  bitirmiştik;

“ÖZVARLIKLARI ARTIRAN TEK UNSUR KÂR’DIR. Şimdi şu soruyu düşünün. İki şirket olsun ve ikisinin de özvarlığı 100 TL olsun.  Acaba hangi şirkete ortak olurdunuz?”

Tabi ki bu iki şirketten hangisi  özvarlıklarını daha hızlı artıracaksa o şirkete ortak olmak isterdik. Eğer A şirketi 100 TL olan özvarlığını, 120 TL’ye çıkarırken, B şirketi özvarlıklarını 130 TL’ye çıkarırsa, bu şirketin bir ortağı olarak benim özvarlığım da artmış olacaktır.  Bu örnekte özvarlığını 130 TL’ye çıkaracak olan B şirketine yatırım yapmak akıllıcadır.

Bu örnekte her iki şirketin de özvarlığını başlangıçta 100 TL olarak aldık. Varsayalım ki; A şirketinin özvarlığı başlangıçta 300 TL iken bir yıl sonra 360 TL’ye çıkmış olsun.  B şirketinin özvarlığı da 2500 TL iken bir yıl sonra 2750 TL’ye çıkmış olsun.

Hangi şirkete ortak olmak daha karlı olurdu?

Tabi ki A şirketine ortak olmak daha anlamlıdır. Çünkü A şirketi, özvarlıklarını yüzde 20 artırırken (60/300=0.20), B şirketi özvarlıklarını yüzde 10 artırabilmiştir (250/2500=0.10).

Diyelim ki Hüsmen dayının bilançosunun VARLIKLAR bölümünde 100 TL değerinde (şirketin özvarlık değerlemesine  göre) A şirketi hisseleri vardı. Bir yıl sonra Hüsmen dayının varlıklarında 20 TL artış olacaktır. Bilançosunun VARLIKLAR (AKTİF) kısmında 20 TL artış olunca, sağ tarafta da aynı değerde artış olması gerekir.  İşte bu varlık artışı, bilançonun sağ tarafına (PASİF kısmında) Özvarlık kaleminin altındaki KÂR kaleminde gösterilecek ve Özvarlıkları  20 TL artmış olacaktır.

Bu durumda, yatırım yapılacak şirket hissesini bulabilmek için en önemli soru şu oluyor: “Önümüzdeki bir yıl içinde (veya iki, üç, beş ya da on yıl içinde) hangi şirket özvarlıklarını en çok artıracaktır?” Bu aşamadan sonra Hüsmen dayı bize yatırımcılığı öğretecek. Hüsmen dayıyı kısaca size tanıtayım. Kendisi  şu an 65 yaşlarında çok güler yüzlü, babacan bir duayen… Ömrü yatırımlarla geçmiş… Önce bankacı olarak işe başlamış ama kader O’nu büyük şirketlerde en üst düzeyde yöneticiliklere taşımış… Şirketler için uzun vadeli vizyonlar belirlemiş… El attığı her şirketin değeri yıllar içinde katlanıp gitmiş… Sonra emekli olmuş… Şu an çok şirin bir kıyı kasabasında hayatına devam ettiriyor… Sıradan ama çok mutlu  bir hayat yaşıyor… Yaz aylarında o kıyı kabasına tatile gelen fon yöneticileri, para yöneticileri, şirket yöneticileri kapısını çalıyor ve mutlaka sohbet etmek, derin tecrübelerinden faydalanmak  istiyorlar… Onları kırmıyor, deniz kıyısında, bir çardağın altında, salaş bir  restoranda akşamları  Hüsmen dayı konuşuyor,  herkes sessizce dinliyor ve çok sevdikleri bu insana “Hüsmen dayı” diyorlar.

–          Hüsmen dayı ne diyorsun? Bu soruya cevap vermek kolay mı? Sen nasıl cevap verirdin?

–          Evlat… herkes bu soruya cevap verebilseydi çok zengin olurdu. Sen şimdi bana en zor soruyu sordun.  Ama bu soruya önce sen cevap ver. Elimizde üç şirket olsun ve bunlar da A, B ve C şirketleri olsun… İnceleme yapmaya ilk önce nerden başlardın?

–          Herhalde üç şirketin de özvarlık karlılıklarını bulurdum. Yani KAR/ÖZVARLIK formülüyle en yüksek özvarlık karlılığına (ÖVK) sahip şirketi bulurdum. Eğer A’nın ÖVK’sı yüzde 15, B’nin ki yüzde 30 ve C’nin ki yüzde 20 ise ben B şirketinin hisselerini alırdım.

–          Yanlış cevap evlat…

–          Neden?

–          B şirketinin geçmiş  bir yılda elde ettiği ÖVK oranı diğer şirketlerden yüksek olabilir ama, gelecek yıl yine hepsinden yüksek olacağını nereden biliyorsun?  Gelecek yıl B şirketinin özvarlık karlılığı ya eksi yüzde 20 olursa…

–          Neden öyle olsun dayı? Şaka mı yapıyorsun O kadar büyük fark olur mu?

–          Evet evlat çoooook büyük farklar olabilir. Bunları daha sonra sana göstereceğim ama istersen önce bu soruya doğru dürüst bir cevap bulalım

–          O zaman ben de bu üç şirketin geçmiş yıllardaki özvarlık karlılıklarının ortalamalarına bakardım… Hangisi en yüksekse o şirketi seçerdim…

–          Ehh.. bu olabilir ama yine eksik cevap…

–          Neden eksik?

Gelecek hafta devam edeceğiz…

****

Para Dergisi – 29 Nisan 2012

Hüsmen Dayı Borsada Yatırım Yapmayı Öğretiyor -3

–          Hüsmen dayı geçen hafta çok önemli bir yerde kalmıştık.  İstersen tekrar özetleyeyim. Eğer uzun vadede borsada kazanmak istiyorsak özvarlıklarını en çok artıracak olan şirketi bulmamız gerekiyordu.  Sen şu soruyu sormuştun; “Elimizde üç şirket olsun ve bunlar da A, B ve C şirketleri olsun… İnceleme yapmaya ilk önce nerden başlardın?” Ben de şu cevabı vermiştim; “Herhalde üç şirketin de özvarlık karlılıklarını bulurdum. Yani KAR/ÖZVARLIK formülüyle en yüksek özvarlık karlılığına (ÖVK) sahip şirketi bulurdum. Eğer A’nın  ÖVK’sı yüzde 15, B’nin ki yüzde 30 ve C’nin ki yüzde 20 ise ben B şirketinin hisselerini alırdım.”  Demiştim.  Bunun üzerine sen bana  “Yanlış cevap evlat…” demiştin.  Bu cevap neden yanlış?

–          Çünkü sen bir şirketin şu anki özvarlık karlılığına bakıyorsun. Bizi ilgilendiren şey ise gelecekteki özvarlık karlılığıdır. Bir şirket bu sene çok yüksek özvarlık karlılığı göstermiş olabilir ve bu sene özvarlıklarını ciddi boyutta artırmış olabilir. Ama bu durum gelecekte de aynı oranda artırmasını garanti etmez. Ayrıca,  bu bilgi zaten fiyatın içine girer ve şirketin o durumu fiyatlara yansır.  Önemli olan konu şirketin bundan sonraki dönemde ne yapacağıdır.

–          Peki her şirketin örneğin geçmiş beş on yıldaki özvarlık karlılıklarına bakıp ortalamasını alsak ve bu konuda ortalaması en yüksek şirketi seçsek nasıl olur?

–          Doğru görünen bir yaklaşım olsa da bu tür bir hisse seçme stratejisi de eksiktir. Yani son beş on yılda ortalama olarak en yüksek özvarlık karlılığına sahip olan şirketi seçmek yeterli olmaz.

–          Neden Hüsmen dayı?

–           Şimdi aşağıdaki tabloyu birlikte inceleyelim. Bu tabloda A, B ve C şirketlerinin yıllar itibariyle özvarlık karlılıkları verilmiş. Tabloda her şirketin 2004-2010 yılları arasındaki ÖVK ortalaması 26’dır. Yani bu şirketler ortalama olarak her yıl özvarlıklarına yüzde 26 ekleme yapmışlar. Ama A şirketi istikrarlı bir şekilde her yıl özvarlıklarını yüzde 20 ile 32 arasında değişen oranlarda artırırken, B şirketi Bir yıl yüzde 55 artırmış ama diğer yıl yüzde 10 düşürmüştür. C şirketi ise her yıl aslında yüzde 5-6 artış yaparken 2009 yılında belki bir arsa sattığı için veya faaliyeti dışında bir geliri nedeniyle yüzde 147 artış sağlamış ve ortalamasını yüzde 26 yapmıştır.

 

–          Evet Hüsmen dayı, gerçekten de ortalamaya bakmak çok hatalı olabiliyor. Aslında burada özvarlıklarını en istikrarlı biçimde artıran şirket A şirketidir. Ama sadece ortalamalara bakacak olsak, sanki hepsi aynıymış gibi olacaktı.  Bu durumda eğer 2003 yılında hepsinin özvarlığı 100 TL olsaydı, acaba 2010 sonunda bu şirketlerin özvarlıkları ne olurdu?

–          Çok güzel soru evlat… Bak o tabloyu da hazırladım. Eğer 2003 yılında üç şirketin özvarlıkları 100 TL olsaydı ve yukarıdaki tablodaki oranları baz alarak hepsini artırmaya başlasaydık, hepsinin ortalama artış oranı yüzde 26 olmasına rağmen A şirketinin özvarlıkları 494 TL, B şirketininki 381 TL ve C  şirketinin özvarlıkları da 337 TL olacaktı.

 

–          Gerçekten de çok önemli bir bilgi verdin dayı. Demek ki ortalama artış oranlarına bakarken dikkatli olmak gerekiyor. Şimdi bir şey daha soracağım. Bu ortalamaları daha güvenli kılacak olan başka bir hesaplama yöntemi var mı? Yani ben ortalamaya bakmak yerine başka nasıl bir rakama bakayım da, özvarlıklarını her yıl istikrarlı bir şekilde artıran şirketleri bulayım?  Şöyle bir şey yapabilir miyiz? Örneğin 2003 yılında bu şirketlerin özvarlıkları 100 TL idi, yukarıdaki tabloya göre A şirketi 2010 yılında 494 TL oldu. Diğerleri de zaten tabloda yer alıyor. En son yılın rakamını ilk yılın rakamına bölsek? Yani 494/100=4.94 oluyor. Dolayısıyla A şirketi özvarlıklarını 4.94 kat artırmış oluyor. B şirketi 3.81 kat ve C şirketi de 3.37 kat artırmış oluyor. Ne dersin Hüsmen dayı?

–          Bu daha da yanlış olur evlat. Bir şirket düşün ki yıllar boyunca bu şirketin özvarlığı aynı kalmış olsun yani 2003 yılında 100 TL ike 2009 yılına gelindiğinde hala 100 Tl olsun ama 2010 yılında aniden elindeki arsa çok değerlenip satmış olsun ve çok büyük bir kar yazsın ve o yılki kârı 400 TL olunca özvarlıkları da 500TL’ye çıkmış olsun. Bu durumda yine yukarıdaki sorunla karşı karşıya kalırsın. Yani 2004’den 2009’a kadar özvarlık artış oranı “0” iken son yıl yüzde 400 olur.

–          Evet haklısın Hüsmen dayı… Ne yapacağız o zaman? Yani istikrarı veren bir formülün var mı?

–          Evet var… Her şirketin yıllık özvarlık karlılığı oranlarının şeyini hesaplayacaksın…

–          Neyini?????

–          Yerimiz bitti, gelecek hafta açıklayacağım.. Sen bir hafta düşün ve çalış bakalım…

–          Ufff çok kötüsün Hüsmen dayı…

–           Evlat unutma… çaba göstermeden alacağın her bilgi kaybolmaya ve unutulmaya mahkumdur.

 **** 

Para Dergisi – 6 Mayıs 2012

Hüsmen Dayı Borsada Yatırım Yapmayı Öğretiyor -4

–          Hüsmen dayı bu hafta çok heyecanlıyım. İnan çok çalıştım ve geçen hafta senin cevap vermediğin sorumun cevabını kendim buldum. Hani demiştin ya “Çalışmadan elde edeceğin her bilgi kaybolmaya mahkumdur”. Gerçekten de öyleymiş. Meğer bize üniversitede bu konuyu öğretmişler. Özvarlık karlılığı  (ÖK) veya herhangi bir başka veri serisinin istikrarlı olup olmadığını ölçen aracı bana öğretmişler. Ama ben unutmuşum. Üstelik de Üniversite birinci sınıfta öğretmişler…

–          Aferiiinn… artık unutmazsın. Çünkü bu bilgiye ulaşmak için eminim çok çaba sarf ettin.

–          Evet Hüsmen dayı çok çaba sarf ettim. Üç gün boyunca internette araştırdım ama ancak dördüncü gün farkına varabildim. Meğer elimin altındaymış…

–          Peki o zaman sen anlat ben de dinleyeyim… Her yıl özvarlığını istikrarlı bir şekilde artıran şirketleri nasıl bir hesaplama yöntemiyle buldun?

–          Geçen hafta bana bir örnek vermiştin. A, B ve C isimli şirketler vardı. Bunların her yıl elde ettiği özvarlık karlılıklarını hesaplamıştın ve en son kolonda da ortalamalar vardı ve hepsinin ortalama özvarlık karlılık artış ortalaması 26 çıkıyordu.

–          Evet doğru… Peki sen nasıl bir katkı yaptın da en istikrarlısını buldun?

–          Aşağıdaki tabloyu hazırladım ve en son kolona Özvarlık karlılıklarının ortalamasını hesapladım. Bu tabloda A hissesinin Özvarlık karlılığının standart sapması sadece 4.4 çıkmış.

 

–          Dur acele etme evlat. Standart sapma dediğin şey nedir? Bir yerden formül bulup, ezbere bir hesaplama mı yaptın yoksa gerçekten de bunun  anlamını (özünü) öğrendin mi?

–          Öğrendim dayı… Eğer bir şirketin ÖK değerleri her yıl ortalamaya çok yakın değerler oluyorsa  veya ortalamadan fazla bir sapma göstermiyorsa, bu durumda standart sapmalarının (Yani ortalamadan sapmalarının) değeri çok düşük çıkıyor.  Çnkü bütün değerler ortalamanın etrafında bir yerde oluyor. Örneğin bu tabloya göre A şirketinin ÖK standart sapması 4.4 çıkarken, B şirketininki 41 ve C şirketininki de 53.6 çıkmış. Dolayısıyla bu tablo bize gösteriyor ki ÖK değerleri her yıl istikrarlı olan şirket A şirketidir. Diğer iki şirketin özvarlık karlılıkları çok büyük sapmalar gösterebiliyor. Aslında C şirketinin ÖK değerleri her yıl istikrarlı giderken son yıldaki %147 büyüme bütün görünümü bozmuş. Eğer 2009 yılında bu şirketin ÖK değeri yüzde 147 olmasaydı da yüzde 5 olsaydı bu durumda C şirketinin standart sapması 1.3 çıkacaktı. Dolayısıyla kafamda yeni bir soru daha oluştu…

–          Nedir bu soru evlat?

–          Aslında C şirketinin ÖK değerleri her yıl istikrarlı bir şekilde yüzde 5 ile 7 arasında değişirken birden 147 değeri bütün görünümü bozuyor ve sanki B şirketinden daha da istikrarsız bir durum oluşuyor. Halbuki aslında C şirketinin değerleri bana göre B’ninkinden daha istikrarlı ama standart sapma değerleri böyle söylemiyor. Eğer sadece bir tane veri,  standart sapmayı bu kadar bozuyorsa biz bunu nasıl anlarız?

–          Aferin evlat… Güzel bir noktayı yakaladın. Gerçekten de B şirketinin değerleri -10 ile 90 arasında değişirken C’ninki normalde 5 ile 7 arasında değişiyor. Ama C’de yer alan 147 değeri sanki C’nin çok daha fazla dalgalı olduğunu söylüyor. Dolayısıyla sen borsadaki 350 şirket için bu değerleri hesaplattığında belki de durumu istikrarlı olan bir şirket sadece bir veri yüzünden çok istikrarsızmış gibi görünecektir. Dolayısıyla her şirketin bu tür bir tablosunu tek tek gözle taraman gerekecek. Ama sana güzel bir haberim var. İstatistikte işte bu tür durumları gören bilim adamları başka bir formül daha geliştirerek bu tür durumları ortaya çıkarmayı başarmışlar.

–          Yapma Hüsmen dayı… Sen gözüme böyle bakmaya başlayınca korkuyorum… Şimdi de “git bu formülü araştır bul” diyeceksin değil mi?

–          Çok zekisin evlat… Tastamam öyle…

–          Ne olursun dayı, bari bunu söyle…

–          Hayır.. tabi ki söylemeyeceğim… Ben bugüne bugün dünyanın en iyi analisti olmaya aday  birine rehberlik yapıyorum. Bu yüzden her bilgiye çalışarak ulaşacaksın. Unutma! Sana hazırca verilen her bilgi kaybolmaya mahkumdur…

–          Hüsmen dayı kafam iyice karıştı ve konular içinde kayboldum. Biz bu noktaya nasıl geldik?

–          Evlat… dedik ki,  biz eğer her yıl özvarlıklarını istikrarlı bir şekilde yüksek oranda  artıran (yani özvarlık karlılığı istikrarlı ve  faizden yüksek olan), bu karı da yatırımcısıyla sürekli olarak paylaşan şirketleri arıyoruz. Ama sen daha henüz “hangi şirketler her yıl istikrarlı bir şekilde özvarlık karlılığını artırıyor?” sorusuna cevap arıyorsun. Önce bu istikrarlı şirketleri bulalım sonra da daha çoook analiz yapacağız… Standart sapma konusunu  iyi yakalamışsın ama C şirketinin durumunu açıklamakta yeterli olmadı. Ümidini kesme ve çalış… bu eğitim sonunda sen ciddi bir analist olacaksın ÇEKİRGE… Şimdi git ve C şirketinin durumunda olduğu gibi, aslında istikrarlı giden ama bir veri sebebiyle sanki istikrarsızmış gibi görünen şirketleri ayıklatacak formülü bul gel… haydi marş marş…

****

Para Dergisi – 13 Mayıs 2012 

Hüsmen Dayı Borsada Yatırım Yapmayı Öğretiyor – 5

–          Hüsmen dayı geçen hafta beni çok zorladın. Bu hafta da çok çalıştım. Ama geçen hafta sorduğun soruya net bir cevap bulamadım. Aşağıdaki tabloda aslında istikrarlı bir şekilde kâr eden ve  özvarlık karlılığı belirli bir değer etrafında değişen C şirketinin istikrarını sadece 2009 yılındaki 147 değeri bozuyordu. Dolayısıyla standart sapması da yüksek çıkıyordu. Sen bu tip şirketleri ayıklayabilecek bir formülden bahsettin. Ama ben bulamadım.

–          Demek bulamadın. Bu durumda ben sana yardım edeceğim. Çünkü samimi bir şekilde araştırdığını biliyorum.  Bu tür durumlarda, standart sapma değerini hesapladıktan sonra ayrıca çarpıklık katsayısını da (Skewness) hesaplamakta fayda var.

–          Çarpıklık katsayısı nedir?

–          Bak şöyle anlatayım. A şirketinin ÖK değerleri ortalamaya çok yakın değerleri içeriyor ve 26 değerinin sağında ve solunda neredeyse eşit dağılıyor. Yani bu tür durumlarda biz “normal dağılım” dan bahsediyoruz. Eğer bir şirketin ÖK değerleri ortalama etrafında normal olarak dağılmışsa, bu şirketlerin gelecekte elde edeceği ÖK değerleri de ortalamaya yakın çıkacaktır. Yani geleceği tahmin etmek istatistiksel olarak daha kolay olacaktır. İşte az önce bahsettiğim çarpıklık katsayısı ne kadar “sıfır” değerine yakın çıkarsa, ilgili ÖK değerleri o kadar normal dağılmış olacaktır. Fakat Çarpıklık katsayısı ne kadar sıfırdan uzaklaşırsa, normal dağılımdan o kadar uzaklaşılmış olacaktır.

–          Hüsmen dayı bu çarpıklık katsayısını nasıl hesaplayacağız?

–          Eğer şimdi burada formül verirsem çok kafanı karıştırmış olurum. Bu hesaplamayı excel’de yapmak için

=ÇARPIKLIK(a2:F2)

yazdığında a2 ile f2 hücreleri arasındaki değerlerin çarpıklık katsayısı hesaplanmış oluyor.

 

Daha önce incelemeye aldığımız hipotetik şirketlerin çarpıklık katsayıları bu tabloda görülüyor. Dikkat edersen, B şirketi aslında çok dalgalı bir ÖK değeri izlemesine rağmen, çarpıklık katsayısı sadece 0.6 çıkmış. Yani aslında çok dalgalı fakat belirli bir değer etrafında dalgalanıyor. Buna karşın C şirketinin çarpıklık katsayısı 2.6 gibi bir değer çıkmış. Yani  C şirketinin ortalama değeri aslında gerçeği yansıtmıyor.

–          Yani Hüsmen dayı, anladığım kadarıyla “ortalama değer ne kadar gerçeği yansıtıyor ya da yansıtmıyor” sorusuna cevap vermek için çarpıklık katsayısına bakacağız. Bunu mu anlamalıyım?

–          Evet tastamam öyle… Peki Standart sapma ile çarpıklık katsayısı arasındaki emel fark nedir söyle bakalım.

–          Standart sapma değeri eğer çok yüksek çıkıyorsa ve çarpıklık katsayısı sıfıra yakınsa bu durumda ÖK değerleri ortalama değerden uzak değerler alabiliyor ve çok sapma gösterebiliyor. Fakat çarpıklık katsayısı sıfıra yakın olduğu için normal bir dağılım gösteriyor, yani sadece bir veya iki değer ortalamayı aslında fazla bozmuyor.

–          Evet.. çok doğru… Peki standart sapma çok düşük iken, çarpıklık katsayısı yüksek çıkarsa ne anlama gelir?

–          Bu durumda ÖK değerleri ortalama değere aslında çok çok yakın olmasına rağmen sadece bir tane değer bu ortalamayı bozmuş anlamına geliyor.

–          Demek ki evlat ne yapacakmışsın?

–          Neyi ne yapacak mışım?

–          Yani borsadaki şirketlerin  özvarlık karlılık rakamlarına bakacaktın ve son 10-15 yılda en çok özvarlıklarını artıran şirketleri bulacaktın. Daha sonra da bu şirketlerin borsadaki fiyatlarının ne kadar sürede ne kadar prim yaptıklarını hesaplayacaktın. Söyle bakalım bu  bilgileri öğrendikten sonra nasıl bir yol izleyeceksin?

–          Öncelikle borsadaki her şirketin her yıl elde ettiği özvarlık karlılığı rakamlarını hesaplayacağım. Yani her yıla ait net kâr rakamını özvarlık değerine böleceğim. Sonra bunların ortalamalarını alacağım. Ayrıca standart sapma ve çarpıklık katsayılarını da hesaplayacağım.  Sonra da bunların içinden en istikrarlı şekilde her sene özvarlık karlılığı yaratan şirketleri tespit edeceğim. Bunu yaparken de en düşük standart sapma ve en düşük çarpıklık katsayısı olan şirketler en istikrarlı olanlar olarak tespit edilmiş olacaktır. Ardından da, bu şirketlerin hisse senedi fiyatlarının bu süre içinde ne kadar prim yaptığına bakacağım.

–          Aferin evlat ama iş bununla bitmeyecek. Sen önce bunları bir hazırla ve bana getir. Daha sonra başka sorulara da cevap vermen gerekecek. Haydi kolay gelsin…

–          Sağolasın Hüsmen dayı, bu çarpıklık katsayısını öğrendiğim çok iyi oldu. Gelecek hafta birçok çalışma ile sana geleceğim…

 

****

Para Dergisi – 20 Mayıs 2012 

Hüsmen Dayı Borsada Yatırım Yapmayı Öğretiyor – 6

–          Hüsmen dayı geçen hafta bana çarpıklık konusunu öğrettin ve sevinerek eve gittim. Çünkü artık şirketleri hemen ayıklayacaktım. Her şirketin Özvarlıklarını  ve Net kar rakamlarını buldum. Sonra da Net Kar rakamını Özvarlık rakamına böldüm.  Yani şirketlerin hepsinin yıllar itibariyle özvarlık karlılık rakamlarını hesapladım.  Bu iş o kadar kolay görünmesine rağmen, başım yine belada. Basit bir özvarlılık karlılık rakamını bile bulmayı beceremediğim şirketler oldu.

–          Derdini ayrıntılı olarak anlat bakalım evladım. Nedir derdin? Niçin özvarlık karlılık rakamlarını hesaplamakta zorlandın J

–          Hüsmen dayı niçin gülüyorsun… Bozuluyorum

–          Eeeeee… geçen hafta sana söylemiştim, daha çoook sorunlarla karşılaşacaksın demiştim. Borsadan para kazanmak öyle göründüğü kadar kolay değil. Bak kaç haftadır deliler gibi çalışıyorsun ve hala bir özvarlık karlılığı rakamını bile hesaplayamamışsın.

–          Vallahi bu kadar zor olduğunu bilseydim bu işe kakışmazdım ama başladık bir kere… Neyse derdimi anlatayım… Aşağıdaki tabloda bazı şirketlerin 2008’den bu yana gerçek özvarlık ve net kar rakamları var.

 

–          Güzel bir tablo hazırlamışsın evlat..

–          Sağolasın ama sorunum büyük. Şimdi tabloda AYGAZ satırına bakalım. Burada Sorun yok. Her yıla ait Net Kar rakamını Özsermaye rakamına bölüyorum. Örneğin 2008 tılında aygaz’ın özvarlık karlılığı (ÖVK) yüzde 1.8 olmuş.  Benzer şekilde 2009 yılında yüzde 18.4, 2010 yılında yüzde 12.1 ve 2011 yılında yüzde 15.3 olmuş.  Hüsmen dayıcığım burada hiçbir sorun yok. Fakaaat…

–          Dur bakalım evlat, gerçekten de AYGAZ’ın ÖVK hesdaplamalarında sorun yok mu?

–          Yok tabi ki,

–          Hayır ciddi bir sorun var…

–          Hüsmen dayı ne diyorsun? Benimle kafa mı buluyorsun? Sorun Nedir?

–          AYGAZ’In 2008 yılı özsermaye rakamı nedir?

–          Tabloda görüyoruz işte 1400.1 (yani 1 milyar 400 milyon TL)

–          Peki Kâr rakamı nedir?

–          25.8 milyon TL’dir.

–          Sen bu iki kalemi birbirine böldün. Ama hatırla bakalım. Ne demiştik. Özvarlığı artıran en önemli kalem Kâr’dır. Kâr nedeniyle özvarlıklarımız yüzde kaç artmıştır? Yani 2008 için özvarlık karlılığı verisini hesaplarken, net kârı 2007’nin özvarlık rakamına bölmen lazım. Böylece 2007 sonundan 2008 sonuna kadar olan bir yılda özvarlıkların gerçekten kâr nedeniyle yüzde kaç artmış olduğunu bulursun. Unutmaman gereken bir şey var. Piyasalar beklentileri satın alır. Yani hiç kimse şu anki Net Kârı Özvarlığa bölerek hiseye yatırım yapmaz. Gelecekte elde edeceğini düşündüğü Kârı şu anki Özvarlık rakamına böler ve eğer şu anki özvarlıklar örneğin banka faizlerinden daha fazla artacaksa  o hisseye yatırım yapar. Bu yüzden bir firmanın gerçek özvarlık kârlılığı rakamını hesaplarken bu yılın Net Kâr rakamını önceki yılın Özvarlığına bölmelisin.

–          Anladım Hüsmen dayı. O zaman bu tabloyu bir daha hazırlamam gerekecek.  Fakat tabloyu tekrar hazırlamadan önce en can alıcı soruyu sorayım. Bazı şirketlerin özvarlıkları negatif (eksi) aynı zamanda Net kar rakamı da eksi. Eğer iki tane negatif rakamı birbirine bölersek sonuç artı çıkıyor.  Tabloda BISAS tekstil 2009-2011 yılları arasında sanki yüzde 100’ün üzerinde özvarlık karlılığı sağlamış gibi görünse de durum öyle değil. Bu işin içinden nasıl çıkacağım? Bu tip garip durumları sarı ve kırmızı olarak boyadım. Dikkat çeksin diye…

–          İyi yapmışsın…ama bu hafta yerimiz bu kadar gelecek hafta devam edelim…

“Hüsmen Dayı Yatırımcılığı Öğretiyor – 1” ile ilgili 14 yorum

  1. Hocam öncelikle çok teşekkür ederim paylaşımınız için. Geçen hafta tvdeki bir konuşmanızda övk ile ilgili yorumlarınızı duymuştum ve nasıl hesaplayabileceğimi ve nasıl yorumlayabileceğimi anlamak için uğraşıyordum. Değerli bilgilerinizi bizlerle paylaştığınız için nekadar teşekkür etsem az. Saygılarımla

  2. Size ne kadar teşekkür etsem az.
    Bir konu ancak bu kadar basit ve bu kadar güzel anlatılabilirdi.

    Öğrencileriniz çok şanslı. Keşke ben de sizin öğrenciniz olsaydım..
    Bir sonraki yazınızı heyecanla bekliyorum…
    Tekrar çok çok teşekkür ederim.

  3. Yaşar Bey ,

    acemiliğime verin fakat özvarlık hesaplarken bir sıkıntım var. Bilançoda özvarlık hesabu yaparken aynı yılın aktif ve pasifleri arasındaki farkı mı almak gerekiyor yoksa bir önceki yılla olan farkı mı almak gerekiyor. Aynı yılı alınca sürekli dıfır değeri hesapladım mesela anadolu gıda firması için. Bu tabloyu oluşturma konusunda daha detaylı bilgi verebilmeniz mümkün müdür ? Teşekkürler ,

      1. Yaşar Hocam,

        Teknik veya yasal bir engel yoksa bu yazı devam etmeyi hak ediyor. Lütfen bir değerlendirin. Sorun vakit ayıramamak ise daha kısa yazılabilir.

        Saygılarımla,

  4. Hocam;
    çarpıklık katsayısı ve standart sapma değerleri kullanarak yapılan tahminler, sadece ortalamaya yakın olup olmayacağına ilişkin mi? yoksa daha spesifik tahminler yapılabiliyor mu?

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir