Öğretmenler ve Boş Zaman

Daha iyi eğitim için yetişmiş öğretmenler ve öğretim üyeleri gerekiyor. Her iki grubun ‘boş zamanlarına’ bu açıdan bakmak gerek.

Türkiye’nin sürdürülebilir büyüme oranı, farklı bir ifadeyle potansiyel büyüme oranı yüzde 4,5-5 arasında bir yerde. Zenginlerle aramızdaki kişi başına gelir farklılığını kapatmaya yetmediği için hoşnut değiliz bu orandan. İktisat kuramı, bir ülkenin işgücü ne kadar nitelikli ise -diğer belirleyici unsurlar aynı kalmak üzere- o ülkenin potansiyel büyüme oranının o kadar yüksek olacağını söylüyor. Daha nitelikli bir işgücüne ulaşmanın yolu ise elbette daha iyi bir eğitimden geçiyor. Sadece ilk, orta ve yüksek eğitim değil. Aynı zamanda daha iyi okulöncesi, okul sonrası ve işbaşında eğitim de.

İyi yetişmiş öğretmen 
Açık ki daha iyi eğitim için daha iyi yetişmiş öğretmenler ve öğretim üyeleri gerekiyor. Her iki grubun da ‘boş zamanlarına’ bu açıdan bakmakta yarar var. Mesela öğretmenlerin iki aylık yaz tatilinden söz etti Sayın Başbakanımız geçen hafta içinde. Bu tatilin bir kısmı, konusunda tanınmış ve öğretme kabiliyeti gelişmiş eğitmenlerce verilecek yoğun kurslara ayrılamaz mı?
Şöyle düşünün: Bir üniversitede (sağlık bilimleri ve benzeri birkaç alan hariç) bir eğitim ve öğretim dönemi on dört hafta sürüyor. Ara sınavları bir tarafa bırakırsanız yaklaşık on iki haftalık net öğretim süresi var. Haftada üç saat dersten dönemde 36, dört saatten ise 48 saat ders yapar. Ardı sıra aynı dersin anlatıldığı günde beş saatlik yoğun bir programla bir buçuk-iki haftada bir dönemlik ders rahatlıkla yapılabilir. Böylelikle öğretmelere alanlarındaki son gelişmeleri göstermek mümkün olur. Birkaç yıl tekrarlandığını düşünün bu tür kursların. Eğitim ordusunun niteliği artmaz mı?
Elbette çok sayıda öğretmen var. Kolay bir iş değil bu. Olsun; mesela üniversite giriş sınavında en başarısız olan okulların öğretmenlerinden başlanabilir. O okulların olduğu illerdeki birinci kademe öğretmenleri de dahil edilebilir bu tür kurslara.
Peki, bu kurslarda eğitmenler kimler olacak? Diyelim ki üniversite öğretim üyelerinden seçtik bu tür eğitmenleri. İsminin başında ‘Profesör’ ya da ‘Doçent’ yazan herkes olabilir mi? Yıllardır öğretim üyeliği yapan birisi olarak hemen söyleyeyim: Olmaz. Olursa, onca planlamaya, masrafa, kısacası emeğe değmez. Konusunda en iyiler arasından seçip getirmek gerekiyor eğitmenleri.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir