MB: Kontrollü Belirsizlikten, Sürekli Belirsizliğe…

Merkez Bankası dolar/TL kurları 1.90’ı geçince artan rahatsızlığını attığı adımlarla belli etti! Çarşamba günü MB; 1,350 milyon dolar ile beklentilerin çok üzerinde bir döviz satış ihalesi açıkladı. Kurlar 1,8950’den 1,8650’ye indi!

Yabancı parada zorunlu karşılık oranlarını 3 yıla kadar olan vadelerde yüzde 0.5 daha uzun vadelerde ise yüzde 3.5 indirdi. Bu hamle ile piyasaya yaklaşık 1,3 milyar dolar likidite “bırakılacakmış” oldu.

TL zorunlu karşılıkların yabancı para olarak tutulabilecek kısmına ilişkin üst sınır yüzde 10’dan yüzde 20’ye yükseltildi. Üst sınıra kadar bankalar döviz olarak zorunlu karşılıkları tutacak olurlarsa (!) MB’na 3.6 milyar dolarlık karşılık tesis edilecekmiş.

Bir ülkenin MB “ihraçcısı olduğu” ve kendi itibarı olan para birimi için karşılıkları, neden diğer ülkelerin ihraç ettiği paralardan kabul eder? Anlamak biraz zor. Döviz arzının bol olduğu zamanlarda olsaydık neyse…

Bu noktada İkinci önlem akla geliyor. Döviz likiditesinde sorun var ki MB, DTH karşılıklarını indirdi. Uzun vadenin desteklenmesi adına olumlu bir karar. Kısa vadelilerdeki indirim piyasadaki döviz likiditesinin arttırması ve kurlar üzerindeki baskının azaltılabilme çabaları adına olumlu. Ancak bu karar ile TL karşılıkların döviz ile ödenmesi birbiriyle çelişen kararlar. En azından bugünkü konjonktürde…

Gelelim miktar ve satış meselesine. MB 5 Ağustos’ta başladığı döviz satış ihalelerinde dünkü ile birlikte 4,3 milyar dolara ulaşmış durumda. Bu satışları değişik zamanlarda “değişik miktarlarda” açıklanan ihalelerle yapılmış durumda. İlk sorun burada bence. MB’nın ihale miktar “rejimi” aşırı sürpriz sever nitelikte. Bir gün 350, ardından 0, sonraki gün 70, ardından 210, 50 ve şimdide ard arda iki gün 1,350…

Doğrudur, MB’larının attıkları adımların piyasalarda sürpriz etkisi yaratmaları önemli. Piyasa katılımcılarının kafalarını hayli karıştıran bir durum bu! Kasım 2010’da “ekonomiyi soğutup, cari açığı azaltma” stratejisi doğrultusunda “kontrollü gerginlik” politikaları uygulamaya konuldu. Önce faizde belirsizlik yaratıldı. Şimdi sıra kurda!

Son iki gündeki ihaleler öncesinde piyasa katılımcıları yüksek miktarlarda talep gönderdiler MB’na. İhale miktarları açıklanınca piyasaya döviz satan bankalar, bunları MB’ndan ucuza kapatıp kâr etmeye çalıştılar. Salı günü 1,832 milyon talep gelirken satış 750, dünkü ihaleye ise 2,08 milyon talep gelirken satış 350 milyon ile sınırlı kaldı. Üstelik dünkü ihaledeki talebin ortalama kuru 1.8302 iken satış kuru 1,8348 oldu!

MB çok da fazla döviz satmadan, bankaların kendi üzerinden arbitraj yapıp para kazanmasına izin vermeden, kurları baskı altına almaya çalışıyor. Kendi içinde tutarlı. Ancak madalyonun bir de öbür tarafı var: MB’nın; her ne kadar mazereti volatiliteyi azaltmak olsa da; piyasanın yegâne “döviz tedarikçisi” durumuna geçmesi ve bunu yaparken de belirsizliği “pompalaması” ilerisi için hiç de iyi bir haber değil!

Dünün bir başka sürprizi; ağırlıklı ortalama yükü yüzde 13,1 olan TL zorunlu karşılıkların 12,5’e indirilmesiyle piyasaya 3,2 milyar TL likidite verildi. İlk bakışta bir yandan dövize “müdahale edilirken”gidebilecek gibi görünen bu likiditenin dövize gitmesi zor. Zira 60 milyara yakın MB’dan borçlanan bankacılık sisteminin, MB’nın “patikasından” çıkması hayli zor.

Evet, ipler MB’nın elinde. Ancak MB’nın bu kadar çok piyasanın içinde olması ve sürekli yeni sürprizlerle piyasaların karşısına çıkması gerginliği ve belirsizliği arttırıyor.

Üstelik de bu belirsizlik sürekli hale geliyor!

Ali AĞAOĞLU

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir