Avrupa 3- Kurgu ve Politikalar

Biz Avrupa serisini sürdürürken bu kez ABD’den bir uyumsuzluk sinyali geldi. Kamu finansmanı konusunda uzlaşmak üzere oluşturulan  komisyonda pürüz çıktı. Sanki iki dev kıta  dünya krizinin aşılmaması için uğraşıyor gibi. Bir kıta biraz sakinleşir gibi olursa, öteki kıtada sorun çıkıyor.

Bildiğiniz gibi bu iki kıtadan daha yaşlı olan Avrupa’da sorunun daha büyük boyutlu ve daha  derin olduğunu düşünüyorum. Avrupa ekonomisinin tarihsel gelişme süreci içinde oluşan katılıkları var. İlk yazıda bunlara değindim. Bu katılıklar aşılamadığı için pek çok Avrupa ülkesi küreselleşmeyle ortaya çıkan yeni dünya düzenine ve artan rekabet baskısına ayak uyduramadı. Bir araya gelip, birlik olarak  yola devam etmek gibi bir çare bulundu. Çare doğruydu ama birliğin kurgusu yanlış oldu. Birlik içinde erimek yerine tekil ülke kimlik ve varlıklarını sürdürecek bir kurgu  seçildi.

Avrupa Birliği  birlik içinde verimlilik düzeylerini arttırıp, rekabetçi güç kazandırmaya çalışmak yerine, zafiyeti olanı korumak şeklinde bir kurguyla kuruldu. Özellikle küresel dinamiklerin hüküm sürdüğü bir dünyada bu kurgunun  sorunların aşılmasında yetersiz kalması kaçınılmazdı. Böyle de oldu.  Sözkonusu kurgu AB’nin küresel etkinliğini arttırmadı ama Birlik içinde var olan ikili yapının bugüne kadar sürmesine imkan verdi.

Bugün gelinen noktada Avrupa Birliği içinde “büyük ülkeler-küçük ülkeler”,  “kuzey ülkeleri-güney ülkeleri”, “hızlı büyüyen ülkeler-yavaş büyüyen ülkeler”, “açık veren ülkeler-fazla veren ülkeler” ve “Euro bölgesi içinde olan -Euro bölgesi dışında olan ülkeler” olarak sınıflanabilecek birden fazla ikili ayrım olduğu gözleniyor.

*                   *                   *

Avrupa Birliği içinde yaşatılan ikili yapılanmaların  birbiriyle yakından bağlantılı iki zafiyet yarattığı söylenebilir. Bunlardan birisi siyasi irade yetersizliğidir. Büyük ölçüde bundan üreyen iktisat politikası sorunları da ikinci zafiyet noktasıdır.

Avrupa Birliğindeki siyasi irade noksanının etkisi ve sonuçları zaman içinde daha belirgin hale gelmiştir. Avrupa tarihindeki siyasi çekişmelere ve bunların vahim sonuçlarına bakınca başlangış noktasında böyle tek ve güçlü bir siyasi irade kurulamamış olması anlaşılabilir bir durum olabilir. Ancak bu zafiyetin sürüp gitmesine imkan verilmesi sonuçta Birliğin çözüm üretme kapasitesini nerdeyse sıfıra kadar indirmiştir.

Avrupa Birliğinin ikili yapılanma ve siyasi irade noksanı gibi özellikleri sonuçta iktisat politikaları tasarımı ve uygulamasında da ciddi  zafiyet yaratmıştır. Birlik içinde verimi düşük, rekabet gücü sorunlu, görece geri kalmış ekonomilerin yanısıra verim düzeyi ve  rekabet gücü yüksek zengin ülkelerin var olması yapıya  dönük iktisat politikaları ve kısa vadeli ekonomi yönetiminin hangi gruba göre tasarlanıp, yürütüleceği sorusunıu hep gündemde tutmuş, Birlik içinde gerilimler yaratmıştır.

*                   *                   *

En azından başlangıç döneminde iktisat politikaları tasarımı ve uygulamasında Birliğin temel kurgusuna uygun davranıldığı söylenebilir. Kurgudaki “birlik içinde koruyup, kollama” tercihi büyük ölçüde politikalara da yansıtılmıştır. Tarım politikaları, bölgesel kalkınma politikaları, mali yardım yaklaşımı vb gibi uygulamalar bu tercihin önemli örnekleridir. Bu tür politika tasarımlarının ciddi kaynak israfı yarattığı ve Birliğin yapısal zafiiyetinin sürdürülmesine önemli katkı yaptığı söylenebilir.

Avrupa Birliğinde siyasi irade- iktisat politikaları zafiyetinin yol açtığı sorunların en güncel örneği ise maliye ve para politikası arasındaki kopukluktur. Para otoritesini tekleştirip, tek para uygulamasına geçmeyi beceren Avrupa Birliğinde maliye politikalarının hala ulusal koşullara göre tasarlanıp uygulanıyor olmasının Birlik içinde kamu açıkları ve hızlı borç dinamiği gibi çözümü siyasi irade gerektiren sorunlar yaratmaktadır.

Başlangıçta da söylediğim gibi bunlar bugün gücel ilgi odağı olan sorunlardır. Ancak, bu sorunların temelinde Avrupa  Birliğinin yapısandan, kurgusundan,  politika tercihlerinden kaynaklanan zafiyetleri yatmaktadır. Güncel sorunlar çözülür gibi olsa da temel zafiyetleri giderilmedikçe Avrupa Birliğinde sorunların sonunu almak mümkün olmayacaktır.

Avrupa sorunları üzerine kendim için yazdığım metinleri sizinle paylaştım. Umarım aklınızı iyice karıştırmamışımdır.

 

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir