Kaya Gazında Umudu Ne Abartalım Ne de Karartalım…

Ülkemizde özellikle petrol ve madenler konusunda yeni bulgulara ulaşıldığını açıklayan bürokratlar abartılı söylemde bulunurlar. Yakın gelecekte Amerika’da yeni teknolojiler geliştirilene kadar, önemsenmeyen kaya gazı rezervlerimiz giderek hem yerli uzmanlarca, hem yabancılarca daha önemsenir duruma geliyor. Ancak, henüz rezervlerin tam belirlenmediği üretimde önemli sonuçlar alınmadığı bu dönemde ne umutları abartmalıyız, ne de umutları karartmalıyız…

Türkiye’de çeşitli dönemlerde, özellikle de askeri cunta dönemlerinde abartılı “Petrol bulundu”, “Doğalgazda müthiş bir rezerve rastlandı” gibi haberlerle karşılaşırız. Bu bazen sivil iktidarların değişim dönemlerinde de gündeme gelir. Sonra zaman içerisinde bu haberler unutulur gider…
Bu konun neden böyle olduğunu sorduğum bir uzman arkadaşım, “bürokratik refleks” dedi ve sonra ilave etti: “Bürokratlar yeni yönetim değişimlerinde yerlerini sağlamlaştırmak için bu tür haberler verirler. Bu hem yerini sağlamlaştırmak içindir. Hem de daha üst görev talep etmek içindir…”

Ancak, kaya gazı konusuna baktığımızda TPAO’nun bu konuda çalışmalarını 2007 yılında başlattığını, çalışmalar ilerledikçe yabancı şirketlerin ilgisini çektiğini TPAO’nun ExxonMobil ile anlaşma yapıldığını, Shell’in de 3 lisans başka firmalarında yer aldığını aldığını öğreniyoruz. Ayrıca, bu konuda Amerikan Enerji Enformasyon dairesi de, Tepav uzmanları da, Türkiye petrol jeologları derneği de Türkiye’de kaya gazı (şist) rezervleri olduğu konusunda görüş açıklıyorlar. Bunda jeolojik çağlarda kıtaların yer değiştirme hareketleri sırasında toprak altında petrolün yer değiştirdiğinin bilinmesi ve bu yer değiştirme sırasında bazı alanlarda sıkışmalarla yer değiştiremeyip kayaçlaşan alanların oluştuğunun bilinmesi rol oynuyor. Kıta hareketleriyle ülkemizin Doğusuna,  kuzeyine ve güneyine petrol kayarken, ülkemizde de bu sıkışma içersinde kaya gazı oluşumu doğal sonuç olarak görülüyor. İlk veriler de bunu ortaya koyuyor.

Kaya gazının üretilmesi konusunda son yıllarda Amerika’da önemli teknolojik gelişme sağlandığı ve bunun sonucunda Amerikan’ın kendi üretimiyle doğalgaz ithalatını yüzde 15 oranında azaltması, “devrim” niteliğinde bir gelişme olarak görülüyor. Bu alandaki üretim artışıyla önümüzdeki yıllarda Amerika’nın doğalgaz ithalatçısı olmaktan çıkıp, ihracatçı durumuna geleceği öne sürülüyor…

Türkiye dahil birçok ülkedeki rezervler dikkat çekmeye başladı. Dikey sondaj yönteminin yanında daha çok rezerve ulaşmayı sağlayan yatay sondaj yöntemindeki teknolojik gelişme üretimi doğal gaz alanlarındaki kadar olmasa da ucuzlattı. Ayrıca, dünya petrol ve doğalgaz rezervlerindeki azalma bir yandan, petrol üreten ülkeler coğrafyasındaki siyasal olumsuz gelişmeler bir yandan, dünün pahalı olduğu için üretimi yapılmayan kaya gazı üretimini gündeme getirdi.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir