Mahfi Eğilmez – İçgüdüsel Ekonomi

Mahfi Eğilmez’in bugünkü yazısı

İçgüdü; psikoloji biliminde, hayvanları, akıl, düşünce ya da bilinç dışında, kendilerine yararlı ya da gerekli birtakım eylemlere yönelten doğal duygu olarak tanımlanıyor. Felsefe açısından bakarsak; içgüdüler, bir hayvan türünün bütün bireylerine kalıtım yoluyla geçen ve yaşamın korunmasına dönük bilinçsiz eylem ve davranışların tümü biçiminde ifade ediliyor.

İçgüdülere örnek olarak beslenmek için yemek yemek, neslini sürdürmek, tehlikeden korunmak gibi özellikler içgüdülerdir. Bütün hayvanlarda içgüdüler vardır. Bir tehlike hissettiğinde ya kaçar ya da savunma durumuna geçer, beslenmek için yiyecek arar, belirli bir ergenliğe ulaşınca neslini sürdürmenin yollarını araştırır. Bir kurt yavrusu doğduğunda annesinin memesini emer, bir örümcek avlanmak için ağ örer, bunları kimsenin öğretmesine gerek yoktur. Yaşama başladığında bu içgüdüler otomatik olarak ortaya çıkar.

Kültür, sonradan öğrenilen nitelikleri ifade eder. Mesela alet kullanmak doğuştan gelen bir bilgi değildir. Elektrikten anlamak veya hukuk bilmek ya da bir müzik aleti çalmak kültürün katkılarıdır.

Günümüz psikoloji ve sosyoloji yaklaşımlarının genel kabulü modern insanda içgüdü olmadığı şeklindedir. İlkel insanda içgüdüler olsa da modern insanda artık içgüdülerin yerini zekâyla ilgili estetik davranışlar almıştır. Sigmund Freud’un yaklaşımı içgüdülerin tümüyle kaybolmadığı ama bastırıldığı yönündedir. Freud, insan davranışlarını yönlendiren zihnin üç farklı etki altında kaldığını öne sürer: İd, ego ve süper ego. Freud, kabaca içgüdüyü ‘id’ olarak adlandırır. Freud’a göre id insanda kalmış olan içgüdülerin izleridir. İd, insanın tıpkı bir hayvan gibi mantıksız, bencil ve zevk peşinde koşan parçasıdır. Ego; id olarak tanımlanan ilkel dürtüleri, manevi idealleri, tabuları dengelemek için id, süper ego ve dış dünya arasında aracılık eder. Süper ego; sosyal yaşamın yarattığı etkilerle biçimlenen insan vicdanını temsil eder. Süper ego, içgüdüleri kapsayan idi bastıran yapıdır.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir