İlk Grevde Dağıldılar

Küresel soygunun tüm dünyayı vurmasıyla birlikte ilk fatura ödeyenlerden biri olan Yunanistan’da yaşananları hatırlayın. Özellikle kemer sıkma paketinin gündeme geldiği günlerde arka arkaya iş bırakmalar, toplu gösteriler, itirazlar yükseldi. Peki o zaman ‘başarılı ekonomi’ palavrasıyla ortada dolaşan iktidarımız mealen ne diyordu?

“Komşumuzun haline üzülüyoruz. Ama onlar da bizim gibi politikalar uygulasalardı, bu sorunları yaşamazlardı.” Gerine gerine ekranların karşısına çıkıp, caka satıyorlardı. Bu arada her hak aramaya kalkanın da tepesine biniyorlardı.

Sağlıkçılardan ataması yapılmayan öğretmenlere kadar herkes bu ülkede provokatör ilan edildi. Utanmasalar bunu da Ergenekon’a bağlayacaklardı. Nitekim bunu ima edenler de olmadı değil. Cebir, şiddet, itibarsızlaştırma, gaz ve copla hakkını arayanların karşısına çıkanlar, ekranlarda da demokrasi oyununu en ileri düzeyinden sergilemeyi ihmal etmediler.

‘Hangi demokratik ülkede bu uygulamalar var’ diyenleri de geri kafalılıkla suçladılar. Peki şimdi ne oldu? THY çalışanları bir günlük iş bırakma eylemi yaptılar, iktidar dağıldı. Saçma sapan, tutarsız açıklamalar birbirini izlerken, yaklaşımları da aslında 12 Eylül 2010 referandumunda ‘yetmez ama evet’ diyenlere kapak oldu.

Bu arada THY çalışanlarının neye itiraz ettiği de bilinçli bir biçimde gündemden kaçırıldı. Hava-İş Sendikası mecliste grev haklarını ellerinden alan kanun tasarısına itiraz ediyordu. Yani yarın ağlamamak için, bugünden konuşuyorlardı. Sonuç? İş bırakanların içinden bir bölüm işten atıldı, grev yasağı getiren tasarı da, çalışma yaşamına ilişkin tasarılar yıllardır sürünürken jet hızıyla mecliste yasalaştı.

En garip olan da AKP İstanbul Milletvekili Metin Külünk’ün açıklamalarıydı. “Milletin sahibi olduğu şirketin küresel marka olma heyecanı yaşarken karşılaşabileceği engellerin ortadan kaldırılması Parlamento’nun sorunudur.” Engel diye bahsettiği ILO sözleşmelerini çiğneyerek elden alınan grev hakkı. Ayrıca duyup da bilmeyen bu zatı ve partisini milli ekonomi uygulayan bir nitelikte zanneder.

Milyarlarca doları, bor alıp, borcu milletinin sırtına yükledikten sonra yollara akıtıp, ardından da otoyolları ve köprüleri özelleştirme niyetindeki bir zihniyetten çıkıyor bu sözler. Bugün mangalda kül bırakmayanların iki gün sonra THY’yi de satış listesine koyacağından şüpheniz bile olmasın. Ama amaç ne? Alacak yabancıya kılçıksız balık teslim etmek… Külünk bunla da yetinmedi, sendikacılık tarifi de yaptı ve sorumlu sendikacılık döneminde olduğumuzu söyledi. Sendikaların nasıl embedded hale geldiği ve kendi üyelerine karşı sorumsuzluk içinde olduğu ve iktidar yağdanlığı yaptığı bilinmiyormuş gibi…

Gelelim en baştaki konuya… Avrupa adım adım zincirleme krize sürükleniyor. Önümüzdeki süreçte daha çok düşen taş göreceğiz. Ama ilk düşen taş olan Yunanistan ile dalga geçenler, bugün uyguladıkları politikaların kimin adına yürürlüğe koyulduğunu da itiraf ettiler.

Elbette burada suçun en büyüğü hakları sürekli gasp edilen çalışan, üreten, patronundan işçisine mağdur edildiği halde sesi çıkmayan çalışma yaşamının aktörlerinde… Sustukça kemiklerini kırmayı sürdürecekler. Oysa görüldü ki, bunlar kağıttan kaplan. Daha ilk iş bırakmada felekleri şaştı. Biraz cesaret ve onurlu duruş lütfen… En azından çocuklarınız için.

[email protected]

“İlk Grevde Dağıldılar” ile ilgili 6 yorum

  1. Aklınız almıyor değil mi? öngörülerinizinhepsi yerle bir vizyonunuz bu kadar :wink: avrupa yerlerde sürünürken biz nasıl ayaktayız diye düşünedurun belki bir gün bulabilirsiniz :mrgreen:
    Grevin 1 günlük maliyetini niye yazmıyorsunuz.

  2. bu site ekonomi yazıları üzerine olması gerekirken siz işi tamamen siyasi alana çekiyorsunuz.Ayrıca işten çıkarmaları tamamen destekliyorum onları işe alırken thy size şu kadar zam yapacağım diye bi taahüt verdi mi? Beğenmiyorsan git başka yerde çalış kardeşim zorlamı tutuyoruz seni.

  3. Ali Bey,
    Grevin 1 günlük maliyeti ticari bir işletme olan THY yönetiminin sorumluluğudur. Bu mailyetin, milletin alın teri ve vergisi olduğuna dair beyanlarda bulunulmuştur ve fakat bu beyanlar da doğru tespitler değildir. Tartışılan şey, çalışanların haklarını aramak için kullanabilecekleri en etkili yöntemlerden olan grev hakkının alınmasıdır. Konuyu bu noktadan saptırmak ve maliyet gibi bir zemine çekmek oldukça yanlıştır.

    Yine de 1 Günlük maliyetlerle ilgileniyorsanız bu ve geçmiş hükümetlerimizin yanlış politikaları ve satınalmaları/satışları sonucunda katlanmak zorunda kaldığımız maliyetlere odaklanmanızı öneririm. Zira onlar hakikaten bizim vergilerimizdir.

    Avrupa yerlerde sürünürken bizim ayakta olma hususuna gelince, böyle düşünmenize yol açan somut kanıtları bizimle paylaşırsanız, öğrenmek bizleri mutlu edecektir.

    Selamlar
    Berkan.

  4. Sayın Yaşar Erdinç in yazısına tamamen katılıyorum ve altına imzamı atıyorum.Ayrıca bu platformda sadece ekonomik yazılar yazılacak diye bir kuralmı var yoksa bizim işine gelmeyen konuda jet hızıyla kendilerine verilen komutla kanun çıkaranlar yeni bir kuralmı koyuverdiler.Diyorsunuz ya zorlamı çalıştırıyorlar onları sizlerede bu yazıları kimse zorla okutmuyor başka sitere giriver .Körler Sağırlar birbirini ağırlar siteri var ol gülüm ver gülüm oynarsınız.

    1. BU yazıyı ben değil, sayın Çetin Ünsalan yazmıştır. Yazarlarımızın görüşlerine saygım nedeniyle bunu belirtmek durumundayım.

  5. Bugün gelişmiş,tüm ülkelerrde ,öğretmenin,memurun,hava yolu çalışanlarının grev hakkı var mı? var.Peki işçi yada memur benim canım sıkıldı.yarın grev yapayım,İşverenim,yada kurumum zarar etsin diyemi yapıyor.Hayır.Burada Çetin bey e THY zararını gösterip taş atanlar.Şunu iyi bilsinler.Başarılı bir kurum başarılarınıda,kazançlarınıda,bu başarıda emeği olan insanlarla paylaşarak ancak daha çok başarılı olabilir.Şirket sadecebirkaç yöneticiye milyon dolar ödemekle,yada barcelonoya finansör olmakla büyümez emeğe,çalışmayı da finanse edeceksinki.Çalışan kazanır lafı cuk otursun.Motive edilmemiş,hakkı teslim edilmemiş bir ordunun başarı şansı yoktur.Alparslan beyaz kefenini giyip, en önde ölüme koşmasaydı ardında,o muzaffer ordu olamaz,Malazgirt de bizim için tarih olmazdı.Malesef bugün egemen olan anlayış hep bana,rabbena felsefesiyle,memleketi,yılgın,güvensiz,çıkarcı,yalamacı,yandaş,kandaş,ucuz,tutarsız insan tipleri üretmede çok başarılı.Hak diyenler, hain,satılık vb.saygılarımla

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir