Yeni dönemde beklenti diyalog içerisinde çözüm olmalıdır

Geçmiş dönemlerde siyasiler ne zaman çatışma içerisinde oldularsa çözümsüzlükler ortaya çıktı. Birkaç maddelik yasal değişikler bile ya uzun zaman aldı ya da kadük oldu. Ne zaman doğru hedef için içersinde içersine girildiyse çok önemli Türk Ticaret Kanunu gibi binlerce maddelik yasal değişiklik birkaç günde sonuçlandı. Yeni dönemin toplumsal kesimlerin diyalog içersinde katılımlarıyla, yaratılacak ortak akıl ve sinerjiye yol açabilmesi doğru olacaktır.

61. Hükümet devlet bakanlıklarının ortadan kalktığı yeni bir yapılanma içerisinde kuruldu. Ardından Başbakan Meclis’te yeni hükümet programını okudu, önceki gün de yeni bakanlık (Ekonomi Bakanlığı) koltuğuna oturan Zafer Çağlayan, bakanlığının yapısı, yerli üretim ve ihracatın artırılması, ithal girdinin azaltılması ve 2023 hedeflerine ulaşılması için yapmayı amaçladıklarını bir basın toplantısıyla açıkladı.

Bu konuda muhalefetin bütün temsilcilerinin ve ekonomi aktörleri olarak sektör derneklerinin Başbakan’ın Hükümet Programı’nda ve Çağlayan’ın basın toplantısında ortaya koyduğu görüşleri ele alıp irdelemeleri gerekir. Bunu demokrasinin bir gereği olarak görmeleri ve toplumun önündeki sorunların çözümü açısından önem taşıdığı bilinmelidir.

Bunu yaparken mutlaka AK Parti’nin 60. Hükümet Programı içerisinde ortaya koyduğu ekonomik hedefler ve çözeceğini iddia ettiği sorunlarla ilgili bir bilanço da ele alınmalıdır. Türkiye ne yazık ki ağırlıklı olarak bütçe gibi önemli konularda hazırlık aşamasında tartışılan, ama sonuçlarını içeren “Kesin hesap” dönemindeki bütçe sapmalarının ele alınıp tartışılmadığı bir ülkedir. O nedenle hem muhalefet partileri 60. Hükümet Programı’nda yer alan ekonomik konuların sonuçlarını gerçekçi bir değerlendirmeye tabi tutarak görüşlerini topluma sunmalıdırlar. Hem de tek tek bütün sektörlerin temsilcileri 60. Hükümet döneminde kendilerine verilen sözlerin ne oranda hayata geçtiğini, kendi sektörel taleplerinin hükümet tarafından ne denli ciddiye alınıp önlerinin açıldığını bir sonuç söylemiyle ortaya koymalıdırlar.

Ancak, böyle girişimlerle rejimin “Diyalog içinde bir demokrasi” olduğu ortaya çıkar. Çağdaş demokrasi hükümetlerin kendi başlarına, kendi kadroları içersinde karar alıp uyguladıkları bir rejim değildir. Çağdaş demokrasilerde mutlaka muhalefetle ve sorunların sahibi gruplarla diyalog içersinde katılımcı yöntemlere sorunları çözüm yollarının aranması gerekir. En doğru çözüm yolları ancak, “Ortak aklın sinerjisinin” içerisinden çıkar. Ve topluma en faydalı sonuçlara ancak, toplumsal diyalog içersinde bu ortak akla ulaşılarak varılabilir.

Yemin krizinin için Meclis Başkanı Çiçek’in çağrısıyla sorunun çözümünü sağlayan AKP-CHP temsilcilerinin diyalog içersinde bir metin hazırlayarak çözüme ulaşabilmeleri son günlerde yaşadığımız olumlu bir siyasal gelişmeydi. Benzeri bir gelişmenin diyalogla yemin etmeyen BDP’liler için de girişimler gündemde. Bunlara karşın Başbakan’ın CHP’lerin yemine gelmelerinin ertesi günü grup toplantısından “Diklendiler, dik duramadılar” eleştirisini yapması, CHP liderinin kendi grubunda buna “uzlaşma metinlerini” açıklayarak ve Başbakan’a başka alanlardaki tutumlarımla ilgili eleştiriler yöneltmesi, başlayan olumlu diyaloğun yerine yeniden çatışmanın geçmesi sonucunu getirdi. Çok kısa sürede bir örnekte olumluluk, bir örnekte olumsuzluk yaşadık.

Beklentimiz diyalog içerisinde iktidar muhalefet, iktidar-özel sektör ekonomi aktörleri ve özel sektör ekonomi aktörleri-muhalefetin sorunları ele alıp çözüm üreterek, toplumsal hedeflere ulaşmaya katkıda bulunulmasıdır. Bu toplumsal çekişmeler ve gerginliklerle değil, diyalog içersinde yaratılacak ortak akılla sağlanabilir.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir