Neler Göreceğiz?

Mahallenin kabadayısını arkasına alan çocuk bağırıyordu: “Seni ağabeyime söyleyeceğim. Görürsün sen. Dövdüreceğim seni…” Böylesi tipleri hepimiz çocukluğumuzda, mahalle ortamında görmüşüzdür. Ama adı üzerinde: Çocukluk…

Ya bunu koskoca adamlar yaparsa? O zaman adına cahil cesareti denilir. Hele bu zat, ekranlarda ekonomi haberciliği yapıyorsa, bu mesleğin utanç günüdür. Adama sorarlar: Bugüne kadar ağabeyinden izin almadan konuşabildin mi?

TGRT’de Ekonomi Kulisi programını yapan Ziya Osman Açıkel’den bahsediyorum. Tehditler savurduğu kişi kim bilemiyorum, fakat Açıkel’in yöntemi ilginç. Bir haksızlığa uğradığınızı düşünüyorsanız ne yaparsınız? Hukuka başvurursunuz.

Hayır bu sözde gazeteci Başbakan’a başvuruyor. Canlı yayında bahsettiği kişiye tehditler savurarak kabine kurulup, tebriğe gittiğinde kendisini şikâyet edeceğini ve demir parmaklıkların arkasına attıracağını belirtiyor.

Soru 1: Başbakan şikâyet mercii midir? Soru 2: Bir gazetecinin Başbakan ile böylesi bir ilişkiye girmesi doğru mudur? Eğer bu tip bir ilişkisi varsa ve böyle bir talepte bulunacaksa, karşılığında ne verecektir? Soru 3: Başbakan’ın insanları cezalandırma yetkisi var mıdır? Soru 4: Daha önce bu yöntemle cezalandırılanlar olmuş mudur?

Soru 5: Açıkel bir takım operasyonlardan bahsediyor ve ‘neler göreceğiz neler’ diyor. Yürüyen bir operasyonsa varsa Açıkel bunu nereden biliyor? Soru 6: Siparişle insanlar hapse atılabiliyor mu?

Soru 7: Açıkel’in ifadeleri arasında geçen ‘Artık çok şey değişti’den kastı nedir? Neden artık ve değişen ne? Soru 8: TGRT’nin bu aleni tehdit hakkındaki tavrı ne olacaktır? Soru 9: Savcılık bu aleni tehdit karşısında ne yapacaktır? Ve soru 10: Başbakan ne cevap verecektir?

Bu arkadaşın kimin içeride ne kadar kalacağı ile ilgili yetkisi veya yetkisi olan tanıdıkları olacak ki, bahsi geçen kişinin çocuklarına atıfta bulunarak ‘Çocuklar babalarından uzun süre ayrı kalmasalar iyi olur’ diyebilme küstahlığını gösterebilmektedir. Gazeteci cemiyetleri neredesiniz? Bu kadar alenen suçüstü olabilir mi? Neden konuşmuyorsunuz?

Bugün ortadaki ilişkiden, gazeteciliğin geldiği noktaya kadar her açıdan utanç günüdür. Adının başında sıfat olarak gazeteci yazar ibaresini taşıyan bu zat, hangi karmaşık ilişkiler içindedir ki, canlı yayında alenen tehditler savurabilmektedir?

Ve en önemli görev burada, kim olduğunu anlayamadığımız iki çocuk babası kişiye düşüyor. Gidip savcılığa suç duyurusunda bulunsun. Başbakan da konuyla ilgili bir açıklama yapsın. Adı mı kullanıldı, yoksa gerçekten böyle rezil ilişkiler söz konusu mu?

Vah Türkiyem vah! Ah basınım ah! Ne günlere kaldık? Fakat daha bitmedi? Ziya Osman Açıkel’den öğreniyoruz ki, ‘daha neler göreceğiz, neler…’ Allah’tan sözlerini cahilce sarf ediyorlar ki, öğreniyoruz. Ne demiş Mevlâna? “Her dil, gönlün perdesidir. Perde kımıldadı mı, sırlara ulaşılır.”

[email protected]

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir