Long Term Refinancing Operation LTRO(Uzun vade borç yenileme uygulaması)

Long Term Refinancing Operation LTRO(Uzun vade borç yenileme uygulaması)

Avrupa Merkez Bankası AMB  21 Aralık 2011 de bu sıvı şırıngasını 498 milyar EURO doz olarak yapmıştı. O zaman sonuç ne oldu ise şimdide aynı şeyler olacak.

Elbette parite, altın, Euro, Dolar ve Borsalar ile faizlerde benzer dalgalanmalar olacaktır.

O halde neden bu sefer çok gündeme düştü ve her ortamda öne çıkan tartışmalara neden oluyor?

Çünkü bu sefer, 1 trilyonlar gündeme getiriliyor. Aslında o konumlara tüm ekonomik göstergeler gelmiş gibi gözükse de, oranın açıklanmasından sonra bir dalgalanma payı daha var gibi gözüküyor.

Diğer ve daha önemli merak edilen ise bankalar bu talepleri karşılayacak mı? Ya da bazı bankalar karşılayıp bazıları da isteksiz bir tavır mı sergileyeceğidir.

Eğer bankalar tüm talebi karşılarsa bu seferde hakikaten durum daha da vahim görüntüsü olacağından korkulurken, bir kısım bankaların bitaraf(!) kalmaları, diğer bankaların bertaraf ya da kötü durumda olduklarının teyidi mi olacak?

İşte tüm bu olasılıklar ortalığı karıştırıyor ve sadece yatırımcıyı değil, sanayici, ihracatçı dahil tüm ekonomiyi tedirgin ediyor!

Aslında bu tür ekonomik operasyonlara biz çok alışığız ama bu değişim olurken hangi pozisyonda olursak kazanır ya da kaybederiz korkusu bizi etkiliyor.

Her neyse olan oldu, 1200 yerel saate göre durum belli olacak ve dananın kuyruğu kopacak. Tüm bu olanlarda ise filler tepişecek onlara bir şey olmayacak elbette gene olan yerde ki kaçamayan küçükler ve çimlere olacak ve bu arbede de ezilip gidecekler.

Dünyanın ekonomik devleri kendi savurganlıklarını paritelerle, enerji kaynaklarının üretim ve fiyatta dahil tüm verileri ile oynayarak biz ve bizim gibi ülkelerin bin bir zahmetle ortaya koydukları birikimlerini sivrisinek gibi emerek kendilerini besleyip düze çıkarıyorlar.

Biz ise oramız, buramız kaşınmaya başlayınca ve iş işten geçtikten sonra durumdan haberdar oluyoruz.

Ne olacak? Bollaşan Euro’lar bize ulaşacak, ceplerimize girecek ama bu değer düşüklüğünü, mallarımızı sattıktan sonra fark edeceğiz ve tabiri caizse söğüşlendiğimizi işte o zaman anlayacağız.

Emperyalizm 21, yüz yılda kalyonlarla, şövalyeler ve misyonerle değil işte böyle, nakdi ve rakamsal değerlerle, bizzat paranın kendisi ile yapılıyor. Aslında eskiden de bu yöntemler vardı. Tüccarların altın paraları dişleri ile ısırıp test etmeleri bu yüzdendi!

Unutmayalım ‘’ Her kör satıcının bir kör alıcısı mutlaka olurmuş’’