Çetin Ünsalan – Süleyman’ın kellesi vurula

Haberi sosyal medyada paylaşan kişi ‘İlk 6 ay anne sütü çok önemli’ diyerek ironik imzayı atmış zaten. Gerçekten Türkiye’de yaşananlara akıl sır erdirmek mümkün değil. Daha önce Kurtlar Vadisi dizisinde Çakır’a cenaze töreni düzenlendiğinde bu kadar şaşırmıştım.

Şimdi de Bursa’dan Hasan Köz isimli vatandaş, Kanuni Sultan Süleyman hakkında suç duyurusunda bulunmuş. Şehzade Mustafa’nın itibarının iade edilmesini ve Süleyman’ın padişahlığının geri alınmasını talep ediyor.

Hoş eskiden rahmetli Erol Taş’ın bir röportajında dinlemiştim. Kötü adam diye sokakta hakaret ediyorlardı, ama bunun üzerinde 50 sene geçmiş olması lazım. 50 sene sonra halen aynı noktadaysak vay halimize…

Aslında tam da aynı noktada olduğumuz söylenemez. Ülkede rüşvet ve yolsuzluk skandalı patlıyor. Vatandaş iliklerine kadar soyuluyor. Ortaya atılanlar, yaşananların yanında devede kulak kalıyor, ülkenin savcısı, polisi yerinden edilip, ifadeye gidiliyor; biz izliyoruz.

Eli kanlı bebek katili terörist başını, utanmasalar önümüze siyasetçi diye koyup ‘hazmedemiyorsan, gargara yap’ diyecekler; hukuk arayan insanlar başkentin ortasında sopa yiyecek; basın iktidar ilişkisi ‘Alo Fatih’ düzeyine kadar inip, ortalığa saçılacak; biz izleyeceğiz.

Ülkeyi kuran öndere, birileri televizyona çıkıp 7/24 hakaret edecek; atasını şaşırıp kafaya jöleyi süren saçmalayacak; ülke borç batağında kıvranacak; siyasetçiler ve bürokrasi ayak üstü yalan söyleyecek; biz izleyeceğiz.

Bankalar cebimizi boşaltacak, siyaset geleceğimizi, medya maymunları geçmişimizi çalacak; okullarda ne olduğu belirsiz bir sistem içinde, çocuklarımızın analitik düşünce yapısı katledilecek; gazeteler ‘padişahım çok yaşa’ seviyesinde olacak ve biz izleyeceğiz.

Bursa’daki zat az bile yapmış. Ben olsam daha büyük düşünürdüm. Türkiye’ye de bu yakışır. Şeyh Edebali’yi Osman Bey’in kulağını yeterince çekmediği, Fatih’i İstanbul’u geri aldığı, Vahdettin’i kaçarken gemi yerine yat istemediği; Hürrem’i erkek haklarının gaspı açısından mahkeye verirdim.

Bu kadar büyük bir akıl tutulması olabilir mi? Ey sevgili vatandaş cebinden paran çalınmış, atadan kalma ne varsa satıp savılmış, elektrik kesintileriyle iradene el konulmuş, evladının ‘eğitiyoruz’ kisvesi altında kemikleri kırılmış;  sen dava açacak Kanuni’yi mi buldun?

Madem açacaktın bari gerekçen, Galata bankerlerinden aldığı iç borç nedeniyle, memleketi borca alıştırmak olsaydı. Ayrıca davaya kim bakacak? Ortada Osmanlı diye bir devlet yok. Kanuni’nin padişahlığını kim iptal edecek? Sen neyin kafasındasın?

Ama haklısın… Tarihi gerçeklerle o kadar rahat oynuyorlar ki, bu konuda da ümitlenmiş olabilirsin. Peki acaba aklına şu gelmedi mi? Bununla ilgili dava açmak yerine, ders alıp anladıklarını bir kitap haline dönüştürsen de, kıymeti olsa. Belki bugün neler yaşadığını böylece anlayabilirsin.

Yoksa bugünün Türkiye’sinde başına neler geldiğini anlaman için dizi mi çekmemiz gerekiyor? 30 Mart’a kadar reklamları izle, dizi kaldığı yerden devam derse, merak etme gerçekleri iliklerine kadar hissedeceksin. Dizinin sonunda da şu yazı çıkacak:

“Ben size akıl ve bilimi bırakıyorum. Buna sahip çıkanlar benim manevi mirasçılarımdır.” Mustafa Kemal Atatürk…

[email protected]

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir