Çetin Ünsalan – Düşürün faizleri; basın paraları

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu faizde indirime gitti. Herkes çiçeği burnunda Başkan Çetinkaya’nın hamlesi olarak nitelendirdi. Bu ne demekti? Esas yanılgı da burada başlıyor.

 

Çünkü bu yapılan indirimde yeni Başkan’ın hiçbir dahli yok. Faiz indirimine gidilememesinde yaşanan açmazda, eski Başkan’ın direnci vardı; ama şimdiki eylemde Çetinkaya’nın etkisi olduğunu düşünmek büyük yanılgı olur.

 

Zira Türkiye bir anafor içerisinde sonunu finansın profesyonellerinin, gerçekten ekonomiyi takip edenlerin, para piyasalarında yatırım yapanların bildiği bir noktaya koşuyor. Sadece kamuoyunun genelinin neler olacağına ilişkin tahmin yürütmesi istenmiyor.

 

İnsan tahmini ancak bilgiler çerçevesinde yürütebilir. Eğer siz kamuoyunda bilgi saklamayı alışkanlık haline getirmişseniz; paradan para kazanılan sistem içerisinde, bunun aktörü olanların bildiğini, halkın genelinin bilmesinden imtina etmişseniz; sonun başlangıcını da hazırlıyorsunuz demektir.

 

Şimdi faizin düşüş korosu yeniden gündeme oturdu. Merkez Bankası’nın faiz koridorunda 50 baz puanlık indirime gitmesi önemli mi? Eğer farklı koşullarda olsaydık, bunu değişik değerlendirebilirdik. Bırakın üst bandı, faizin altında üstünde, politika faizinde bile indirime gitse, hiçbir kredibilitesi kalmadı.

 

İş dünyası bankalara gittiğinde yüzde 15 ile 20 arasında değişen faizle para kullanabiliyor. Bu da böylesi bir dönemde o kadar büyük bir finansman yükü ki, mecbur kalmayan imtina ediyor.

 

Şimdi hesap faiz düşüşünde daha cesur olunması, reel sektörün buradan yatırıma geçmesi ve hesapsızca basılacak paranın halka kredi olarak dağıtılması ile iç piyasanın yine tüketim odaklı olarak hareketlendirilmesi ve büyümenin yakalanması.

 

Öncelikle şu an büyük bir atıl kapasite ile çalışan iş dünyası, faiz oranlarında biraz düşüş görse, dolar borcunu TL’ye çevirecek. Vatandaş kredileri ve kredi kartları patladığı için, olur da alırsa kredisini, yine borç ödemekte kullanacak. Harcarsa bunun enflasyon üzerindeki etkileri hesaplanmıyor.

 

Bunun bilinci içerisinde dolara da müdahale ediliyor. Çünkü daha önceki deneyimler gösterdi ki, faiz düşüşüne karşı yabancı yatırımcının dolar talebi daha da tetikleniyor. Eğer siz faizde oynama yaparken, dolara da ayrıca müdahale ediyorsanız, son kalan kurşunlarınızla algı yönetiyorsunuz demektir.

 

Bu film kontrolsüzce paranın basıldığı, her şeye rağmen enflasyonun, faizin ve dolar kurunun patladığı, iç piyasaların tıkanma noktasına gelirken, dış pazarların da devalüasyon ve düşük alım tercihleri nedeniyle pazarlık masasına tekrar oturduğu ve tüm hesapların alt üst olduğu bir sona doğru gidiyor.

 

Ve ne yazık ki bunu sadece sokaktaki vatandaş bilmiyor; bedelini ödeyecek olmasına rağmen. Ama günü birlik yaşıyoruz ya, düşürün faizi, tutun doları ve sonuç bekleyin. Yalnız haberiniz olsun, o gelen sonuç beklediğiniz olmayacak. Ateşle oynuyorsunuz.

[email protected]

“Çetin Ünsalan – Düşürün faizleri; basın paraları” ile ilgili 1 yorum

  1. peki nezaman patlar o dediginiz usd yesil kagitlar … bist patladi , yabanci cikis yapmak isterse anca olur o is … iceridekiler nal toplar sonra …. yaziniz cok guzel – anlayana . tesekkurler .

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir