Köprü Başı Tuvalet, Ölem Ben Ölem

Şimdi ana arterlerden biri kapanınca, kısa vadede köprü başına tuvalet yapmaktan başka bir çareniz var mıdır?

Geçen hafta 1930’lardan kalma TOKİ’nin hayatımızı nasıl etkilediğini anlatıyordum. Toplu Konut İdaresi’nin çalışma ve örgütlenme biçiminin kontrolsüz bir güç yoğunlaşmasına yol açtığına değindim. Bunun nasıl bir kaynak israfına yol açabileceğini vurguladım. TOKİ yaklaşımının hem büyüme sürecine, hem de kentlerimizin yapısına fena bir etkisi olduğunu düşünüyordum. Araba merkezli şehircilikten şikâyetçiydim. Sonra İstanbul Belediyesi ile Valiliğinin Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ndeki çalışmalar nedeniyle, trafik tek şeride ineceği için aldığı önlemleri gördüm. TOKİ’ye de hâkim olan şehircilik anlayışının bizi getirdiği nokta nedir? Trafik sıkışıklığına önlem olarak köprü başına tuvalet yapmaktır. Köprü başına tuvalet aslına bakarsanız bittiğimiz andır. Gelin bakın neden böyledir?
Köprü başına tuvalet elbette insanidir. Ama aynı zamanda bir yetersizliğin göstergesidir. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü bakıma alınacaksa, köprü üzerindeki araç trafiğini azaltmanın yolu, bu süre içinde özel otomobil kullanımını sınırlandırmaktır. Bunun ilk yolu köprü geçiş ücretlerini geçici bir süre için arttırmak olabilir. Başka bir yol ise araç geçişlerini plaka numaralarına bakarak tayınlamak olabilir. Üçüncü bir yol, bu iki yöntemin bir karması olarak tasarlanabilir. Mesela içinde üç kişiden daha az yolcu taşıyan özel otomobillerden iki kat ücret alınabilir. Burada amaç, herkesin komşuları ile birlikte seyahat etmeye özendirilmesidir. Başka ne yapılabilir? Toplutaşımayı özendirecek bir dizi tedbir getirilebilir. Köprü yerine vapurların kullanımı özendirilecekse fiyat indirimi orada değil, işte tam da burada yapılabilir.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir