Mahfi Eğilmez – Tarhuncu Ahmet Paşa’nın Bütçesi

Mahfi Eğilmez’in bugünkü yazısı

IV. Mehmed (Avcı Mehmed) 1648 yılında, henüz altı yaşındayken, Osmanlı tahtına çıktığında, Hazine’nin finansal açıkları sürekli artış halindeydi. 1652 yılında IV. Mehmed’in annesi Valide Turhan Sultan’ın takdiriyle sadrazamlığa Tarhuncu Ahmet Paşa getirildi. Paşa, işbaşına gelir gelmez, giderleri azaltmaya ve mali işleri yoluna koymaya girişti. Padişaha (asıl olarak Valide Turhan Sultan’a), gelirlerin yetersizliği ve yönetimin düzensizliğine ilişkin bir rapor sundu. Bu rapor üzerine IV. Mehmed, Tersanede bir divan topladı. Sadrazam Tarhuncu Ahmet Paşa, hazırladığı raporu divanda okudu. Bu rapor, önceki yılın gerçekleşmelerini ortaya koymanın yanı sıra, geleceğe ilişkin tahminleri de içeriyordu. Dolayısıyla bugünkü anlamda Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk bütçesi olarak kabul edilebilir[1].

Tarhuncu layihası[2] adıyla tarihe geçmiş bulunan bu bütçeye göre Osmanlı’nın 1652 yılında başlayan hesabında gelirler 5,329 yük, giderler 6,872 yük olarak belirlenmiş ve açığın yaklaşık olarak 1.600 yük dolayında olacağı tahmin edilmişti[3]. Doğrudan İç Hazine’ye[4] giren gelirlerle, tahsil edildiği yerde harcanan gelirler bu hesaplara eklenmemişti. Tarhuncu Ahmet Paşa, genel rakamların yanı sıra, Hazine’ye giren gelirlerin ayrıntısını ve nerelere harcandığını tek tek sunduktan sonra açığı düşürmek için büyük tartışmalara yol açan kararlar aldırmış, saray giderlerini de kapsamak üzere kamu giderlerinde önemli kısıntılar yaptırmış, ulufeleri kaldırtmıştı. Bununla da yetinmeyerek haksız kazanç sağlayanların mallarına el koydurup Hazine’ye gelir yazılmasını sağlamaya girişmişti.

Tarhuncu Ahmet Paşa’nın, önceki Sadrazamların, giderleri kısarak, padişahın ve yakınlarının tepkisini almaktansa, geleceğe ilişkin bir takım devlet gelirlerini iskontolu bedelle önceden satıp, ilgili yılın açığını kapattıklarını bilmemesi olanaksız. Kendisi de böyle yapabilir ve rahat bir sadrazamlık yaşayabilirdi. Öyle yapmadığı anlaşılıyor. Geleceği harcayarak bir devletin varlığını sonsuza dek sürdüremeyeceğini görmüş ve çözüm aramaya girişmiş.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir