Rakamların Efendileri..
Maşallah kimsenin karında gözümüz yok, tuttukları altın olsun da, bize de bir katre olsun niye düşmez? Bizim başımız hep saçsız mı(!) kalacak? Hani bankalar zor durumda idi? İşletim ücretlerini almazlarsa hizmet veremez duruma geliyorlardı?
Diğer yandan iletişimcilerin açıklamalarına bakarsanız, onlarda iyi kar etmişler. Onca vergiye rağmen! Arkası gelecek elbette, medyadan izliyoruz. Ekranların karşısına geçip şu kadar milyar, bu kadar milyar kar ettik diye büyük bir başarı gibi açıklamalarda bulunuyorlar.
Her şey iyi hoşta bu karları nasıl sağlıyorsunuz? Mevduat ve milletin bir biri ile olan muhabbetinden. Yani vatandaş ne kadar çok mevduat getirir ve bir başka vatandaşta, ne kadar çok kredi alır ya da bir biri ile seyyarı, sabiti ile ne kadar çok konuşurlarsa sizlerinde karına diyecek olmuyor.
Bu davranış şekli sadece bu iki sektörle kısıtlı mı? Ne mümkün! Vatandaşa, ekonomi ile ilgili tüm bakanlar, çok harcıyor diye rakamlar vererek sitem ediyorlar.
Sn. Babacan ne demişti?
İnsanlarımızın çoğu gelirinin %45 üstünde borçlanarak harcama yapıyor. Kredi kartları, kredi borları toplamı 217 milyar, ettiği daha yeni açıklandı.
‘’Körle yatan şaşı kalkarmış’’
Sanki devlet bütçesi bundan çok farklı!
Gene vatandaşı kutlamak gerekir. En azından onun açığı, ülkenin cari açığından daha düşük ve küresek ekonomik değerlere göre daha kabul edilebilir. M&S vatandaşın cari açığına da puan verse kesin, AAA+++ olur(!)
Her neyse, biz gene konumuzu dağıtmayalım ve kimse mevduat biriktirmiyor, tasarruf yapmayı bizim halkımız öğrenemedi, aldığını harcıyor diyenlere de, bir iki söz söyleyelim. Aslında vatandaşın tasarrufu var mı? Olsa da böyle guatra faizlerle, götürüp bankaya yatırır mı? Demek lazım.
Guatra faiz ise; (mevduat faizi(faiz- stopaj- işletim ücreti) – kredi faizi) + (merkezin faizi – piyasanın faizi) = sizin cebinizden eksilen mevduatınız!
Buna Arşimet’in bir cismin yüzme teoreminin ekonomiye uyarlanması deniyor. ‘’ Eğer bir mevduatı yüzdürmek isterseniz mevduat(!) ağırlık oranı kadarını kabından dışarı taşırır K.Ç’’
Olay sadece mevduatta mı?
Gelelim son zamlarla tekrar gündeme gelen akaryakıta.
Ne zaman petrol fiyatları yükselse, bileşik kap gibi fiyatlara anında yansıtılıyor ve zamlar da EPDK kuruluna mal ediliyor ama geri geldiğinde ise bileşik kabın diğer ucu parmakla kapatılıp(!) denge aynı özenle sağlanmıyor.
Hadi bunu da sineye çektik diyelim, bari gerekçesini açıklarken biraz olsun insaflı olunamaz mı?
Deniyor ki bu ithal üründür ve biz dışarı döviz ödeyerek bunu alıyoruz.
Evet, çok doğru, ithal edilen ürünün, değeri + Rafineri masrafları + Dağıtım ve bayi karları = 2 lira civarında(benzin)oluşmuyor mu? O halde neden 4.44 liradan satılıyor? Demek ki bundan hazinede, bir petrol ülkesi kadar nasipleniyor. Hem de vatandaşın sırtından.
Hiç olmadı böyle döviz ve petrol fiyat oynaklıklarında olsun, değerli ekonomi yöneticileri böyle mazeretlerin arkasına sığınmayıp da vergilerle bu dengeyi sağlasalar daha adil olmaz mı?
O övünülen karlar da ve tüm ülke ekonomisinin temelinde, vatandaşın tasarrufları ve verdikleri vergilerin toplamı yatmıyor mu?
İki bilinmeyenli denklemlerde ki x ve y değerlerini kafadan ve kendinize göre koyarak, çıkan sonuçları doğru cevap olarak dayatmakla, halkın değil olsa, olsa rakamların efendisi olunabilinir!
Ben görsel medya yaşamımıza girmeden önce, gazetelerde, sonrasında ise ekranlarda ki sermaye erbabının görüntülerine ve beyanlarına bakarım.
Eğer yüzleri gülüyor, yanakları al, al olmuş ve ağızlarındaN bal damlıyorsa, biliniz ki ekonomi çok iyi ama çalışanlar, ücretliler, işçiler, memurlar, emekliler perişan vaziyettedir. Ama kaşları çatılmış, dillerinde sürçme başlamış ya da bendi ve benizleri atmışsa, bilin ki bunu tam tersi bir durum oluşmuştur.
Bu ekonomik görüntü hiç hata yapmaz ve eksik, noksan(!) içermediği gibi net değerlerinde tam bir göstergesidir. Rakamların efendisi olamıyorsak hiç olmadı kölesi bari olmayalıın.
