Çetin Ünsalan – Ekonomi dediğiniz 5 hisse

Yıllardır bu ülkede ekonominin kumar olarak algılandığını ve üretimin göz ardı edildiğini savunuyorum. Bu konuda uzman (!) olan zatlar ise, finans piyasalarının son derece önemli olduğunu, iktisadi temeli anlamak için bunlara, para ve mali disipline bakmak gerektiğini anlattılar.

 

Bu ülkede ciddi bir para politikası var mı? Yıllarca dünyada ülkeler kendi para birimlerini düşürüp, dünya pazarına daha çok mal satma mücadelesi verirken, göstermelik bir biçimde kuru serbest bırakıp, son derece müdahil yaklaşımlarla değerinin altında tutan kimdi?

 

Sadece bu nedenle ülkede kaç tane fabrikanın kapandığını, ihracatçının eriyerek mal satmak için cebelleştiği kimse konuşmadı. Hatta daha da kötüsü umursamadı. Böyle bir yapının para politikası ile alâkası olabilir mi? Sanayi politikası zaten yoktu.

 

Mali disiplinden bahsettiler. Yıllarca insanları bununla kandırdılar. Oysa ülkede mali disiplinin ne derece gerçekçi uygulandığı, yapılan harcamalardan belli. Belki bugün Cumhurbaşkanı’nın kamuoyunu ikna edemediği ve muhtemelen de edemeyeceği Aksaray konuşuluyor.

 

Fakat çok uzun yıllardır; maliyetinin üzerinde yapılan işler, koruma araçlarından, sınırları aşan örtülü ödeneğe kadar mali bir disiplin olmadığı ortada. O disiplin nedense sadece vatandaşa zam verileceği dönemde akıllara geliyor.

 

Gelelim finans piyasalarına… Borsa borsa diyerek yeri göğü inlettikleri yapının 5 hisse senedinden ibaret olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Zaten ağırlığı ilk 20 hissede dönen, toplasan 10 bin kişi bulmayan aktörüyle ülkenin ‘ekonomisi’ olarak algılatılan bir yapı.

 

Yanlış anlaşılmasın bu üç saydığım başlık da gereksiz demiyorum. Mali disiplin ve para politikası elbette lazım… Fakat belli bir strateji temelinde gerçekten uygulanması ve o stratejiye hizmet etmesi halinde sonuç verir.

 

Finans piyasalarına gelince… Yıllarca bu millete ekonominin kendisi diye yutturulan finans piyasaları, bu haliyle kumarhaneden başka bir şey değil. Normal yapılarda reel sektörü finanse etmesi gereken borsayı konuşuyorsak, şirketlerin faaliyetleri ölçüsünde kâr / zarar eden bu yapı, spekülatörlerin elinde para basma makinesi haline dönmüş vaziyette.

 

Yani ülkede bankalardan borsaya hiçbir finans aktörü, gerçekten yapması gerekeni yapmıyor. Ülkenin üretim politikaları içinde enstrüman olarak önem arz eden bu yapılar, üretim çöpe atılarak, ekonominin bizzat kendisi gibi algılatılıyor.

 

Ve sonuçta açıklanan verilere bakıyorsunuz; o bile gerçek değil. Topu topu 5 hisse etrafında dönüyor. Şimdi kalkmış ekonomi yönetimi yıllardır yok sayılan yapısal reformları, çarpık ekonomi algısı içinde, üretim ekonomisini de bitirdikten sonra konuşmaya başlıyor.

 

Ne diyecekler 12 sene sonra? Çok mu saftınız? Peki oradan bakınca biz o kadar saf gözüküyor muyuz?

 

[email protected]

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir