Çetin Ünsalan – Yan sanayiciden ezber bozan hamle

Türkiye’de son dönemlerde dillere pelesenk olan bir ifade var: Katma değer yaratmak… Dile kolay da, bunun kendiliğinden olmayacağını biliyoruz. Her zaman şunu iddia ediyorum? Yan sanayisini gelişmemiş ya da gelişmelere ayak uyduramamış bir sektörün ana sanayisinden katma değer çıkmaz.

Ülkemizde ise en çok ihmal ettiğimiz konuların başında yan sanayinin geliştirilmesi geliyor. Örneğin ayakkabı… Son yıllarda ihracatta dikkat çeken bu sektörün kalıcı bir başarı elde etmesi salt nihai ürünle mümkün mü? Bence değil. Ortaya çıkan başarının da ana sanayiye ya da perakende sektörüne tek başına atfedilmesi de süreç körlüğüne neden olur.

Mesela ayakkabı dediğinizde aklınıza geliyor? Modayı, dünyadaki gelişmeleri sadece ayakkabıya konsantre olarak başarabilir misiniz? Yan sanayisi gelişim içinde değilse, bu da olası değil. Çünkü bizim vitrinde gördüğümüz bir çift ayakkabının üretilebilmesi, 36 farklı iş kolundan tedarikte bulunmasıyla mümkün.

O zaman bu 36 iş kolunun da dünyaya ayak uyduruyor olması lazım. Neticede bitmiş üründe bir başarı yakalanacaksa, ana – yan sanayi entegrasyonu hayati önemde. Bu yapıyı original ekipman üretimi dolayısıyla otomotiv sektöründe görüyoruz. Fakat o da çok içe kapalı, kendine has prensipleri olan bir yapı olduğundan ülkedeki diğer sektörlere fazla etki etmiyor.

Bu çerçeveden baktığınızda Ayakkabı Yan Sanayicileri Derneği ezber bozan bir organizasyona imza attı. Mayıs ayındaki fuarlarının öncesinde, dernek merkezindeki konferans salonunda İtalyan bir tasarımcıyı ağırladı. Neredeyse tüm İtalya’ya ve dünyanın başka ülkelerine giden, trendleri anlatan, çok bildik uluslararası firmaların yaklaşımlarında etkili olan bir isim: Carlo Sorretti…

Soretti, ayakkabı yan sanayicilerine 2019 yılının ilkbahar – yaz beklentilerini anlattı. Bugün de randevulu bir biçimde firmaların özelinde bire bir toplantılar yapacak. Hatta dernek daha sonraki haftalarda Soretti’nin sürecin içinde olmasını sağlayacak.

Bu seminer ve çalışma neticesinde de ortaya çıkarılan yan sanayi ürünleri, dünyada konusunda iki numara olan AYSAF Fuarı’ndaki Trend Alanı’nda sergilenecek. Peki bu neden önemli?

Öncelikle bilgilendirmeye konu olan sezona tekrar dikkatini çekerim: 2019 ilkbahar – yaz… Bugüne kadar günlük süreci yakalayan sektör 1,5 yıl sonrasının üretimlerini ve eğilimlerini konuşuyor. En önemlisi bu çalışma sayesinde dünya ile eş zamanlı olarak Türk yan sanayicisi de bu kulvara giriyor.

Bunun uluslararası pazarda rekabet edebilirlik açısından önemi yüksek. Yan sanayici, ayakkabı üretiminde kullanılan malzemeyi, geleceğin modasına uygun şekilde oluşturursa, bu Türk ayakkabısını daha rekabetçi ve katma değerli kılacak.

Ayakkabı Yan Sanayicileri Derneği (AYSAD) Başkanı Ömer Kadir Arpacı’ya konuyu sorduğumda; tedarikçiyi çıta atlatmanın en direkt yolunun bu olduğunu, fuara gelen yabancıların Türk ürünlerine bakış açılarının bugünkünden çok öteye taşınacağını söyledi. Aslına bakarsanız haklı… Yabancı bir alıcının güncel materyalle karşılaşmasıyla, geleceğin üretimlerine uygun malzemeyle karşılaşması arasında kredibilite, fiyatlandırma, sipariş verme ve ülke ekonomisine yaklaşmada büyük bir fark ortaya çıkar.

Önümüzdeki süreçte ayakkabı ihracatında daha büyük ivme görürsek, onun iki güne yayılan bu çalışmanın eseri olduğunu hatırlamamız lazım. Öte yandan bu ezber bozan yaklaşım sadece ayakkabı yan sanayi ile kısıtlı kalmamalı.

Ekonomi yönetimi, bu modelle ilgili mutlaka AYSAD yönetiminin uygulamasından yola çıkıp, diğer tüm sektörlerde benzer ve elbette o sektörün yapısına uygun çalışmaların yapılmasını sağlamalı.

Ancak bu sayede ‘katma değeri’ slogan olmaktan çıkarıp, sonuç veren bir yaklaşım haline sokabiliriz. Unutmamalı ki, yan sanayi firmalarının büyük çoğunluğu KOBİ ve geliştirilmeleri gerekiyor.

Yan sanayide ivme kazanmak ise, hem ana sanayiyi rahatlatacak, nihai ürüne değer katacak, hem kaynakların etkin kullanılmasını sağlayacak, hem de sonuç alıcı işlere imza atmak mümkün olacaktır.

Tekrarlıyorum: Yan sanayisi gelişmeyen, hiçbir sektörün ana sanayide kalıcı başarı yakalaması mümkün değildir. Türkiye tüm sektörlerde yan sanayi firmalarını geliştirme modeli oluşturmalıdır.

Aksi takdirde ne dış ticaret açığı kapanır; ne de ihracatta kârlılık yakalanır. Yani kalkınma ve gerçek kazançta hamle yan sanayiden başlar. Yoksa ancak kendimizi kandırırız.

[email protected]

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir