Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Dil Bayramı kapsamında stadyumlara verilen arena isimlerine eleştirdi. Ardından da ‘sosyal medya şimdi bunu konuşur’ diyerek sipariş gündem verdi. Sanıyorum Sözcü davasının tartışılmaması için gündem yaratma arzundaydı.
Esasen ben Cumhurbaşkanı’nın yabancı kelimelerle ilgili hassasiyetine katılıyorum. Arena gibi balon bir konuyu değerlendirmek yerine de, bu hassasiyeti desteklediğimi ifade ederek kapsamı genişletmek istiyorum.
Mesela ben ülkemdeki Suriyeliler’in Arapça tabelalarla işyeri açmasından, hatta benim çocuklarım sınavda ter dökerken, sınavsız üniversiteye girmesinden de rahatsız oluyorum.
Yurtdışından iş yapmamış modellerin yerli otomobil diye yutturulması da bende sıkıntı yaratıyor. Kamu alımlarında yerli mallara öncelik verilmemesinden, gıda fiyatlarını düşürmek için üreticiye destek vermek yerine ithalat yapılmasından da rahatsız oluyorum.
Mesleki eğitimin odak noktası yapılan Mesleki Yeterlilik Kurumu’nun kriterlerinin yabancılar tarafından belirlenmesinden, yurtiçinde başka yurtdışında başka konuşan siyasetçilerden de has etmiyorum.
Mesela milliyetçilik kavramını ayaklar altına almaktan övünenlerin milliyetçilik yapması beni rahatsız ediyor. Milli bayramlarımın her seferinde bir bahane uydurularak geçiştirilmesinden de üzüntü duyuyorum.
Türkçe anlatacak hiçbir şeyi olmayan ama bir kaç dil bilen gazetecilerin, ajans haberlerini yazmakla görevli aktarıcılar olarak mesleğimin içine bilinçli bir şekilde sirayet ettirilmesinden utanıyorum.
İktidarını savunmak adına küfür kıyamet ortada dolaşanlar beni huzursuz ediyor. Argoyu siyasetin diline sokup, bunu normal bir üslupmuş gibi prim yapanların düzeysizliğine de tahammül edemiyorum.
Başka bir dil olarak batı dillerinin algılanmasından, ama Osmanlıca’da bile bulunmayan kelimelerin Türkçe imiş gibi kullanılmasından rahatsız oluyorum. İnsanlarımın yabancılaşmasından, mahallelerin dağıtılmasından mutlu olmam mümkün değil.
İthal etlerin reyonlarda yerli et diye satılmasından da sıkıntılıyım. Acaba Cumhurbaşkanı bu konuyu araştırttı mı? Yıllardır ülkeye ithal et giriyor, ama ne hikmetse bugüne kadar reyonların bir tanesinde bile ‘ithal et’ ibaresi göremiyoruz.
Cennet beldelerimizin tapusuyla Katarlılar’a satılmasından, dişimizle tırnağımızla biriktirdiğimiz kuruluşların yabancılara yok pahasına verilmesinden, yurtdışından gelen kaynakla siyasetin finanse edilmesinden rahatsızım.
Peki bunları ne yapacağız? Mesele sadece arena kelimesi ise sorun yok. Bunu emir bilenler hemen isimlerini değiştirmeye başladılar. Asıl başkalaşan toplumumuzu ne yapacağız? Gündemse, gelin bunu konuşalım.
