İnşaat sektörü bina bozduruyor

– wp:paragraph –>

Türkiye’nin belki son 17 yılda yaptığı en dramatik
yanlışların başında varını yoğunu inşaat sektörüne yatırmak geliyor. Bu uğurda
tüm sektörleri feda ederken, tüm kaynakları buraya aktardılar.

– /wp:paragraph –>

– wp:paragraph –>

Keşke aktarılan sadece varımız yoğumuz olsaydı. Bankacılık
sistemi üzerinden uygulanan tüketim ekonomisinin bir numaralı aktörünü inşaat
yaptılar. Kentsel dönüşüm altında, hiçbir hukuk, kural ve imar mevzuatı
tanımaksızın rantsal bir dönüşüm içine girerek, yurtdışından gelen borç paraları
toprağa gömdüler.

– /wp:paragraph –>

– wp:paragraph –>

İş o kadar çığırından çıktı ki, artık normal şartlar altında
para kazanamayan reel sektör mensupları da müteahhitliğe, gayrimenkul alıp
satmaya soyunda. Bu yolla milyarlarca dolar toprağa gömüldü.

– /wp:paragraph –>

– wp:paragraph –>

Tüm kurdu bunların satılması ve ortaya çıkan rantla da
zenginleşmesinin yaşanmasıydı. Fakat elbette normal her ekonomide olduğu gibi,
gökten para yağmıyorsa, günün sonunda işin tıkanıp kalacağı ortadaydı.

– /wp:paragraph –>

– wp:paragraph –>

Nitekim parasal genişlemenin bitmesiyle beraber borçla
yapılan bu binalar alıcı bulamamaya başladılar. Bazı hesaplamalara göre daha
çok olduğu belirtilse de neredeyse 2 milyon konut stoğu elimizde kaldı.

– /wp:paragraph –>

– wp:paragraph –>

Daha acısı bunlar normalde alınırken, birkaç milyon dolara
gayrimenkul alanlara bile ‘nereden buldun’ diye sormadılar. Neredeyse inşaat
sektörü bir çamaşır makinesi haline dönüştü.

– /wp:paragraph –>

– wp:paragraph –>

Sistem yeni yapının inşa edilirken elde edilen finansmanla
bir öncekinin ödenmesi üzerine kurguluydu. Piyasa durunca bankalara baskı
yapmaya başladılar. Oysa bankacılık sistemi yeterince inşaat riski üstlenmişti.

– /wp:paragraph –>

– wp:paragraph –>

Sistem tıkandı ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını 250 bin
dolara düşürdüler. Hesaplamalara göre 250 bin dolara gayrimenkul alan
vatandaşlığı da kapacaktı. Fakat yıllar içindeki ortalamaya bakarsanız bunun
çok da gerekli olmadığı ortaya çıktı.

– /wp:paragraph –>

– wp:paragraph –>

Nevita International Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Akbal’ın
Anadolu Ajansı muhabirine övünmek için verdiği röportaj tüm gerçeği ortaya
döktü. 2013 yılından beri zaten yabancılar hiçbir zaman 250 bin dolar
ödemediler. 2013 ile 2019 yılının ilk çeyreği rakamlarına baktığınızda son 6
yılda yabancılara 27 milyar dolarlık satış yapıldı.

– /wp:paragraph –>

– wp:paragraph –>

143 bin 674 adet satıştan elde edilen gelir bu. Fakat
gelirin gayrimenkul ortalamasına baktığınızda durum daha vahim. 2013 yılında
250 bin dolar ortalama yakalandığı görülüyor. Yani bugün pastır parayı
vatandaşlık al bedeli.

– /wp:paragraph –>

– wp:paragraph –>

Oysa sonraki yıllarda durum daha da dramatik. Bu rakama hiç
ulaşılamadığı gibi, 2018 yılı ortalaması sadece 148 bin dolar. İlk üç ay
ortalaması ise 135 bin dolar. Bunun yıl sonuna kadar 150 bin doları bulmasını
umuyorlar.

– /wp:paragraph –>

– wp:paragraph –>

Yıllar içinde düşen birim bedele baktığınızda bir tarafta
topraklarımızla beraber gayrimenkul sattığımız, diğer tarafta satamadıkça
eldeki malı daha ucuza pazara sunduğumuz gözleniyor. Hani piyasada sıkışan
esnaf çek bozdurur ya, Türkiye de bildiğiniz inşaat sektörü üzerinden bina
bozduruyor.

– /wp:paragraph –>

– wp:paragraph –>

Hem tapusuyla mal satıyorsunuz; hem vatandaşlık
dağıtıyorsunuz, hem de sıkıştıkça fiyatı aşağıya çekiyorsunuz. Neresinden
tutarsanız tutun, hem hesap bilmez, hem akıl almaz, hem de vicdanla bağdaşmaz
bir fotoğraftan bahsediyoruz.

– /wp:paragraph –>

– wp:paragraph –>

Daha acısı ne biliyor musunuz? Ekonomi yönetimi halen
bankacılığa baskı yapıp inşaat sektörünü kurtarmaya çalışıyor. Yani
akıllanmıyor. Yazık… Sonuç mu? Bu gidişle yabancılara gayrimenkul satışında
sıkıntı görmeseniz bile, bu fiyatları bile çok ararsınız. Bu iş bitmiş.

– /wp:paragraph –>

– wp:paragraph –>

[email protected]

– /wp:paragraph –>

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir