Büyümenin Kaynakları

Üçüncü çeyrek milli gelir verilerini değerlendiriyoruz. Büyüme hızı yüksek (yüzde 8,2) çıktı. 1998 bazlı seride üçüncü çeyrek büyüme rekoru 2000’de kırılmış (yüzde 8,6). İkincilik bu yılın. Doğrusu kötü çağrışımlar yapıyor.

Milli gelir üretimi ölçüyor. Ancak farklı talep bileşimleri aynı üretim artışına yol açabilir. Dolayısı ile eğilimleri doğru teşhis edebilmek için talep kalemlerine inmek gerekiyor.

Herkesi meşgul eden soru biliniyor. Milli gelirin yüzde 10’una tırmanan dış açık iç ve dış talep arasında çok ciddi bir dengesizlik anlamına geliyor. Dengesizlik artıyor mu? Yoksa düzelme işaretleri var mı?

Bu tür analizlerde önemli bir husus gözden kaçabiliyor. İktisat politikasının amacı üretim artışını yavaşlatmak değildir. Talebin bileşimini değiştirmektir. Yani iç talep artışını yavaşlatırken dış talep artışını hızlandırmaktır.

Özel harcamalar ve dış talep

Talep kalemlerinin etkisini ölçmek için “büyümeye katkı” yöntemi kullanılıyor. Sadece o kalemin milli gelirde yol açtığı değişimi saptıyor. Her büyüme verisinden sonra bu hesabı yapıyoruz.

Mevcut konjonktürde iç talebi özel kesim harcamaları taşıyor. Özel harcamalar ikiye ayrılıyor: Tüketim ve yatırım. Bunların kendi içinde bölünmesi bu aşamada ilgimizi çekmiyor. Çeyrek bazında büyümeye katkılarını buluyoruz.

Dış talep mal-hizmet ihracat ve ithalat toplamından oluşuyor. İhracat ithalattan daha yavaş artarsa büyümeye eksi katkı yapıyor. Yani talep iç üretim yerine ithalata gidiyor. Aksi halde artı katkı yapıyor.

Bizi aslında son bir yıl ilgilendiriyor. Ama biraz daha geriye gidiyoruz. Resesyondan çıkışın kesinleştiği 2010 ikinci çeyreğinden başlıyoruz. Grafikte çubuklar dış talebi, çizgiler özel tüketim ve özel yatırım harcamalarını ifade ediyor.

Talebin bileşimi değişiyor

2010’un ikinci çeyreğinde özel tüketim büyümeye 2.3 puan, özel yatırım 5.2 puan katkı yapıyor. Özel harcamalar toplamı yüzde 7.5 ediyor. Buna karşılık dış talep büyümeden 1.9 puan götürüyor. Üç kalemin toplamı yüzde 5.6’ya geriliyor.

Özel tüketimin büyümeye katkısı 2011’in ilk çeyreğinde 8.8 puanla zirveye çıkıyor. Özel yatırımın katkısı zirveyi 2010’un son çeyreğinde 8 puanla görüyor. Dış talep ise aynı çeyrekte büyümeden 5.6 puan götürüyor.

Zirveden sonra özel tüketim ve yatırımın katkıları düşüşe geçiyor. Son çeyrekte tüketim 4.7 puana, yatırım 3.1 puana iniyor. Toplamı yüzde 7.8 ediyor. Dış talebin seyri daha çarpıcıdır. Önceki beş çeyrek eksi gittikten sonra son çeyrekte artıya geçiyor (0.6 puan). Böylece üretimin özel talepten daha hızlı artmasını sağlıyor (yüzde 8,4).

Sayılar açıktır. Üçüncü çeyrekte yüksek büyüme hızı özel kesim talebi ve dış talep arasındaki dengesizliğin azalmasına rağmen tutturulmuştur. Umut verici bir gelişmedir. Ekonomi yönetiminin elini güçlendiriyor.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir