Uygulanan Teşvik Bölgesel Farklılığı Azaltmayınca

Tıpkı 4325 ve 5084’te olduğu gibi 2009 Ağustos ayından bu yana uygulanan üç ayaklı dört bölgeli teşvik sistemin de “bölgeler arası eşitsizliği azaltıcı” bir sonuç vermediği arkadaşımız Naki Bakır’ın haberinde ortaya konuyor. Bu sonuçların hazırlanmakta olan yeni teşvik sistemi için yol gösterici olmasını ve gerice yörelere yatırım çekici özellikler taşımasını sağlamalıyız.

2009 yılının Ağustos ayından bu yılın Kasım ayına kadar geçen sürede uygulanan üç ayaklı dört bölgeli teşvik sisteminin amaçlanan “Bölgesel gelişmişlik farklarını gidermek” sonucu vermediği, arkadaşımız Naki Bakır’ın yaptığı araştırmada ortaya çıkıyor. 136 milyar 300 bin liralık toplam teşvik, bir önceki döneme göre yüzde 64 artış gösterirken, birinci bölgede yer alan iller bunun 58 milyar 300 milyon lira ile bunun yüzde 42.8’ini kullanmış durumda.

Birinci bölgede yer alan İstanbul, Kocaeli, Ankara, İzmir ve Bursa gibi büyük iller, özellikle “Büyük Proje teşvik sistemin” den yararlanırken,  bu grubun küçük illeri arasında yer alan Düzce, Bilecik, Kırklareli ve Edirne gibi illerin işadamları, bu bölge içersinde yer almalarının yatırım çekmeleri önünde engel teşkil ettiğini öne sürüyorlar.

En önemli gelişmenin kaydedilmesi amaçlanan üçüncü ve dördüncü bölgelerde değil, ikinci bölgede gelişme kaydedilmiş durumda. İkinci bölgede yer alan on il bu dönemde teşviklerden aldığı payı yaklaşık yüzde on artırarak yüzde 25’lik paya ulaşmış durumda. Bu on ilin 28 ayda aldığı teşvik tutarı bir önceki döneme göre yüzde 180’lik artışla 34 milyar 100 milyona ulaşmış durumda.

Teşvik sisteminden bölgesel gelişmişlik payı ile en çok yararlanması istenilen üçüncü ve dördüncü bölgedeki 57 ilin payı birinci ve ikinci bölgenin 24 ilinin payının üçte biri seviyesine ancak ulaşabilmiş durumda. Bu da uygulanan üçayaklı dört bölgeli teşvik sisteminin amacına pek ulaşamadığını bölgesel gelişmişlik farkını azaltamadığını, sektörlerin bölgelerin koşullarına ve rekabet avantajlarına uygun bicimde belirlenerek kümelenmelerle gelişmeye yol açmadığını ortaya koyuyor.

Bu gelişmelerin sonucunda yeni yılda gündeme gelecek yeni teşvik sisteminin içeriğinde ve katagorilerinde değişimler olacağı düşüncesini öne çıkarıyor. Kalkınma, Ekonomi ve Maliye B:akanlıklarının ortak çalışmasıyla hazırlanmakta olan yeni teşvik paketine bir beşinci katagori ekleneceği, bu katagoride terör nedeniyle gelişmişlik düzeyleri geri kalmış illere özel önem verileceği belirtiliyor. Ayrıca, aynı katagoride yer almaması gereken illerin yeniden değerlendirilmesinin yapılarak bazı illerin katagorilerinin değiştirilebileceği de düşünülüyor.

Bu çalışma yapılırken, teşviğin kapsayacağı dönemde iller arasındaki eşitsizliğin ne kadar daraltılacağı ve bölgelerde bu teşvik döneminde hangi alanlarda ne yatırımların yapılmasının beklendiğinin bir ön çalışmasının yapılması da doğru olacaktır.

Türkiye iller arasında çok büyük eşitsizlik olan bir ülke değildir. İller arasında en büyük fark on kattır. Bu birçok gelişmiş ülkeye göre bile iyi bir sonuçtur. Ama yeni teşvik sisteminin bunu daha da azalmayı gözeten bir şekilde hazırlanmasında büyük yarar vardır.

Not: Bir işadamı dostumun 2011 enflasyonu notu:

Yılbaşına göre artışlar:

Döviz artışı yüzde 25

Mazot artışı yüzde 30

Doğalgaz artışı yüzde14

Yolcu taşıma (akbil) yüzde 17

Süt ürünleri (kaşar,peynir,yoğurt) yüzde 40

Et ürünleri yüzde 30

Ekmek yüzde 30

Bu rakamları verip “Enflasyon nasıl yüzde 10’un altında oluyor?” diye soruyor.

Osman AROLAT

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir