Merkez Bankası Karar Beklentileri ve Piyasalar

Haftaya baktığımızda iç gündemde iki önemli madde var. Birincisi yeni kabine ikincisi de Merkez Bankası kararı. Dış gündeme baktığımızda ise şüphesiz ABD ekonomik verileri şu an çok daha önemli hale…

bist-100-24-agustos 2014

Haftaya baktığımızda iç gündemde iki önemli madde var. Birincisi yeni kabine ikincisi de Merkez Bankası kararı. Dış gündeme baktığımızda ise şüphesiz ABD ekonomik verileri şu an çok daha önemli hale geldi ve çok daha yakından izlenmesi gerekiyor.

Yeni oluşturulacak kabineye ilişkin çalışmalar devam ediyor. Hafta sonunda siyasi trafik yoğundu. Yeni Başbakan adayı Ahmet Davutoğlu’na görevinde başarılar diliyorum. Oldukça zor ve sorumluluğu yüksek bir görev aldı. Hafta sonunda Babacan ile görüşme yaptığı haberleri geldi. Şu an Babacan konusu özellikle yatırım dünyası için büyük önem taşıyor. Bunun gerekçelerini uzun uzun anlatmaya gerek yok. Geçen hafta içinde Babacan’ın bakanlığa devam etmek için bazı şartlar ileri sürdüğü haberleri gelmişti. Bu şartlar aslında bu tür konjonktürde ve özellikle de yeni Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’ın Merkez Bankası hakkında söylediklerinden sonra, oldukça ağır şartlar. Fakat ekonominin gerçekten de siyasetten uzak ve kendi dinamikleri içerisinde yönetilmesi gerekiyor ve Babacan “ekonomi yönetimine müdahale edilmemesi konusundaki” isteklerinde haklı. Tahminimce ikna edilecek ve bakan olarak kalacak. Fakat gerçekten “bağımsız bir ekonomi yönetimi olur mu?”,  “Daha sonra yeniden sorunlar çıkar mı?” sorularına  bu aşamada cevap vermek oldukça zor.  Piyasanın da Babacan’ın kabinede olacağını fiyatladığını düşünüyorum. Aksi halde borsa, döviz ve faizde daha yüksek bir türbülans görebilirdik. Yine de yatırımcının yeni kabineye ilişkin kesin beklentiler içinde olmamasında fayda var.

Merkez Bankası’nın bu hafta çarşamba günü (27 Ağustos) yapacağı PPK toplantısında faiz indirip indirmeyeceği çok fazla tartışılıyor ve 25 baz puan indirim bekleyenler olduğu gibi indirim beklemeyenler de var ve bu konuda net bir görüş birliği görmüyoruz. Şunu vurgulayalım ki, faiz indirimi olması veya olmaması sonuçta büyük farklar yaratmayacak. Benim beklentim ise faiz indirimi olmayacağı yönünde. Bunun en temel sebebi de, son haftada MB’nın fonlama maliyetini bir miktar yukarı itmesiydi. DOlar/TL kuru 2.18’i zorlarken ve dolar endeksi (DXY) 81.40 direncini aşıp 82.50 seviyelerine gelmişken ve aynı zamanda ABD ekonomik verileri olumlu gelmeye devam ederken, şu an yapılacak bir 25 baz puanlık faiz indirimi ne ekonomimizi canlandırır ne de çok işe yarar. Sadece döviz kurları üzerinde bir miktar daha baskı oluşmasına neden olur. Bu yüzden faiz indirilmemeli diye düşünüyorum. Fakat 25 baz puanlık bir indirim olursa da bu durum piyasa beklentilerine çok ters olmayacaktır. Sonuç olarak faiz indirimi olsa da olmasa da, sonuç piyasa beklentilerine yakın olacağı için, faiz kararı açıklandıktan sonra piyasalarda ani bir dalgalanma görürüz fakat yeni bir (aşağı ya da yukarı yönlü) trendin oluşmasına neden olacağını zannetmiyorum.

Dışarıya baktığımızda ise bu hafta ABD’den gelecek en önemli veri perşembe günü açıklanacak olan GSYIH (GDP) büyüme verisi (ikinci tahmin)  olacak ve aynı gün işsizlik başvuruları açıklanacak. SOn jackson Hall toplantısından sonra işsizlik başvuruları ve istihdama ilişkin veriler daha önemli hale geldi. Bu hafta konut sektörü (yeni ev satışları) ve imalat sanayi verileri ağırlıklı bir hafta göreceğiz. Geçen haftalarda imalat sanayi verileri olumlu gelmeye devam etti. Bugün açıklanacak yeni ev satışlarının 430 bin olması bekleniyor. Geçen veri 406 bin seviyesindeydi. Salı günü dayanıklı tüketim malları satışları verisi var aylık bazda yüzde 5.1 artması bekleniyor. Geçen ay yüzde 0.7 artmıştı.

Bu sabah itibariyle dış piyasalara baktığımızda cuma günkü kapanışlarda hem ABD hem de Avrupa borsalarında düşüşler olduğunu görüyoruz. Bu sabah Asya cephesinde karışık bir görünüm var. Çin yüzde 0.61 aşağıdayken, Japonya yüzde 0.43 yukarıda bulunuyor. Hindistan ve G.Kore yukarıda bulunurken, Malezya ve Endonezya düşüşte. ABD vadelileri ise cuma günkü kapanışlarına göre yüzde 0.25 yukarıda bulunuyorlar. Dolayısıyla Avrupa’nın da artıda açılmasını bekleyebiliriz.

BIST-100 endeksine baktığımızda ise, geçen hafta 78.250 seviyesinde destek oluştu ve kapanış 78.929 seviyesinde gerçekleşti. Dışarıdaki hava bozuk olmadığı için, bu haftaya olumlu bir açılış yapabiliriz ve dış piyasalara paralel bir seyir izleyebiliriz. Bu sırada kabineye ilişkin sızacak bilgiler veya Babacan’ın yer alıp almaması konusunda gelişmeler olursa yine piyasalarda ani hareketler görürüz. BU aşamada borsanın güçlü bir trend oluşturmasını beklemek yanlış olur. Önce kabine açıklanmalı ve TCMB’nin faiz kararını görmeliyiz. Fakat şimdilik piyasa olumlu tarafta yer almayı tercih edebilir. ENdeks 79.500’ü yukarı geçmeye çalışabilir ama 80.000-80.500 aralığındaki direnci yukarı kırması için az önce belirttiğim konulardaki belirsizliğin ortadan kalkması lazım. Endeksin bugün 79 bin üzerinden açılış yaparak genelde 79 bin ile 80 bin aralığında dalgalanmasını bekliyorum. Fakat tekrar uyarmakta yarar var. Kabineye ilişkin haber, söylenti veya beklenmedik gelişmeler ani hareketlere sebep olabileceği için, pozisyon taşıyanlar veya pozisyon alacaklar, beklenmedik olumsuz bir durumda ne kadar zarara katlanabileceklerini göz önüne alarak stop seviyelerini belirlemeliler. Herkese bol kazançlı bir hafta olması dileğiyle…

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir