İşsizliğin Köleleri

Ekonomisini tamamen kumarhane mantığına oturtmuş ve elde ettiği parayı da borçlanma ile finanse etme zihniyetiyle zehirlenmiş Türkiye’nin bugün ve gelecekte en önemli sorunu işsizliktir. Kim ne derse desin, asayişten teröre, sadaka siyasetinden biat kültürüne kadar hepsinin temelinde bu var.

Bunu ahlâki bulursunuz ya da bulmazsınız. Bu apayrı bir tartışma konusudur. Fakat sokağın gerçeği ve siyasetin beslendiği noktayı burası oluşturuyor. Çaresiz bırak, yardım et, ölmeden sürünmeye razı et ve bu kurgunun bozulmaması için de seçim zamanı vatandaşı fısıltı gazetesiyle tehdit et.

Gectiğimiz haftasonu Ekonomi Gazetecileri Derneği üyeleri ile bir araya gelen TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun TÜİK rakamlarını baz alarak aktardığı ve ısrarla uyararak altını çizdiği bir bilgi var. Türkiye’de yapı değiştiren işsizlik…

Rakamlar 1996-2011 dönemini kapsıyor. Bu süreç içinde 15-24 yaş arasında işsizlik yüzde 54’den yüzde 32’ye gerilemiş durumda. Dikkatinizi çekerim ortalamaya vurduğunuzda, açıklanan yıllık rakamların çok üzerinde bir orandan bahsediyoruz. Fakat daha tehlikeli olan işsizliğin 25-34 yaş arasında yüzde 27’den yüzde 33’e, 35-54 yaş arasında da yüzde 19’dan yüzde 35’e yükselmiş olması…

Özetle analizini yapmak gerekirse, Türkiye’de aile geçindiren, fatura ödeyen, sorumluluk altında geçim yükü sırtında olan 25-54 yaş arası hızla işsizleşiyor. TÜİK, aylık ve yıllık rakamlarla iktidar adına tersini ikna etmeye çalışsa da, yılları sair kendi rakamları tüm çıplaklığıyla gerçeği ülkenin yüzüne vuruyor.

Şimdi bazıları diyecek ki 15-24 yaş arasındaki yükseliş mutluluk verici değil mi? Öncelikle insanlar tam hayat kuracakken 25 yaşından itibaren işsizlik gerçeğiyle karşılaşıyorsa, bunun sevindirici bir yanı olamaz. 15 yaş grubuna indiğimizde de çocuk yaşta çalışanların istismarına bakmamız gerekiyor.

Aradaki grup, yani üniversite mezun olanların iş bulma eğiliminde olması ise, tecrübelilerin kapı önüne konulup, vasıfsız insanların yanında ehil olmadan ‘yok pahasına çalıştırıldığı’ gerçeğini ortaya koyuyor. Yani hedeflenen ucuz işgücü…

İnsanlar iki gerçek arasında sıkıştırılıyor. Bir yanda işsizlik, diğer yanda kölelik… Çalışanlar niteliklerinden çok, yok pahasına çalışmayı kabul ettikleri ücretlere razı oluyorlar, onlar işgücüne katılınca da, kamunun ve hayatın faturası sırtına yüklenenler işten çıkarılıyorlar.

Sonra da Başbakan çıkıp 3 çocuk istiyor. İşsiz insanların çocukları ne olur biliyor musunuz Sayın Başbakan? Sizin göreviniz çocuk sayısıyla ilgilenmek değil, var olanlara bir gelecek kurmak adına hizmet vermek…

Rakamlarla oynayıp, insanlara ‘sanki sorun yaşamıyormuş’ havası vermek değil. Sorunları kabul edip, çözüm noktasında uzmanlarla çalışmak. Bunun da yolu eğitimden geçiyor. Peki iktidar ne yapıyor?

Eğitimi paramparça edip, içine 20 milyar dolarlık ihalesiz işler katıp, eğitimcisini de sokak ortasında dövüyor. Sonra da çıkıp ‘beni niye eleştiriyorsunuz’ diye köpürüyor. Ayıptır beyler ayıptır. Bu iktidarın da, halkın da artık gerçeklerle yüzleşme zamanı geldi.

[email protected]

“İşsizliğin Köleleri” ile ilgili 1 yorum

  1. katılıyorum çetin beyde, bizim bu halkın üstündeki ölü topragı kalkmadıkça sizin ve bizim gibilerin yapacagı bir şey kalmıyor.birde bunun üstüne cahillik ve biat kültürüde eklenince ikdidar için gel keyfim gel kaçınılmaz oluyor.herkesin bildigi bir laf vardır,sizde bilirsiniz.HER HALK LAYIK OLDUGU GİBİ YÖNETİLİR.bir ülkede ayaklar baş başlar ayak olmuşsa o ülkenin gelecegi karanlıktır.sen ne kadar anlatırsan anlat bunlara oy veren kesim ve hayattan ,politikadan ekonomiden ilgisiz güruh bu ülkenin sonunu karanlıga götürüyor.iş işten geçtikten sonra belki aglar ama ne çare zaman dönmez geriye.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir