Çetin Ünsalan – Yarım milyar dolarlık lig

Dün internet ve televizyonlara düştü, bugün itibariyle de gazetelerde okumuş olacaksınız. Türk futbolunun yayın hakları yıllık 500 milyon dolara satıldı. Alana hayırlı olsun.

Ama burada kimin aldığından çok, 21 yılda 40 milyon dolardan 500 milyon dolara ulaşan değer konuşuldu. Daha doğrusu haber ajanstan böyle servis edildiği için, herkes işin bu tarafına odaklandı.

Öncelikle yapılan ihaleyi, diğerleriyle karşılaştırırsanız, Türk futbolunun şişmiş değerinin eridiğini görürsünüz. İlk ilaheye gitmeye gerek yok.  2010 yılında 2014 – 2015 sezonu sonuna kadar üç ligin yayın haklarının toplam değeri yıllık, TFF payı hariç 374 milyon 710 bin dolardı.

Bu zaten başlı başına bir operasyondu ve Türk futbolunu da hak ettiğinin üzerinde rakamlara taşıyarak, transfer paralarından giderlere kadar tam anlamıyla batığa sürükledi. Yani o dönem yayıncı kuruluş sahibi şirket adına yapılan operasyon, zaten finansal açıdan çarpık gelişmiş Türk futbolunun batmasına neden oldu.

Sonra sahip değişti; özür mahiyetinde midir bilinmez ihalesiz 2016 -2017 sezon sonuna kadar aynı yayıncı kuruluşa bırakıldı. Şimdi geldiğimiz noktada Süper Lig, TFF 1. Lig ve her iki ligin mobil yayın hakları aynı yayıncı kuruluşa, 5 yıllığına yıllık 500 milyon dolara bırakıldı.

Öncelikle yıllar içerisinde düşen değeri burada görmek mümkün. Gerek dolar kurundan hesaplarsanız, gerekse de üç paketin de aynı şirkette kaldığını düşünürseniz, aradaki değer farkının çok büyük bir anlam taşımadığını görürsünüz.

Yine de yıllık yarım milyar dolarlık büyüklük küçümsenecek bir rakam değildir ve önemlidir. O halde kritik soruyu şuradan soralım. Türk futbolunun yayın değeri gerçekten yıllık yarım milyar dolar mıdır?

Havada uçuşan transfer rakamlarını dikkate almayın. Çünkü o zaten kulüplerin batışına zemin hazırladı. Peki, karşılığında ne var? Her iki ligde de UEFA’nn belirlediği mali kriterlere uymayan kulüpler. Vergi kaçıran, af isteyen, yapılandırdığı borcu ödemeyen kulüpler. Vergi ödeyenle ödemeyenin rekabet haline sokulduğu bir yapı…

Şike iddiası nedeniyle marka değerini yitirmiş, sonuçta bunun büyük bir kumpas olduğu kamuoyu vicdanında ortaya çıkmış, ama bu nedenle milyonlarca avro kayba uğramış Türk kulüplerinin varlığı.

En büyük gelir getirici kalem olan Avrupa şampiyonlarından haklı ya da haksız yere men edilmiş futbol kulüpleri. Passolig uygulaması ve ekonomik sıkıntı nedeniyle düşen mağaza ve tribün gelirleri…

Açığı çıkan kumpas, ama kumpasa neden olanların yeterince soruşturulmadığı bir fotoğraf… Milli takım düzeyinde Avrupa Kupası’na gitmeyi başarı sayan bir görüntü. Başkaca tek bir başarımız ise yok. Büyüyen bir bahis ekonomisi ve kirlenen ilişkiler yumağı.

Daha sıralamakla bitiremeyeceğim onlarca sorun. Şimdi size soruyorum. Bu lig yıllık yarım milyar dolar, beş yıllık 2,5 milyar dolar eder mi? İktisadi olarak bakarsanız; etmez.

O zaman bir soruyu da ortaya koyalım; muhatabını bulsun. Bu para niye ve hangi değer üzerinden verildi? Yanıtını bugün bulmazsak, yeni sorunlar kapıda demektir.

[email protected]

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir