Çetin Ünsalan – İşsize ne teklif edilecek?

Türkiye İŞKUR üzerinden nihayet aklı başında bir işe imza atmaya hazırlanıyor. Sosyal yardım alanlara yönelik geliştirilen bu uygulama, esasen hakkıyla yerine getirilebilirse, son derece adil bir sistem kurmak mümkün.

 

Elbette sosyal yardım alanlar kadar, konu işini kaybedip de işsizlik maaşına başvuranları da kapsayacaktır. Bu kesimlere yeni iş olanakları sunulacak. Almanya başta olmak üzere birçok iktisaden gelişmiş ülkede uygulanan bir sistem.

 

Mevzuat içinde kaybolup, kafa karıştırmaya gerek yok. Sistemin en basit anlatımı şu: Kurum, işini kaybetmişlere ya da işi olmayanlara iş bulacak. Üç kez bulunan işi kaybedenin ya da red edenin maaşı ya da yardımı kesilecek.

 

Bu kişileri işe alanlara da prim ve benzeri konularda destek sağlanacak. Buraya kadar her şey güzel… Ama çocuğun ölü doğmaması için konuşulması gereken başlıklar var. Sistemin uygulandığı ülkelerin neredeyse tamamı planlı ekonomi. Yani hangi sektörde, kime, ne oranda ihtiyacı olduğu biliniyor.

 

Tercihen insanların mesleklendirilmesi üzerine bir eğitime sahip olduklarından, nitelik orantılaması da nispeten doğru yapılabiliyor. Oysa bizim eğitim sistemimiz mezun etmek ya da okuduğu sürece işsiz saymamak üzerine kurulu. Bunu düzeltmeden bu sisteme geçemezsiniz.

 

Eğitimden kast ettiğim de İSMEK benzeri yapıların bugünkü uygulanış hali değil. Örneğin 3 aylık kurslarla insanları tesisatçı diye ustalık belgesi verip piyasaya saldığınızda ortaya çıkan katliamı biliyoruz.  Hem tüketiciyi mağdur ettiler, hem sonuçta işsiz kaldılar, hem de gerçek tesisatçıları iş yapamaz hale getirdiler. Gerçekten meslek sahibi etmekten bahsediyorum.

 

Eğitim meselesini hallederken, eş zamanlı sanayi, tarım ve işgücü envanterlerini gerçekçi bir biçimde ortaya koymak, nüfusu yalansız saymak, tüm bunlara göre de geleceğe yönelik sektörel projeksiyon içinde planlı bir ekonomi yaratmak gerekiyor.

 

Şayet tüm bu gereklilikler yerine getirilmeyecekse, birincisi bu sistemi Almanya ve benzeri ülkelerde uygulanıyor diye satmamak, ikincisi günübirlik göz boyamaları çözüm sunuyoruz diye anlatmamak lazım.

 

Çünkü bu çerçevede teklif edilecek olanlar; güvencesiz çalışma koşulları, düşük ücret, kiralık işgücü, adı değiştirilmiş taşeronluk ve ‘ne yaptıysam olmadı’ deyip, sosyal yardım alanları sırtından atmak ya da ‘iş beğenmiyorlar’ diyerek ‘yavuz hırsız ev sahibini bastırır’ oyununu oynamaktır.

 

Güzel bir mantık yakalanmış, iyi niyetle yaklaşmak ve gereğini yapmak, kalıcı bir sisteme imza atmak gerekir. Aksi takdirde yine günü birlik şark kurnazlığı ile bu meseleye yaklaşılıp, yeni bir saçmalığa imza atılacaksa; yapmayın. Bir kez daha insanların umudu ile oynayıp, insanı istatistiklere ya da kâğıt üzerinde Millet’i aldatan rakamlara kurban etmeyin.

 

[email protected]

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir