Çetin Ünsalan – Arada kaynayan taksi şoförleri  

Yaşanan kalkışmanın ardından meydanlara gidecek insanlara hizmet amacıyla otobüslerin ücretsiz yapılması, bir başka sorunun ortaya çıkmasına neden oldu. Ramazan ayından beri, iş hacminde büyük düşüş yaşayan ve evlerine ekmek götüremeyen taksi şoförleri ‘bize de sahip çıkılacak mı’ diyerek ironik bir mesajla durumlarını gündeme getirdiler.

Bahsettiğim kesim plaka sahipleri değil. Bizzat araçların üzerinde şoför olarak çalışanlar. Aktardıkları bilgiler, bu ülkede ‘insaf kurudu mu’ sorusunu insanın aklına getiriyor. 1,6 trilyon değerine ulaşan plakalarına karşılık, yılda 3-4 bin TL götürü vergi veren plaka sahipleri, bu süreçte de nafakasının derdine düşen şoförün gözünün yaşına bakmadılar.

Öncelikle dile getirdikleri sıkıntıyı ortaya koyalım: Diyorlar ki: Ramazan ayında işler düşüktü. Ardından bayramla birlikte yine iş yapılamadı. Son kalkışma süreci ile birlikte 10 gündür tamamen işlerimiz bitme noktasına geldi.

Tüm toplu taşıma araçlarının ücretsiz olduğuna dikkat çekip soruyorlar: Yevmiyelerde, kiralarda, hava paralarında neden düşme yok? Yaklaşan 9 günlük Kurban Bayramı tatili ile birlikte neredeyse takside çalışan şoförün evine 6 ay boyunca ekmek götürememiş olacağını vurguluyorlar.

Bu gerçekten zor bir durum… Peki, rakamsal bazda mesele ne? Bir takside 24 saat çalışanın yaklaşım plaka sahibine vermesi gereken para 350 – 400 TL arasında. Yine ortalama 70 TL de yakıt koyarsanız; bugünlerde düşen iş hacmiyle birlikte 200 – 300 TL arası cirolarla sıkıntının boyutları ortaya çıkıyor.

Daha acısı şikâyetlerini oluşturan cümle: ‘Bu ortamda şoförün halini soran yok’ diyorlar. Anlaşılacağı üzere evinde oturup para bekleyen plaka sahipleri, zor bir dönem olduğunu kabul edip, günlük alacakları paradan bile fedakârlık yapmamışlar.

Ciroyla eve para götürmek mümkün olmuyor. ‘Ne kadar kazanılmışsa kısmet’ dediğinizi duyar gibiyim; ama kazın ayağı öyle değil.

Götürü usulden vergi ödeyen trilyonluk plaka sahipleri, istedikleri rakamları getirilmezse, şoföre borç yazıyorlar. Yani hem eve ekmek götüremiyorsunuz; hem de daha sonra işler açılırsa elde edeceğiniz gelirden borçlanıyorsunuz.

Kabul ediyorum, Türkiye çok hassas bir dönemden geçiyor. Ama o arada yaşananları da görmezden gelmemek gerekir. Hem doğru düzgün vergi vermeyip, hem borsa gibi elindeki plakanın değerine değer katıp, hem de iş olmadığında günlük parayı almakta ısrar edip, insanların nafakasından kesiyorsanız, bunun adı da vatanseverlik olmuyor.

Şoförler tam anlamıyla arada ezilmişler. Şüphesiz gerçek esnaf, yani kanunlara uygun olarak hem plaka sahibi olup, hem de bizzat çalışanların da durumu çok farklı değil. Acımasızlık yine esnaftan değil, bu işi sadece borsa gibi para kazanmak peşinde olanlardan geliyor.

Yetkililerden bu konuya el atmalarını istiyorlar. Çözümü de şoförlerin işçi statüsüne getirilip, plaka sahibi işveren tarafından sigortalanması ve maaşa bağlanması, araçların da vergi kaçağına karşı yazar kasaya geçmesinde görüyorlar.

Bugünlerde 1 TL’ye ihtiyacı olan Maliye Bakanlığı ve Hazine’ye, ayrıca Suriyeliler’e iş verme derdine düşen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na duyurulur.

[email protected]

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir