185 milyar dolarlık ithalat tablosu ne öneriyor

Arkadaşımız İbrahim Ekinci, ithalat yaptığımız 97 kalemlik tabloda son 20 yıldaki gelişimi ele alan bir haberle ithalatın resmini çekmiş. Bu resimde zorunlu ithalat alanları olduğu gibi, kolaycılıkla ve finansman rahatlığı, KDV iadesi zorluğu nedeniyle ihracatçıların ithal girdilere yönelmeleri konusu da irdeleniyor. İhracatçıların KDV iadesini sorun olmaktan çıkarmak için e-devlet içersinde üretimden ihracata bütün bilgilerin ve belgelerin toplanması önerileri de yer alıyor. Dış ticaret ve cari açığın artışını önlemek için ekonomi yönetiminin bütün dış ticaret kalemleri içersinde yer alan aktörleri dinleyerek yeni bir model üretmeleri gerekiyor.

Türkiye 2010 yılında 113.9 milyar dolar ihracat yaparken, buna karşılık 185.9 milyar dolarlık ithalat yapmıştı. Yani ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 61’di. Bu yılın ilk beş ayında ise 43 milyar dolar ihracat yaparken  77 milyar ithalat gerçekleştirdik. Bu dönemde ihracatın ithalatı karşılama oranı biraz daha geriye yüzde 57.1’ler seviyesine inmiş oldu. Bu da doğal olarak dış ticaret açığının ve cari açığın artmasını beraberinde getirdi. İhalat içersinde hammaddeye ödenen miktarda son yıllarda artarak geçen yılın ilk dokuz ayında yüzde 72 oranına yükselmiş durumda.

Arkadaşımız İbrahim Ekinci’nin ara0ştırma haberi verileri 97 kalemde toplanan ithal ürünlerin sadece ilk beşi 104 milyar dolar ile yüzde 56.2’sine ulaşıyor. Bunlar arasında petrol ve petrol türevleri gibi Türkiye’de sadece yüzde 6-7’si üretilebilen ürünler için fazla yapılabilecek bir şey yok. 20 yılda 8 kat artan38 milyar ithalat seviyesine gelen bu alandaki yük doğal olarak önümüzdeki dönemde de artarak faturasını yükseltecek.

Ama diğer alanlarda ithal girdileri azaltıcı çalışmalar yapılabilir. İthal girdi yaptığımız 97 kalem tek tek ele alınarak irdelenebilir ve yerliye dönüşebilecek bütün alanlar için önlemler alınarak üretimin yerlileştirilmesi ihraç ürünlerinde yerli girdinin artırılması yolunda girişimlerde bulunulabilir.

Doğal olarak bunu yapabilmek için öncelikle üretimde ve ihraç ürünlerinde bugünkü tablo açıklıkla ortaya konulabilmelidir. Hatta mümkünse 5-10 yıl önce aynı ürünlerin üretimindeki yerli ve ithal katkı paylarını kıyaslayan tablolar hazırlanmalıdır. Ve bu tablolara göre ithal girdilerin azaltılması yerli girdilerin artırılmasının planlaması yapılmalıdır. Üretimin değer zinciri içersinde yerli katkı artırıldıkça katma değerin bize kalan bölümünün artacağı unutulmamalıdır. Yerli katkı yerli üretimi, yerli istihdamı artırıcı bir sonucu da beraberinde getirecektir.

İbrahim Ekinci’nin haberinde yer alan ihracatçıların neden ithal girdi kullanmaya yöneldikleriyle ilgili açıklamaları aynı zamanda alınacak bazı önlemleri ortaya koyması açısından karşımıza önemli bir tablo çıkarıyor:

İhracatçılar kendilerini ithalata yönelten tabloyu ortaya koyarlarken, KDV iadesini geri almanın yarattığı finansman yükünden şikayet ediyorlar. İşlemler nedeniyle geri iadenin 3-6 ay süre alabildiğini bunun yüzde 3-6 oranında masrafa neden olduğunu söylüyorlar. İşlemler sırasında yanlışlık olabileceği düşüncesiyle KDV alacağı kadar teminat mektubu istenmesinin de binde 7’lik bir yük getirdiğini ekliyorlar.

İhracatçılar bu konudan kurtulmak için ithal ürüne yöneldiklerini böylece hem KDV iadesi konusundan uzaklaştıklarını, hem de dışarıda daha kolay finansmana ulaşım sağladıklarını belirtiyorlar. Ancak, bu yapıyı değiştirmek için önerilerini de ortaya koyuyorlar.

e-Devlet sistemi içinde yer alacak bir yazılımla vergi dairesinin ihracatın bütün süreçlerini hammadde girdilerinden üretime, üretimden ihracata bütün yönleriyle görebileceğini ve geri dönüşlere, teminat mektuplarına ihtiyaç olmadan işlemin seri olarak tamamlanıp KDV ödemesinin gecikme olmadan sağlanabileceğini ifade edip, bunun geliştirilmesini öneriyorlar.

Türkiye’nin önündeki en önemli sorunlar içersinde yer alan hızlı artan dış ticaret ve cari açığın frenlenmesi için hiç vakit kaybetmeden üretimin ve ihracatın aktörleri ile ekonomi yönetimi bir araya gelerek, üretimde yerli girdiyi artırmak için çareler aramalılar. Doğaldır ki, bu çareler sadece yukarda sözünü ettiğim ihracatçıların talebiyle sınırlı kalmayacaktır. Üretim ve ihracat içersinde yerli katkıyı artırıcı, ithal girdiyi azaltıcı birçok öneri gündeme gelebilecektir. Bu da üretimde ithal girdiyi azaltıcı, dış ticaret açığını ve cari açığı küçültücü sonuçlar ortaya çıkaracaktır. Ekonomi yönetimi hiç vakit kaybetmeden bu girişimde bulunmalıdır.

Osman AROLAT

 

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir