Siz Ancak Rakamları Yönetirsiniz

Davos’ta dünya ekonomisini yönettiğini iddia edenler toplandı; havanda su dövüyor. Rakamların üzerinden övünenler mi ararsınız, bunalıma girenler mi, uyarılarla dolu açıklamalar yapanlar mı? Temaşa sanatının örneklerinden birini oluşturan görüntüyü de medya aracılığıyla dünyaya duyuruyorlar.

Hangi rakamlar üzerinden analiz yapıyorlar? Siyaseten verildiği gün gibi ortaya çıkan uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının notları üzerinden. İstatistiklerle oynayarak makyajlanmış ekonomilerinir ve bilançolarının ortaya serildiği realitesini umursamadan…

Büyük soygunun ortaya çıktığı 2008’den beri piyasayı rahatlatmak için sahaya sürdükleri tüm kaynağın, aracılar tarafından hortumlanarak insanlara ulaşmadığını konuşmadan… Kendi ülkelerinin refahı için başka ülkelere sözde demokrasi götürerek sömürdüklerini itiraf etmeden…

Dünya ekonomisini sözde kuruluşlarla yönetiyormuş gibi yapıp, uluslararası bankerlerin sözünden çıkamayan hallerine bakmadan… Temeli olmayan gökdelenlerin azametiyle Davos’ta toplanmışlar, yalanlarını kanıtlamak istedikleri rakamlar üzerinden ekonominin geleceğini tartışıyorlar.

Bu ikiyüzlü tutum hepsi için geçerli. İşsizlikten bahsederler ama bunun kendilerine zarar vermeyeceği noktanın üzerinde dururlar. Borçlanan vatandaş gerçeğine atıfta bulunurlar, ama kendi kârlarının riske gireceği noktaya kadar konuşurlar. Çünkü piyasa diye, yanıp sönen ışıklardan oluşan ekranları anlıyorlar.

Oysa bunun en güzel kanıtı bütün kriterleri tutturduğu iddia edilerek, finansman yapısı konuşulmayan Türkiye’nin performansında gizlidir. Bakanlarımız da dünyadaki sözde otoriteler de çıkmış Türkiye’nin mali ve parasal disiplininden bahsediyorlar.

Sadece kendi dünyanızın içinde üretilen sanal gerçeklere inanırsanız, bunu konuşursunuz. Oysa reel yani gerçek piyasada durum çok farklı… Sıkı para politikası uyguladığını iddia eden ekonomi yönetimimiz şunun yanıtını verebilir mi?

Hali hazırda piyasada dolaşan gelecek vadeye yazılmış çek ve senet miktarını biliyor mu? Bunların kaç TL’lik bir rakama tekabül ettiği konusunda bir fikri var mı? Cevap çok açık, yok. Şimdi bankacılıktan umduğunu bulamayan piyasa eski bir dosta sarılıyor. Kredibilitesi sıfırlanmış senede…

Bu senetlerin bankalar aracılığıyla mı işlem göreceğini sanıyorsunuz? Çok safsınız. Kişiler arasında gidip, gelecek. Sistem içindeki kayıtdışı miktarını artıracak. Senedin tahsil edilemediği noktada çek-senet mafyası yeniden hortlayacak. Ve en önemlisi piyasayı yönettiğini zannedenler yine karşılığı olmadan piyasada senetle basılan miktardan haberdar olmayacak.

Yakında veresiye defterleri tekrar gündeme gelirse şaşırmayın. Esnaf POS cihazlarını iade ediyorsa, tüketici de kredi kartıyla harcama yapmamaya çalışıyor demektir. Bu da önce organize perakendeciliği vuracaktır. O zaman doğrudan yabancı sermaye saydığınız marketlerin ne yapacağını görürsünüz. Yeter ki iş, kârlı olmaktan çıksın.

İşin özü şu: Davos’taki toplantıyı tiyatro olarak nitelendirmeye devam edeceğim. Çünkü kimse hem ne yapacağını bilmiyor, hem de samimi değil. Diyeceksiniz ki, yıldızı parlayan Türkiye…

Sanırım çok uzun zamandır anlattığımı tekrarlamak zorunda kalacağım. Ankara da ancak rakamlar yönetiyor. Sahaya, yani çarşıya pazara inmiyorlar. Çünkü onlar da biliyor ki, ‘güçlüyüz’ diye ortada dolaşanların aslında ‘kağıttan bir kaplanı’ yönetiyor. Daha acısı o kağıtların kime ait olduğu da belli değil.

[email protected]

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir