Bir de gerçek olsa…

– wp:paragraph –>

İşsizlik verileri açıklandı. Resmi rakamlarla ortaya konulan
iddiaya göre tüm alanlarda, gençlerde ve toplamda işsiz sayımız artıyor ama bir
önceki aya göre yıllık işsizlik oranımız aynı kalıyor.

– /wp:paragraph –>

– wp:paragraph –>

Böyle bir şey mi mümkün mü? Seçim döneminde kimsenin işten
çıkarılmadığını ya da çıkarılandan daha çok kamuda istihdam yaratıldığını
düşünebiliriz. Bir ihtimal de Türkiye’nin birden bire emekli sayısının artmış
olması. Hepsi bir yana çalışan nüfus çağımızda bir yükselme olduğu için oranın
aynı kalmış olması da muhtemel.

– /wp:paragraph –>

– wp:paragraph –>

Fakat bu durumda nasıl işsiz sayımızın arttığını bulmak
matematik bilimi açısından zorlayıcı olsa da, iktidarımızın sayesinde onu da
yendiğimizin açık bir kanıtıdır. Anadolu’dan İstanbul’a gelip, boğaza karşı
‘seni yeneceğim İstanbul’ diye bağıran adam formundayız.

– /wp:paragraph –>

– wp:paragraph –>

Oysa G20 ülkeleri içinde son 14 yıllık performanslara
baktığımızda işsizlik konusunda açık ara lideriz. Hemen altımızda 2 puanlık
farkla Brezilya geliyor. Onu da İtalya ve Fransa izliyor.

– /wp:paragraph –>

– wp:paragraph –>

Yine yıllar içindeki işsizlik oranlarına göz attığınızda her
zaman ligin üst sırasında olduğumuzu, bu sıralamada AB ortalamasının da hatırı
sayılır bir biçimde bizimle yarıştığı görüyoruz.

– /wp:paragraph –>

– wp:paragraph –>

Bu ne demek? Ürettiğimiz her 2 maldan birini sattığımız, en
büyük müşterimizin de işsizlik sorunuyla baş etme meselesi var. Bu da bizim
önümüzdeki süreçte ihracat konusunda yaşayacağımız sıkıntının ve işsizlik
artışındaki potansiyelimizin göstergesi…

– /wp:paragraph –>

– wp:paragraph –>

Peki tüm bunları nasıl bir fotoğraf içerisinde konuşuyoruz.
İşsiz kadar, iş aramaktan ümidi yitiren insanımızın olduğu bir yapı içerisinde.
Düşünsenize bir de işsizlik rakamlarımızın gerçek oranlarıyla açıklandığını…

– /wp:paragraph –>

– wp:paragraph –>

Büyük bir fark atarak, ‘hayaldi gerçek oldu’ kıvamında,
dünyayı kıskandıracak kadar işsiz insanımız olur. Yaş ortalamamızın 31 olduğunu
da dikkate alırsanız, bunun Türkiye’yi bakanların tabiriyle parmakla
gösterilecek ülke yapması işten bile değil.

– /wp:paragraph –>

– wp:paragraph –>

Peki en temel sorunlarından biri işsizlik olan Türkiye nasıl
bir ekonomik model uyguluyor. Son 14 yılda da değişmediği üzere ithalat odaklı.

– /wp:paragraph –>

– wp:paragraph –>

Yani başarılı ekonomi yönetimimiz diyor ki: “bu elde edilen
işsizlik oranı da, G20 liderliği de beni tatmin etmez. Ben daha çok dışarıdan
mal getirip, üretimin kemiklerini kırıp, onların işsizlik oranlarını
geriletirken, kendi işsiz oranımın da şaha kalkmasını sağlayacağım.”

– /wp:paragraph –>

– wp:paragraph –>

Ne kadar başarılıyız değil mi? Ama daha temelde bence daha
büyük bir gerçeklik var. Bu ülkenin ekonomi yönetimi konuyu tamamen yanlış
anlamış. İşsizlikte tavana değil, tabana oynamanız gerekiyor.

– /wp:paragraph –>

– wp:paragraph –>

Şimdi de bir kaç kalemde ithalatı zorlaştırdıklarını açıklıyorlar.
Cep telefonu getirmeyi zorlaştıralım. Tarım ürünleri de ne oluyormuş? Yemeseniz
ölmezsiniz ya… Bunun adı bildiğiniz ‘dostlar alışverişte görsün’dür. Yazık.

– /wp:paragraph –>

– wp:paragraph –>

[email protected]

– /wp:paragraph –>

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir