TCMB’nin Kararı ve Bundan sonraki olası resim…

Dün gün boyunca süren bir toplantı nedeniyle piyasaları ancak uzaktan izleyebildim ve TCMB’nin attığı adımlarla ilgili bir yorumu ancak şimdi yazabiliyorum. Dün TCMB karşılık oranlarını 50 baz puan indirerek piyasaya 1.5 milyar dolarlık ek likidite sağladığını belirtti ama bu çok önemli değildi. Asıl önemli olan bankalar arası piyasada borçlanma limitinin toplamda 22 milyar TL’ye çekilmesiydi. Yani Merkez Bankası bu kararla, TL’yi sıkılaştırmak istiyor. Aslında bu durum,  “Restoranımızda kebapları çok güzel yapabiliriz ama patronumuz etin kalp damarlarını tıkadığını düşünüyor, protein ihtiyacınızı mercimekle karşılamak zorundayız” demeye benziyor.

Önceki günkü yazımda, TL’nin spekülatif bir atak karşısında olduğunu anlattım. Bu konuda sorular geldi. “Spekülatif atak nedir?” Aslında bu sorunun cevabını o yazımda verdim ama burada biraz daha açayım. “Spekülatif atak” dediğimiz şeyi dün Merkez Bankası tanımladı zaten. MB şöyle diyor;

“Piyasalarda gözlenen aşırı oynaklık yakından takip edilmekte olup ekonomik temellerden uzaklaşan sağlıksız fiyat oluşumlarına karşı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından gerekli tedbirler alınacaktır.”

Bu açıklamada belirtildiği üzere bir ülkenin parası diğer ülkelerin parasına karşı “ekonomik temellerden uzaklaşan sağlıksız fiyat oluşumları” varsa, bu cümleyi iyi irdelemek gerekir. Bu durum şu anlama geliyor… “Döviz kurunun fiyatı aslında ekonomik verilerimizden bağımsız hareket ediyor”. İşte bu durumda spekülatif atak altındasınızdır. Mahfi eğilmez aşağıdaki tabloyu twitterdan göndermiş…

Bu tabloya göre, TL bariz bir şekilde değer kaybediyor ama bugün itibariyle değer kaybı %10’u geçti. Şimdi tekrar “spekülatif atak” cümlesine dönelim. Bu cümleye istinaden şunu sormalıyız ” Speküle edilen şey nedir? Neden Spekülasyon var?”  Aslında ekonomik temellerden uzaklaşan mı, yoksa ekonomik temellere uygun olmayan başka gelişmeler mi spekülasyonu yaratıyor? Yoksa Türkiye üzerinde oyun mu oynanıyor.

Eğer bugüne kadar incelemiş olduğum ekonomik krizleri incelemeseydim, ülkeye karşı kasıtlı bir atak olduğunu ben de düşünebilirdim ama incelediğim her krizde spekülatif atakların tamamı benzer olup, var olan durumdan en yüksek parayı kazanmaya yönelik para hareketlerdir. Asya krizinde aynı şeyler oldu. Para Harekatı kitabımda çok ayrıntılı olarak anlatıyorum (kitabı buradan indirebilirsiniz) . Serbest dalgalı kurda olsanız bile, “yabancılar dolar belirli bir seviyeye yükseldikten sonra nasıl olsa çıkamazlar” düşüncesi yanlıştır. Spekülatif atak başladığı anda varolan hikaye kendi kendini beslemeye başlar, bu durum çok hızlı gelişir ve kontrolden çıkar.  Şu anki hikayenin en temel sebebi; “Merkez Bankası faiz artıramaz” beklentisidir… Aslında piyasalar bugüne kadar bu konuda para politikasına ciddi kredi verdi. Merkez Bankası faizi 25 baz puan artırıp “işte yaptık” demek yerine “bundan sonraki süreçte toplantılarımızda faizlerin 25-50 baz puanlık dilimlerde uluslararası finansal koşullara göre artırılması  düşünülmektedir” demiş olsa, yukarı tabloda diğer ülkelerin durumu ne ise, bizim de durumumuz aynı olurdu. Şu an ABD doları küresel piyasalarda neden artıyor? Çünkü gelecek toplantılarda FED’in faiz artırması bekleniyor.

Unutulmamalıdır ki; spekülatif ataklar ekonomik temellerden bağımsız değildir…

Bilakis tam tersidir…

Eğer ekonominin dinamiklerine uygun kararlar alınmıyorsa, kontrol edemediğiniz parametreler aşırı hareketler yapabilir… Şu an bizim ülkemizde faiz kontrol ediliyor, döviz kuru serbest bırakılmış durumda. Eğer Merkez Bankası faize dokunamıyorsa, tersini yapsın… Kuru kontrol edip, faizi serbest bıraksınlar… Böylelikle faizi artırdın artırmadın tartışmaları biter ve serbest piyasa faizin ne olması gerektiğine karar verir. Merkez Bankası da faiz konusunda hesap vermekten kurtulur.

Ama faizi serbest bırakınca kuru kaçta sabitlemelisiniz? işte temel soru budur. Eğer bunu cevabını bilmiyorsanız, o zaman izleyip göreceğiz. Şu anki sistemde faizi sabit tutup kuru serbest bıraktığımıza göre,  şu anki faizler kurun kaç olmasını gerektiriyorsa, kurlar o seviyeye kadar yükselecektir… Kur en son öyle bir seviyeye gelir ki; sabitlediğiniz faizi dengeler… Ama bu arada enflasyonu da unutmayın. Kur sadece nominal faizle ilgilenmez… Enflasyon yükselişe geçmişse, faizler sabitse, reel faizler hızla sıfıra ve negatife iner, kurlar yukarı gider, kurlar yukarı gittiği için enflasyon yükselir… faiz aynı seviyede kaldığı için reel faizler de daha da bir negatif olur… Bu durum herkesin mevduatına aldığı faizin enflasyonun çok altında kalmasıyla birlikte mevduatlar çözülmeye başlar… Bankalar mevduat kaçmasın diye  mevduat faizlerini artırmak zorunda kalır… dolayısıyla kredi faizleri artar… ama siz POLİTİKA FAİZİNİ SABİT tutarak, faizleri düşük tuttuğunuzu zannedersiniz… Halbuki TCMB’nin bankalara verdiği para 110 milyar TL, Bankaların kullandığı toplam para 1.6 trilyon TL olduğunda, MB faizi sıfıra indirse veya %20’ye çıkarsa bile bankaların maliyetine 1 puan bile etki yapmaz.

Yukarıdaki süreç, hem kurun hem de piyasa faizlerinin şişmeye başlamasıyla birlikte en sonunda patlar…

Eğer faizler ,kurların şu anki durumunu dengeleyecek şekilde belirlenmezse, bu patlama süreci 4 aşamada gerçekleşir…

I AŞAMA: önce kurlar artar, faizler pek reaksiyon vermez veya cılız reaksiyon verir (Şu an bu aşamadayız..)

II. AŞAMA: Kurdaki artış hızlanır ve devlet tahvili ve bono faizleri de önemli dirençlerini yukarı kırmaya başlar… Devlet çok daha yüksek faizlerden borçlanmak zorunda kalır (Devlet tahvili faizini merkez bankası belirlemiyor, devletin para borçlandığı piyasa belirliyor. Yani alacaklı olanlar, faizi belirliyor)

III. AŞAMA: Piyasa faizlerinin de kontrolden çıktığı görüntüsü hakim olur, borsalarda sert düşüşler bu tür zamanlarda olur…

IV. AŞAMA: Çok radikal kararlar alınmak zorunda kalınır, ortalık savaş alanıdır. Eğer bir sabah, radikal kararların alındığı açıklanırsa, yabancılar yavaş yavaş üç kuruşa düşen varlıklarınızı almaya gelirler… Ama eğer aldıkları varlıklara daha sonra el falan konulacağını düşünüyorlarsa almazlar.. Bu durum ekonomik hasarı büyütür ve toparlanmayı geciktirir… ciddi bir ekonomik depresyon yaşanır, işsizlik oranları %20’leri aşar, en az 3-5 çeyrek dönemde  negatif büyüme olur…

Bu yazıyı sıradan okuyucu için değil ekonomiyi yönetenler için yazdım.

Güzel ülkemin güzel insanlarının verdiği vergilerle ve hatta bu yazıyı okuyanların belki de babalarının, annelerinin verdiği vergilerle devletim beni yurt dışına eğitime gönderdi, ekonomi politikaları konusunda yüksek lisans ve doktora yaptım, ülkeme eğitim alanında üniversitelerde hizmet ettim, yazılarımla ve kitaplarımla da insanlarımızı bilinçlendirmeye çalıştım.  Bu yazıyı yazmak,  bu vefakar ve cefakar millete karşı benim en büyük sorumluluğumdur ve uyarmak zorundayım.

Spekülatif atak başlamışsa, kalp spazmı yaşıyorsunuz demektir, yani tıkalı damarlarınız var ve kan akışı düzenli değil, kalp ritmi bozulmuş durumda. Ekonomide kan akışı ciddi biçimde yavaşladı. Firmalardan nakit akışı kesilmek üzere… Sebebi de volatilite ve belirsizlik. By-Pass’a gerek olmayabilir ama acilen anjiyo gerekiyor. Bunun ne anlama geldiğini de ekonomimizi yönetenler dilerim biliyordur… Şu an anjiyo ile halledebilecek bir iş, zaman kaybedilirse by-pass gerektirebilir. Bu da çok acılı bir ameliyattır.

*** 

 

SON SÖZ: Dolardaki sert artışların şu an en birincil ve en önemli sebebi 27 Ocak tarihinde açıklanacak olan  FITCH kararı beklentileridir. Şu an piyasa bu kararı satın alıyor ve FITCH’in derecelendirme kararı açıklanana kadar volatilite yüksek kalmaya devam edecektir. Merkez Bankası faizleri 25-50 baz puan artırsa da, etkisi dünkü gibi olur.

“TCMB’nin Kararı ve Bundan sonraki olası resim…” ile ilgili 8 yorum

  1. çok güzel, ufuk açıcı bir yazı olmuş. Demek ki bono faizleri kur artışına ayak uydurmaya başlarsa borsadan kaçıyoruz :)

  2. Sayın Hocam ,
    Yani bir konu ancak ve ancak bukadar açık ortaya konabilir. Ukelalık olmasın amma hani “black on white” derler ya.Aynen öyle olmuş. Ben ekonomist değilim , bir mühendisim. Demem odur ki pozitif bilimden nasibini alanlar , olan ve/veya olacakları daha gerçekci pencereden görebiliyorlar. Ben sizin bu yazınızdan çok şey öğrendim. Teşekkür eder sonumuzun hayırlı olmasını dilerim.
    Saygılarımla
    Oğuz Tokalak

  3. SÜPER BİR YAZI OLMUŞ NEDEN EKONOMİ YÖNETİMİNDE SİZİN GİBİ DEĞERLİ KİŞİLER OLMAZ .ASLINDA YUKARIDAKİ YAZDIĞINIZ GERÇEKLERİ ŞU ANKİ EKONOMİ YÖNETİMİNİN BİLMEMESİNE İMKAN YOKTUR DİYE DÜŞÜNÜYORUM.MERKEZ BANKASININ BAĞIMSIZ OLMAMASI BİR YANA TEK ADAMLIĞIN DAHA ŞİMDİDEN ZARARLARINI GÖRMEYE BAŞLADIK.KURUMLAR DOĞRU BİLDİĞİ ŞEYLERİ YAPAMAZ HALE GELDİ ALLAH SONUMUZU HAYIRLI ETSİN.ELİNİZE SAĞLIK HOCAM ALLAH SİZİN GİBİ DOĞRU BİLDİĞİNİ YAZANLARI BAŞIMIZDAN EKSİK ETMESİN.

  4. ben biraz ekonomiden anlarım diyene pek anlatamıyorlar korkunun ecele faydası yok lakin ecel geldiğinde iş işten geçmiş olacak. son dakikada lailahe illallah diyerek cennete gideceklerini düşünen çok var bu toplumda. belkide biz yanlış düşünüyoruzdur adam yapılmayanı biz yaptık demek için yapıyordur kim bilir?

  5. Hocam gündemi o kadar ne ve güzel açıklıyorsunuz ki bunu ekonomiyi yönetenler okumasını ve sizinde bu yönetimde olmanızı isterdim .(Doğan Babacan ve Yaşar Erdinç) SÜPER ikili olur Her zaman yazılarınızı okuyorum ve bana güven vermektedir .Ülkemizde yatırımlar köprülere,yollara ve AVM lere yapılıyor ne zamanki sanayiye ve istihdama yatırım yapılmaya başlanırsa kalkınmada başlar şuanda sanki ülkeyi paylaşıyorlar gibi hareket ediyor yönetenler.İnşallah ekonomi hakkında herkes konuşmaz ve yazılarınızdan ilham alırlar YÜREGİNİZE ve kaleminize sağlık

  6. sayın hocam siz bu milletin,degerleriyle egitim gördünüz kendinizi yetiştirdinizde,ekonomi başındaki yetkililer bu bilinçte,işin uzmanı ehil insanlar degilmi.eger öyleyse durum çok vahim.ben bu yazınızdan bunu anlıyorum.yada birileri ekonominin gereklerini bir tarafa atmış dini inancına göre ekonomiye şekil vermeye çalışıyor.birde sayın hocam yurtsever ekonomist diye bir şey olmaz.kapitalist sisteme tabi iseniz ekonominin geregi neyse o yapılmalıdır.herkes ülkesini sever,severde siz ekonominin geregini yapmazsanız esas o zaman ülkenize kötülük yapmış olursunuz.ülkeyi krize sokar, insanlarınızı ekonomik olarak büyük sıkıntılara ve açmazlara sokarsınız.hatta iflaslar yüzünden allah korusun intiharlar olur.ülkeyi seviyoruz diye abes ,saçma işler yapmamalıyız.hastaya en başta teşhiş koyup uygulamak gerekir aksi takdirde agrı kesiciyle tedavi ederseniz hastayı kaybetme riski yükselir.saygılar iyi akşamlar

  7. Hocam, yazılarınız çok bilgilendirici. Teşekkür ediyorum.
    İnanıyorum ki bizim ekonomi yönetimimizde de sizin gibi değerli ekonomistler vardır. Fakat en tepedeki kişiler siyasi kaygılarla onların işlerini tam olarak yapmasına izin vermiyorlar diye düşünüyorum. Yani ekonominin dümeni uzmanların elinde değil.

  8. edıson elektrıgı buldugunda sadece kendısi faydalansaydı dunya bu kadar erken aydınlanmazdı.
    hocam ( kardeşim ) bilgınızı bizmle paylaştıgınız ıcn tesekkur ederım allah razı olsun.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir