Çetin Ünsalan – Borçluyu affetmeyin…

Reel piyasalarda herkesin gözü kulağı vergi ve sigorta prim borçlarına yönelik yapılacak bir afta… Nasıl ve ne kapsamda yapılacağı belli olmasa da, bir tarafta ödeme güçlüğüne düşmüş müteşebbis, diğer tarafta meteliğe kurşun atan Hazine…

Durum böyle olunca af yeniden gündeme geldi. Öncelikle bir konunun altını çizmek gerekiyor. Af bekleyen insanların içinde kötü niyetli olanlar olabilir mi? Elbette olabilir… Fakat genel fotoğrafa baktığınızda yüzde 50’si kayıt dışı dönen ekonomide, bunlar ‘buradayım’ diyenler.

Yani borcunu kabul edip, tahakkukunu yaptırıp, ama ödemesini gerçekleştiremeyenler. Cari açığın yüzde 15’ini kapatmakla övünüp, ondan sonra vergi listelerine giremeyenlerle ya da kaçak çalışan ve çalıştıranlarla bu insanları karıştırmayın. Bunlar gelir idaresinin gözünde, utanarak yazıyorum; ‘kümesteki kazlar’.

Piyasada bir affa ihtiyaç var mı? Kesinlikle… Fakat Einstein’ın güzel bir sözü vardır: “Delilik, aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp, farklı sonuç beklemektir.” 10 yılda 6 kez mali af yapmışsanız ve halen yeni bir af ihtiyacındaysanız ters giden bir şeyler olduğu açık değil mi?

Üstelik bunların her birinde gerçekten ödemesini yapanların da haksız rekabetini önleyecek hiçbir düzenleme yapılmadı. Peki o halde bu kadar açık ve acil bir ihtiyaç ortadayken yeni bir af neyi çözecek?

O zaman bu kez ödeme yapmış olanların mağduriyetini gidermek kaydıyla, af getirirken, vergi ve sigorta primleriyle ilgili ‘ödenebilir’ ilkesini esas alarak yeni bir düzenleme yapmak gerekmiyor mu?

Bunun için de tek kafadan çıkacak sesten çok, konunun uzmanlarının önerilerini dikkate alan, piyasada müteşebbisiyle çalışanıyla herkesi dinleyen bir yaklaşım lazım. Aksi takdirde, Hazine her sıkıştığında ‘af’ diye çıkarsınız ortaya…

Bu nedenle gerçek bir çözüm için ‘af’ değil, yeni bir yapılanma üzerinde durun. Şayet insanları bu kısır döngünün içine sokup, sonra da sıkışınca Maliye’yi yollayan zihniyetten vazgeçebilirseniz.

Ve en önemlisi lütfen artık buna ‘reform’ demeyin. Hatta yaptığınız hiçbir şeye reform demeyin. Çünkü ne zaman reform diye ortaya çıksanız, sonuç başlangıçtan daha beter bir hal alıyor.

[email protected]

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir