Avrupa’nın krize girmesi ve büyüme hızının bu yıl sıfırın altına doğru inmesinin Türkiye’ye etkisi olacağı belliydi. Çünkü hem dış finansmanın hem de ihracatın ağırlıklı yapıldığı bölge burası. Hatta uluslararası kuruluşların bu etkileşimden dolayı 2012 yılı Türkiye tahminleri ciddi biçimde negatifti. Ancak Türkiye ihracatta AB dışı pazarlara yönelerek bu etkiyi azalttı. TİM verilerine yani altın hariç rakamlara göre, yılın 6 ayında AB’ye ihracat geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7.9 düştü, 31.8 milyar dolardan 29.3 milyar dolara indi. AB dışı bölgelere ihracat ise 33.8 milyar dolardan 40 milyar dolara yükseldi. Artış oranı yüzde 18.4. Bu artış toplam ihracatı yüzde 5.6 artırdı ve beklenen kötü senaryonun gerçekleşmesini önledi. Buradaki rakamlara altın ihracatının dahil olmadığını ekleyelim.
MADALYONUN ÖTEKİ YÜZÜ: İhracattaki bu ayrışma, Avrupa’daki krizden Türkiye’nin ticaret kanalıyla etkilendiğini ama bu kez kendine farklı bir kaçış yolu bulduğunu gösteriyor. Avrupa krizinin ihracata etkisi ve yeni pazarlar bulunması madalyonun bir yüzünü yansıtıyor.
Madalyonun ikinci yüzü ihracatla birlikte sanayi üretiminin de değiştiğini yansıtıyor. Mayıs ve haziran ayındaki canlanmanın ardından haziranda ivme kaybeden sanayi üretimi yüzde 2.7 arttı. Yılın ilk çeyreğinde yüzde 2.8’lik sanayi üretim artışından sonra ikinci çeyrekte yüzde 3.4’lük artış kaydedildi. Böylece ilk yarıdaki üretim artışı yüzde 3.1 oldu. Geçen yılın aynı döneminde bu rakam yüzde 11.0 düzeyindeydi.
İŞTE AVRUPA ETKİSİ: 11’den 3’e inilmesinde iç talebin yavaşlamasının yanında Avrupa’ya ihracatın düşmesinin de etkisi var.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.
