Merkez Bankası Bundan Sonra Ne Yapacak?

Merkez Bankası’nın ne yapacağını artık alışılageldik enflasyon hedeflemesi çerçevesinde düşünmemek gerekiyor.

Kabaca 2008 ortası-2009 başları gibi bir tarihten itibaren ana enflasyonda daha önce gözlenen ataletin bir miktar kırıldığı gözleniyor. Ayrıca, Ekim 2010’dan bu yana artmasına karşın I göstergesi ile ölçülen yıllık temel enflasyonunun 2004’ten bu yana düşme eğiliminde olduğu saptanıyor.
Hem tüketici hem de I enflasyonu bu ‘kaba’ eğilimler etrafında önemli dalgalanmalar sergiliyorlar. Bu kaba eğilimler, ‘fiyat istikrarı’ temel amacı düşünüldüğünde, bugüne değin Merkez Bankası’nı (MB) bir miktar rahatlattı ve ‘finansal istikrar’ temel amacına odaklanmasını sağladı. Peki, bundan sonra para politikası nasıl şekillenir?
Hızlı büyümeye karşın hâlâ potansiyel üretim düzeyinin belirgin biçimde altında bir üretim düzeyi var. İhracatın kriz öncesi düzeyine gelmemiş olmasının bu olguda azımsanmayacak bir rol oynadığını unutmamak gerekiyor. Dolayısıyla 2011’in ilk çeyreğine kadar olan gelişmeler iç talebe dayalı bir büyüme gösteriyor. Bu da üretimin potansiyelinin altında olmasının normal koşullarda enflasyon üzerinde aşağıya doğru oluşturacağı baskının bu dönemde yeteri kadar oluşmayabileceğini söylüyor bize. Oluşup oluşmayacağına karar vermek için şu andaki iç talep gelişmelerini değerlendirmek gerekiyor. Bu gelişmeler fiyat istikrarı açısından MB’nin rahatını bozucu değil: İç talebin artış hızının ikinci çeyrekte bir miktar yavaşladığına ilişkin göstergeler var.
MB’yi fiyat istikrarı açısından rahatsız edebilecek gelişme liranın değer kaybının daha da hızlanması olabilir. ‘Daha da’ dedim, zira şu andaki değer kaybı fiyat istikrarı açısından yeteri kadar rahatsız edici değil. Hatta yeni politika bileşimi çerçevesinde MB’nin bundan hoşnut olduğunu belirtmek mümkün.
Finansal istikrar temel amacı çerçevesinde bakınca ise ortaya çıkan şu: MB, hem daha önce aldığı kararların hem de Bankacılık Düzenleme ve Denetim Kurumu’nun (BDDK) seçimden sonra aldığı kararların etkilerinin görülmesi için biraz daha zaman gerektiğini bize birkaç ay daha söyleyebilir.
Bu koşullar altında MB’den faiz arttırımı beklememek gerekiyor. Gerekirse BDDK’nın ek önlemler alması istenecek ve/veya zorunlu karşılık oranları yükseltilecek. MB’nin faiz politikasını değiştirmesi öyle görünüyor ki iki koşuldan birinin gerçekleşmesine bağlı. Birincisi, ABD Merkez Bankası para politikasını sıkılaştırmaya başlarsa MB bir zaman aralığıyla onu izleyebilir. İkincisi, küresel risk alma iştahında keskin bir azalma olup döviz kuru sıçrarsa MB faizi yükseltir. Peki, bu iki koşuldan biri gerçekleşmeden tüketici enflasyonu mevcut düzeyinin bir miktar daha üzerine çıkarsa?
Çarpıcı bir yükselme olmadıkça MB politika faizini arttırmayacak ve şunları duyacağız. Bir: Enflasyonun temel eğilimi orta vadeli hedeflerle uyumlu (bakınız yukarıdaki ‘kırılma argümanı). İki: Temel enflasyondaki yükselme eğilimi kalıcı değil (bakınız yukarıda sözü edilen I göstergesindeki aşağı doğru eğilim etrafındaki geçici dalgalanmalar). Üç: Yıl sonu enflasyon gerçekleşmesi bir miktar hedefin üzerinde gerçekleşecek ama orta vadeli hedeflerin gerçekleştirilmesi açısından (ilk iki nedene dayanarak) mevcut bilgiler ışığında bir sorun yok. Dört: Para politikasının mevcut duruşu (zaten) sıkılaştırıcı yönde (yüksek zorunlu karşılık oranı ve yeni yükseltilen sermaye yeterlilik oranları nedeniyle). Beş: Yeni bilgiler ışığında gerekirse bu duruşu daha da sıkılaştıracağız (BDDK’nın ek önlemler alması ve/veya zorunlu karşılık oranlarının yükseltilmesi). Altı: Maliye politikasının duruşu para politikası açısından önemlidir. Yedi: Yeni Orta Vadeli Program bu duruşun disiplinli olduğunu teyit etmektedir.
MB’nin ne yapacağını artık (alışılageldik) enflasyon hedeflemesi çerçevesinde düşünmemek gerekiyor. MB giderek (alışılageldik) enflasyon hedeflemesinden uzaklaşıyor. Bu nedenle MB’den faiz arttırımı bekleyenler son dönemde sürekli yanılıyorlar. Peki, alışılagelen bir tarafa, MB enflasyon hedeflemesi uyguluyor mu? Doğru yapıyor mu? MB’den yukarıda belirttiğim ‘duyacaklarımız’ ne kadar inandırıcı? Tartışmaya değer, yakında.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir