Çetin Ünsalan – Küçükleri hortumlayacaklar

Türkiye’yi yıllarca tüketime yönlendirenler, üretim ekonomisinden nasibini almayanlar, sıkıştılar: şimdi de küçük ve orta boy işletmelerin peşine düştüler. Bugüne kadar zaten önemli ölçüde sıkıntılı hale gelen bu yapı, ihmal edilmişliğine ve büyük yapılara kurban edilişine karşın, şimdi son vurgun noktası yapılmaya hazırlanılıyor.

Bununla ilgili iki temel örnek vermek istiyorum. Bunlardan birinci bir türlü çalıştırmayı başaramadıkları ve BIST Başkanı’nın sabotaj ihtimallerini gündeme getirdiği borsa ile ilgili. Şimdi KOBİ’leri borsaya açmanın yollarını arıyorlar.

Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu, reel sektör için yeni bir eylem planı olarak lanse ettiği bu hazırlığında baştan sona tutarsızlık içinde. Öncelikle borsada şirketler sanki bilançoları üzerinden işlem görüyormuş ve reel sektörü finanse ediyormuş gibi bir tavır takınıyorlar.

Size ait olmayan, yabancılara tamamen kaptırdığınız bir borsada, büyük şirketlerin yapıyı terk etmeye başlaması üzerine gözünüzü KOBİ’lere mi diktiniz? Peki böyle bir şey olursa, borsada hangi şirketler işlem görecek?

Belli bir kapasiteye ulaşmış, üretim gücü elde etmiş ve muhtemelen ihracatçı KOBİ’ler. Yani bunun anlamı İSO’nun açıkladığı ikinci 500 şirket, buranın potansiyeli olarak gözüküyor. Geçtiğimiz günlerde ikinci 500 raporu açıklandı.

Esas faaliyet kârlarının yarısı finansman giderlerinde kaybedilen, yani mali dengesi bozuk bir işletme sistematiğinden bahsediyoruz. Yetmiyor ihracatları yüzde 3,7 artsa da, ihracat için üretim yapmak adına, ithalata bağımlı işletmeler haline getirildiklerini niye konuşmuyoruz?

Borç / özkaynak dengesinde bozulma, tahsilât sıkıntısı, borçların geri ödemesinde hedef pazarlardaki sıkıntıyla birlikte artan risk oranı ne olacak? Bu şartlar altında faaliyet gösteren şirketleri borsaya açıp, yabancıların oyuncağı mı yapacaksınız?

Siz önce Türkiye’deki borsanın yapısını düzeltip, gerçekten reel sektöre finansman sağlayan bir hale getirin; KOBİ’ler şimdilik eksik kalsın. Ama derinliği arttıramadıkları gibi, kayıplar vermeye başladılar ve sıkışan sıcak paranın vurgun yaparak çıkması gerekiyor. Kurban olarak KOBİ’leri mi seçtiniz?

Bir alt dilime geçelim ve yeni AVM düzenlemesine bakalım. Bu düzenlemeyi yapanlar, yıllardır bu yapılanmanın kuralsızca at koşturmasına göz yummadılar mı? Esnafın yok olmasını seyretmediler mi? Bizzat Başbakan esnaf devrinin kapandığını, modern olmanın AVM’lerden geçtiğini söylemedi mi? Gezi bile AVM tutkusu nedeniyle başlamadı mı?

Ama şimdi ne olduysa yılan hikâyesine dönen Perakende Yasa Tasarısı Meclis’in tekrar gündemine geldi. Üstelik tasarıya göre AVM’lerin esnafın yaşatılması için (!), bu kesime en az yüzde 5 oranında alan ayırması zorunluluğu getiriyor.

İki gün öncesine kadar Türkiye’nin markalarından bazılarına kasten yer vermeyip, Kanyon güzel bir örnektir, verdiklerine de fahiş fiyat çekenler nasıl birden bire erdi de, böyle bir uygulamaya girişecek?

Çünkü AVM’ler dolmuyor, gelen firmalar yeterince iş yapamıyor, kira pazarlıkları yaşanıyor ve önümüzdeki süreçte dükkânların tek tek boşalması riski konuşuluyor. Ne yapacaksınız? Esnafı öldürerek kurduğunuz AVM’lerin cenazesini, yine esnafa mı kaldırtacaksınız?

İşin özü bu iş çığırından çıktı. Artık iki gün öncesine kadar yok saydıkları küçük ve orta boy işletmelerin peşine düştüler. Niye? Kaymağı yediler, yoğurdun suyunu bunlara satacaklar. Yani yine faturayı bu işletmelere çıkaracaklar.

İnsanın bu ülkede aklını yitirmemesi gerçekten çok zor. Belki de bu yüzden ‘deliye her gün bayram’ diye bir deyimimiz var. Evet bu gidişle bize her gün bayram olacak. Ama şimdilik önümüzdeki bayramla idare edin. Anlaşılan o ki bayramın (!) büyüğü arkadan geliyor. Hepinize iyi bayramlar…

[email protected]

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir