Çetin Ünsalan – Deprem…  

Geleneksel ‘sesimi duyan var mı’ günlerimizi geride bıraktık. Televizyon kanallarından, gazetelerde, aklınıza gelen her yerde, hatta vatandaş sohbetlerinde, sosyal medyada 17 Ağustos 1999 yılında yaşanan deprem hatırlandı. Kayıplar anıldı; yapılması gerekenler sıralandı ve saatler 18 Ağustos’a döndüğü anda da unutuldu.

Yıllık anma ama hiçbir şey yapmama faaliyetimizi, 17. yılında da itinayla yerine getirdik. Bu arada ölen öldüğüyle kalırken, o tarihten beri cebimize uzanan elin topladığı paraların ne olduğu konusunda yine fikir sahibi olamadık.

Daha da kötüsü, hiçbir hazırlık yapmamış olmamızı eleştirirken, bir gün sonrasında 17 Ağustos 2017’ye kadar görevimizi tamamlamış olmanın huzuru içerisinde başka gündemlerimize döndük.

Eğer bir yerde deprem arıyorsunuz; tam da burada yanıtını bulmalısınız. Soma yaşandı yer gök inledi, deprem oldu ve sonrasında hiçbir şey olmamış gibi davranıldı. Ülkede tüm gün boyunca elektrikler kesildi; herkes gerekli eleştiri dozunu sergiledikten sonra, nedeni ortaya çıkarılamadı.

Ülkede terör faaliyeti oldu; unutuldu. Kalkışma girişimi oldu; unutulmak yerine olay sadece bir magazin tadında kıymeti kendinden menkul sanatçıların tartışma konusu yapıldı. Ödemelerde sıkıntılar arttı, konuşulmadı. İflas mahkemelerine erteleme talepleri patladı; OHAL ile birlikte konu kapandı.

İşsizlik patladı bir gün; enflasyon açıklandı bir gün; dolar patladı bir gün; Zarrab tutuklandı bir gün; insanlar senelerce kumpaslara kurban edildi, bitmesiyle birlikte bir gün; Milli Takım gözümüzün içine baka baka elendi bir gün; asansör faciası yaşandı bir gün; şehitler verildi bir gün; hukuka kıyıldı bir gün… Sonu yok örneklerin; hep bir gün yaşıyoruz.

Bir deprem kuşağında, farklı konularda deprem anını yaşayan sonra olayın aslını araştırmadan, takibini yapmadan unutan, medyanın kendisine sunduğu konuya dönüp, sosyal medya hesaplarından yağdıran, ama bir gün sonra onu da unutan bir toplum haline dönüştük.

Her gün farklı bir deprem yaşıyor 24 saat sonra bambaşka bir gündem içinde buluyoruz kendimizi. Ancak ara sıra hatırlıyor; gerekli kınamalarımızı yapıyor; ama bu sorunların giderilmesi ya da ortaya çıkarılması için hiçbir vatandaşlık örneği sergilemiyoruz.

Aslında yüzde 99’u deprem kuşağında olan ülkemin insanları her olay gibi büyük depremi de bir gün yaşıyor. Sonra ne o günden çıkarması gereken dersi konuşuyor; ne güvenliği için toplanan paraların nereye gittiğini sorguluyor.

Nitekim bu yıl da gerekli anmalarımızın ardından bambaşka gündemlerin içine sürüklendik bile. Seneye görüşmek üzere, Türkiye’nin depreme hazırlık sorunu ile gündemi kapatıyoruz. Bu ülkede büyük depremler oluyor; hem de her gün. Ama sorun kendinize bu fotoğraf içinde deprem nerede oluyor?

Toprağın altında da mı; esir düşmüş beyinlerimizde mi?

[email protected]

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir