Çetin Ünsalan – Ne çıkarsa bahtına

Cumhurbaşkanlığı seçimi falan derken, bunları bırakıp sizi bir sene sonrasına götürmek istiyorum. Malûm iktidar partisinde üçüncü dönem meselesi tartışılıyor. Kimler milletvekili olacak? Birçok isim siyasi hayattan çekilecek mi?

İşte bu akılları karıştıran sorunun yanıtını açıklıyorum. Olası milletvekillerinden bir kaç tanesini tahmin etmek mümkün. Mesela Noel Baba… Bence yeni yasama döneminde iktidar partisinin en önemli vekil namzetlerinden biridir.

Meclis’in yasama faaliyetinde iktidarın ağırlığını dikkate alırsanız, yeni stili bize bunu anlatıyor. Aynı sayıda milletvekili olur mu, bilemem. O zaman durum değişir. Ama mevcut koşullarda özellikle yasa çıkartmak yerine, torba açıp, ne bulurlarsa torbaya atıp, kaşla göz arasında legalleştiriyorlar.

Çalışanların hak gasplarından, zeytinliklerin ranta kurban edilmesine kadar, keçilerin otlatma biçiminden grev yasaklarına kadar hep bu torbadan çıkıyor. Atıyorlar torbanın içine, çekiyorlar içlerinden birini, ‘işe yarar’ diye anlatıp, diğerleriyle ülkenin canına okuyorlar.

Bu aşamada Noel Baba’nın çok iş yapacağını düşünüyorum. ‘Ho ho ho’ diyerek torbasından çıkaracağı kömürleri kamuoyuna göstererek hayatımızı daha da kısıtlayacak, bizi köleleştirecek düzenlemelerin yasa adı altında torbalanmasına olanak sağlayabilir.

Fakat geçtiğimiz yıllarda ‘damdan iniyor, o yüzden makbûl bir adam olamaz’ diyen bilge (!) müftüyü ikna etmeleri gerekiyor. Eğer ikna edilebilirse, AKP’ye en çok yakışacak adaylardan biri olacağı kanaatindeyim.

Bir diğer aday da bakla falı bakan Falcı Fadime olabilir. Çıkar seçmenin karşısına, iki ters bir yüz ‘ne çıkarsa bahtına, atasın bir 50’lik de devamını dinleyesin’ diyerek, özellikle dolaylı vergi tahsilâtında rekor kırması beklenen muhtemel isimlerden biri bence.

Yalnız burada da medyum enflasyonuna dikkat etmek, buradaki hassasiyetleri gözetmek ve medyum lobisinin Falcı Fadime’ye engel olmasının önüne geçmek gerekiyor. Yani medyum vesayetine dikkat! Çünkü bu performansıyla Fadime Bacı Maliye Bakanı bile olabilir. 

İki örneğe ilaveler yapılabilir. Örneğin Hazine arazilerine el koyup, üzerine bina dikip fakir fukaraya kiralayan arazi mafyasından bir isim Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na getirilebilir. Yine bulut teknolojisini ‘kafanıza takmayın’ diyen bir zihniyetin uzantısı olarak baloncu Necati, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı’na en önemli adaydır bence.

Hık deyicilerden bir Ekonomi Bakanı, bul karayı al paracılardan Kalkınma Bakanı neden çıkmasın? Maksat halkla (!) birlikte yönetmek değil mi? Koy ‘vallahi yardım ediyoruz’ derneklerinden birkaç kişiyi de Çalışma Bakanlığı’na çöz işi.

Sanki mevcut yapının bu düzeyden farkı var mı? Mevcut kadrolar ülke yönetebiliyorsa, bunlar da pek ala başarılı olabilir. Yeter ki Başbakan ‘başarılıyız’ desin. Gerisine zaten kimse bakmıyor. Uçar gider ülke… Ama nereye orasını bilemem.

[email protected]

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir