Üfleyin, Belki Söner

Türkiye ekonomisindeki aşırı ısınma, her geçen gün dünyada ve ülkede tedirginliği artırıyor. Bilhassa Yunanistan’daki olası bir iflas ile tetiklenecek gelişmeler, neticesinin tahmin bile edilemeyeceği sonuçlar vermeye gebe.

Aslında bizim ekonomik bir sıkıntı yaşamak için kimseye ihtiyacımız yok. Tıpkı 2008 yılında olduğu gibi… Fakat kendimizden cahil cesareti denilebilecek oranda o kadar eminiz ve gerçeklerimizle yüzleşemiyoruz ki, halen bir dış etken arıyoruz.

Bugünkü sıkıntı temelinde ne 2008’deki küresel soygun, ne de bugün ABD ve AB’nin içine düştüğü açmaz var. Biz ısrarla devam eden çarpık ekonomik sistemimizin faturasını ödeyeceğiz. Tek fark çarpıklıktan doğan maliyete, son 9 senede mirasyedi tavrıyla eklenen, Cumhuriyet tarihine eş borçlu ve serseri paraya dayalı yapı. Bu da gerçekten iyi niyetli ve objektif olan için yeterli bir kriter…

Şimdi ekonomi yönetiminden, finans kesimine kadar herkes ekonomiyi soğutmaya uğraşıyor. Adama sorarlar: Yangın sadece misafir odasındayken neredeydiniz? Vatandaşı cazip kampanyalarla 190 milyar TL’ye yakın borçlandırırken ne yapıyordunuz? İnsanlar ve bağlantılı olarak ekonomi gelirinden çok harcarken ‘tüketim refah göstergesi’ nidası atan bakanların aklı neredeydi?

Ekonomi yönetimi şimdi sıcak para ve cari açığa çözüm arıyor. Hani bunlar, güvenin, istikrarın ve sağlıklı büyüyen bir ekonominin göstergeleriydi? Gerçek şu ki ya aldandınız ya da insanları aldattınız. Her iki şıkta da hata ve sorumluluk size ait olduğuna göre hangi yüzle yine hükümet edecek, ekonomiyi yöneteceksiniz?

Diğer tarafta bankalar… Bankalar Birliği 23 Haziran’da toplanarak, ekonomiyi soğutma adına bir yol haritası oluşturup, ekonomi yönetimine sunacaklar. Bu kredileri pazarlayan, ortak havuzdaki kredibiliteleri göre göre insanlara tüketim odaklı para dağıtan siz değil miydiniz?

Tüketiciye kredi verip, özel sektöre dirsek gösterdiğiniz ve maliyetleri yüksek tuttuğunuz için geçmiş 9 senede reel sektör yurtdışından borçlanmadı mı? Bugün özel sektörün dış borcu olmuş 148,7 milyar dolar. Gelirinin giderini karşılamadığı döviz pozisyon açığı da 100 milyar dolar. Bu sizin eseriniz değil mi?

Seçimlerde ‘başarılı ekonomi’ söylemleriyle vatandaşa açıktan yalan söyleyenler, bu işin sorumluluğundan kaçabilecek mi? Yol haritanızı merakla bekliyorum. Bakalım tıpkı 2007’de olduğu gibi bu sefer neleri söyleyip de yapmayacaksınız?

Şimdi bu işin tüm sorumluları bir araya gelmiş, ısınan ekonomiyi soğutmaya çalışıyorlar. Bence hep birlikte üfleyin, belki söner. Bu ülkenin ödeyeceği faturadan direkt sorumlusunuz ve hiç olmazsa bunun iktisaden ve siyaseten sorumluluğunu üstlenme erdemini gösteriniz.

Peki vatandaş çok mu masum? Tüm subjektif olan görüşlere inanıp, açıklanan rakamların sağlamasını kendi cebiyle yapmayan ve oy vererek, uygulanan politikaları destekleyenler, şimdi bu işten sıyrılamazsınız. Soruyorum size: Hayaldi, gerçek oldu mu? İnanın bana aynı kafayla devam edersek yaşayacaklarımız hayallerinizi bile aşacak. Hayırlı olsun…

[email protected]