Sarkozy & Merkel Zirvesinden Ne Çıktı?

Bu yazıyı yazıldığı sırada henüz daha zirve sonuçları açıklanmamıştı. Ne çıktığını çok da merak etmiyorum doğrusu. Zira bu “ikili” zirvede AB’yi kurtarabilecek bir kararın alınması zor(du)! Tarafların “çıkarları” farklı yönlerde. Sarkozy hem maliyet ödemeden hem de ipleri Merkel’e vermeden sorunlarını aşmayı, Merkel ise hazır Fransa da dahil olmak üzere bir çok AB üyesi darboğaza girmişken “birliği zapturapt altına almak” istiyor!

AB’nin sorunlarının çözümü ikili zirvelerden değil, aşağıdaki iki seçenekten en azından birini yakın zamanda hayata geçirmekten geçiyor:

1- Mali politikaların yeknesaklaştırılması,

Ortak para birimi ve ECB sayesinde ortak para politikaları ortaya koyabilen AB, ne yazık ki bunu destekleyecek ortak mali politikaları oluşturamıyor. Bir ayağı aksayan bu yapı eninde sonunda AB’yi gittikçe içinden çıkılması zor sorunlarla karşı karşıya bırakıyor! Ucuz, ancak uzuuuun zamanda sonuç alınabilecek seçenek! Diğer yandan birliği, gerçek anlamda “birlik” yapacak bir politika.

2- Borçların ödenebilir seviyeye inidirilmesi,

Krizin en başından beri; tıpkı Fed’in de yaptığı gibi; piyasalara envai çeşit yöntemle likidite verilerek sorunlar/borçlar ertelendi. Ancak yolun sonuna yaklaşıldı! PIIGS ülkelerinin var olan nominal borçlarını ödeyebilmeleri her geçen gün zorlaşıyor. Bu ülkelerin büyüme oranları borçlarının faizlerini dahi ödemeyi zorlaştıracak denli düşük ve önümüzdeki yıllarda da düşük kalmaya devam edeceğe benziyor. Bu nedenlerle bu ülkelerin borçları “ödenebilir seviyeye indirilmeden” yani borçların bir kısmının silinmeden yola devam edilmesi çok zor.

Bu iki konu çok önemli ancak bu konularda iki liderin zirvesinden bir sonuç çıkabildi mi? Dünden bakıldığında; cevap bence hayır! Olsa olsa bu zirveden sadece ve sadece piyasaları bir parça yumuşatacak söylemler çıkabilir. Ya da Sarkozy, Merkel’i ikna etmiş ise Almanya’nın Fransa’yı desteklediği yönünde bir açıklama yapılmış olabilir.

Peki lâfla peynir gemisi yürür mü?

Eğer ki “mali birlik” kararı dışında alınabilecek; “Avrupa Finansal İstikrar Fonu’nun” arttırılması, “Avrupa Tahvili” ihracı kısa vadede piyasaların hoşuna gidecek “kararlar” alınmışsa euronun dolar karşısında 1,4485’lere hatta 1.4550’lere kadar yükseldiğini görebiliriz.

Yok eğer piyasalarca ‘elle tutulur’ bir karar çıkmamışsa bu kez da euronun önce 1.4325 ardından da 1.42’li seviyelere geri çekilmesi ihtimali hayli yüksek!

Her halükârda bir sonraki “zirvede” görüşmek üzere…

 

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir