Kaygısızlar

Ülke kendi iktidarlarının devamı dışında hiçbir konuda kaygı duymayan insanlar tarafından yönetiliyor. İnsanları dinliyor gibi gözüküp, sırtını sıvazlayıp, dönüp arkalarını gidiyorlar ya da herkesin orta yerinde azarlıyorlar.

Ne ülkenin gırtlağına kadar borç batağına girmiş olması, ne oğluna iş bulamayan baba, ne üniversitedeki kızını emekli maaşıyla okutmaya çalışan anne, ne kur baskısı altında kemikleri kırılan üretici, ne zamlar nedeniyle perişan olan vatandaş ve esnaf.

Onların hiçbir konuda kaygısı yok. Millet perişanları oynarken, halen rakamların büyüsüne kapılıp, Mehmet Şimşek gibi not artırımı olsaydı 32 milyar dolar daha geleceğinden bahsederler. Gelen paranın bizi soyduğunu, cebimizi hortumlayarak gittiğini, artı değer katmak yerine var olana el koymaya geldiğini ve buna çanak tuttuklarını görmezler.

İşte bu yüzden tekrar kurmaya kalksak, özelleştirilen fiyatlara temelini atamayacağımız tesislerimizi, bankalarımızı babalar gibi satıyorlar. Tarım arazilerimizin ortasına dört duvar bir kasadan oluşan marketlerini oturtup, raftan ithalata izin veriyorlar.

Şehitlik askerlik yan gelip yatma yeri olmadığı, işsizlik herkese iş bulmak zorunda olmadıklarını düşündükleri, insanların yatağa aç girmesi bir kilo makarnayla sorunu hallettiklerini sanmaları, giden tarım arazilerinin ithalat karşısında engel olduğunu düşündükleri için kaygısızlar.

Çünkü sistemi ‘para geliyor ve ben de bunu dağıtıyorsam iktidardayım’ üzerine kurmuşlar ve bunun dışında hiçbir şey umurlarında değil. Kendi geleceği adına köşk hesabı yaparken, çocuklarının geleceğini adına eğitimde kaygı duyan insanları bu yüzden anlamıyorlar.

İşte tam bu nedenle Atası bir ağaç için yerinden köşk oynatırken, Atatürk Orman Çiftliği’ni yağmaya girişirler. Tam da bu mantıkla yüzde 5 tahrip edilmiş orman alanını gösterip, geri kalan yüzde 95’lik orman sahasını 2B diye yağmaya açarlar.

Hukuk katliamı, eğer aynı görüşte olduğu insanların muhatap kaldığı bir konu değilse önemsizdir. Hastane kapısında beklemekten kurtardıklarını iddia ettikleri insanların, katılım payı adı altında soyulması, bu uğurda özel hastanelerin faturaları şişirmesi, devlet kaynaklarını aşırması onlar için önem taşımıyor. Onların hiçbir kaygıları yok, kendi iktidarlarının devamından başka…

Her şeyi para olarak gördüklerinden kentsel dönüşüm yaptıkları yerlerde insanların ölmesini, bilimi alt üst ederek imarla oynayıp çok katlı mezarlıklar yapılmasını önemsemiyorlar. Öyle bir zihniyetten bahsediyoruz ki, sıkıştığında ve ranta engel olduğunda fay hattını bile haritada yerini değiştirebiliyorlar. Ülkenin geleceğiyle ilgili orijinal ve milli bir kaygıları olmadığı için, geçmişinin haksızca dövülmesine ses çıkarmıyor, belki de için için mutlu oluyorlar.

Maaşını ödemeyen işadamı, maaşını alamayan çalışan kaygılandırmıyor onları… Bu ülkede 12 milyonu aşkın vatandaşın yatağa aç girmesinde beis görmüyorlar. Çözüm üretmek yerine kümesteki kazı soymayı alışkanlık haline getirdiklerinden tek çözümleri zam oluyor.

Zira bu ülkeye iktidar edenler, sizi düşünüyormuş gibi yapıp, sizin paranızla, size kendi reklamını yapıp, sizi fakirleştirip, Türkiye’yi zengin kaynakların yoksul bekçisi haline getiriyorlar. Ve sorduğunuzda da buna ‘global ekonominin parçası olmak’ diyorlar.

Peki hadi onlar kaygısız… Sürekli kendi zararına rağmen bu iktidara destek veren, sonra da zam görünce ağıt yakan vatandaşa sormak gerekmiyor mu? Size ne oluyor? Durun kaygılarınızdan arınıp kendinizi yormayın, ben söyleyeyim: Geçmiş oluyor… Anlaşılan o ki, bugün seçim olsa, daha da geçmiş olacak.

[email protected]

“Kaygısızlar” ile ilgili 3 yorum

  1. Bu yazınıza katıldım diyemiyorum. çünkü insanlar, özgür olduklarını hissettikleri zaman olumsuzu görüşlerini yazabilirler. Özgür düşüncemi yazabilirsem veya cesaretim var ise bende bir şeyler yazabilirdim. Malesef, söyleyecek çok şey var ama yazacak hiç bir şey yok. emeğinize sağlık.

  2. peki sayın kardeişim,dedikleriniz oldugu halde, seçimlerde oy verenler bunlara gidip oy veriyorsa size ne bize ne degilmi.varsın ezilsinler ,varsın çocugunu okutamasın,varsın zamlar altında inlesin.çıkarını menfaatini bimeyenler ezilmeyede sıkıntıyada katlanırlar.demokratik bir ülkede yaşıyorsak ve bu sistemde hükümetler seçimle gelip gidiyorsa ve bu halk bu halde bile bunlara oy veriyorsa varsın beter osunlar ,hatta beterin beteri olsunlar.olsunlarki gidip bir daha bunlara oy vermesinler.yoksa bunlar bu cahil halk yüzünden bunlar ömür boyu tepemizde olurlar.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir