Seans İçinden – 2 Ocak 2012

15:35

İlk seansı sessiz geçiren endeks, Avrupa borsalarında yükselişin yüzde 2’yi geçmesi üzerine yukarı yönlü bir atak yaptı ve 51.200 civarında oluşturduğu destek noktasından itibaren yaklaşık 500 puanlık bir artış yaptı. Şu an 51.700 seviyesinde ve cuma gününe göre yüzde 0.84 yukarıda bulunuyor. Borsadaki yükselişe baktığımızda içerideki fonların bir miktar alımı var ama bu alımlar çok yetersiz görünüyor. Bunun temel sebebi ise şu an yabancıların sadece Türkiye’ye değil, genel olarak gelişmekte olan ülkelere pek hoş bakmıyor olmalarıdır. 2012 yılına girerken oluşmaya başlayan genel uzman bakışı biraz eksen kaymasına uğradı.  AVrupa’daki borç sorunlarının yavaş yavaş geri plana itildiğini hissediyorum. Nasıl olsa Avrupa Merkez Bankası parayı basacak ve bu sorunları çözecek mesajı genel bir mesaj olarak karşımıza çıkıyor ve ben de hak veriyorum. Şu an İtalyan ve ispanyol tahvil faizleri daha az konuşuluyor. Bu sorun  yeniden gündeme mutlaka gelecektir, fakat gelse bile AMB’nın bir şekilde para basma yolunu bulacağı görüşü ağırlık kazanıyor.  Aslında piyasanın genel bakış açısı budur. orta ve uzun vadeli bir perspektif piyasanın ilgi alanı içinde değildir, çünkü bu tür bri bakış kısa vadeli fırsatların kaçmasına neden olacaktır.

Geçen hafta Çin’den kötü kokular gelmeye başladı. Kasım ayında konut fiyatları yüzde 35 düşmüş ve birçok emlak ofisi kapanmış.  Kapanma sebebi de oldukça ilginç. Ev alan ve evlerinin fiyatları hızla düşen çin’liler emlak bürolarına gidip “al evini ver paramı” diyorlarmış ve emlakçılar ortadan tüymüş.  Son birkaç aydır MAjfi Eğilmez’İn de gündeme getirdiği üzere krizin fay hattı sanki doğuya doğru kayıyor. Fakat unutlmamalı ki, Avrupa’da hala sounlar çok büyük ve şu an unutulmuş ve öldü diye bırakılan Yunanistan her an hortlayabilir. Ama piyasa açısından önemli olan nokta şu ki; zaten Avrupa ile ilgili herşey fiyatların içinde var. Yani şu anki fiyatlar geleceğe ilişkin riskleri içeriyor. Dünyanın bütün fon yöneticileri, Avrup’da hangi bankanın ne kadar kaynak ihtiyacı var, ne kadar İtalyan tahvili bulunduruyor gibi sorulara cevaplar buldular. Bir başka deyişle herşeyi didik didik ettiler ve ellerinde çok geni veri seti var. Bu veri setine bakıyorlar ve Avrupa’nın hangi cephesinden ne tür sorunlar kaynaklanabileceğini biliyorlar. Fakat Asya cephesinde ve özellikle de Çin cephesinde durum böyle değil. Çin hükümetinin verileri gizlediğinden ve doğru veri açıklamadığında şüphelenen çok sayıda analist var. Çin’de yerel hükümetlere her yıl büyüme hedefi veriliyormuş ve tutturmaları isteniyormuş. Onlar da yerlerinden olmamak için, büyüme hedeflerini tutturmak için anormal çapta kredi dağıtmışlar. Bu kredilerin büyük bölümü de Konut ve tiacri gayrimenkul sektörüne yönelmiş. Ama şu sıralar yavaş yavaş denizin bittiğini de anlamaya başlamışlar. Bankaların içi boşalmış ve bankalar alacaklarını tahsil edemiyorlar. Fakat bankalar devletin olduğu için, bu veriler açıklanmıyor.  DOlayısıyla Avrupa’daki gibi birçok bilgi herkese açık değil.

Durumlar böyle olunca, sadece Çin’in biraz yavaşlaması veya orada da iç karışıklıklar çıkması, bir anda diğer ülkelerdeki büyümeyi de ciddi biçimde sekteye uğratabilir. Çünkü Çin’in üretimi şu an bir çok gelişmekte olan ülkeyi besliyor. ÖZellikle hammadde alımlarını gelişmekte olan ülekelerden yapıyor. Diğer taraftan Çin ile Japonya arasındaki ticaret bağı çok güçlü. Ama Japonya’da durum yeniden kötüleşmeye başladı. Japonya’da tasarruflar hızla düşmeye başlamış. Sebebi de nüfusun gittikçe yaşlanıyor olması. Tasarrufların düşmesi çok öenmli bri başka sounu da beraberinde getiriyor. Japonya’Nın kamu borcu GSYH’nın yüzde 200’ünğ geçmiş durumda. Her yıl verilen bütçe açığı ise GSYH’Nın yüzde 8’i boyutunda. Şu ana kadar Japonya bu açıkları iç tasarrufları borçlanarak kapattı. Fakat iç tasarruflar artık yeterli değilse, japonya’da da faizler artmaya başlayacaktır. Ayrıca Japonya da dışarıdan borç bulmak zorunda kalacak veya para basacaktır. Hangi açıdan bakarsanız bakınız bu 2008 krizi ciddi bir yayılşma göstererek Asya’ya doğru kaymaya başlamış durumda. Çin’in ekonomisinin yavaşlamasının bize olumsuz etkisi beklenmez. Fakat eğer gelişmekte olan ülkelerden bu nedenle kaçış varsa, biz de bundan en azından şu an için etkileniyoruz. Yabancıların gelişmekte olan ülkeler ve başta Asya’ya ilişkin olarak başlayan yeni kaygıları, şu an GOP’lar için sorun oluşturuyor.

Sonuç olarakborsadaki şu anki yukarı hareket hacimle desteklenmiyor ve cılız kalıyor. Bu nedenle borsada yatırım için biraz daha izleyip görmekte fayda var.

Merkez Bankası’nın müdahaleleri sonrasında dolar 1.8820 civarına kadar gerilemişti ama müdahale kesilince yeniden 1.8883 seviyesine kadar yükseldi. Fakat kısa sürede 1.92’yi tekrar aşağcağını düşünmüyorum.

Eğer ALTIN, EURO/DOLAR Paritesi ve DOLAR/TL kuru konusundaki yorum ve analizlerimi görek istiyorsanız, yeni yıldan itibaren bu konulardaki yorum ve analizlerimi uzmanforex.com sitesinde vereceğim. Her pazartesi videolu olarak yorum ve analizlerimi bu üç yatırım aracı için izleyebileceksiniz. Ayrıca haftada 2-3 defa ve gerektikçe dolar, altın ve euro-dolar paritesi analizlerimi yazılı olarak yine uzmanforex.com sitesinde bulabilirsiniz. Bugün yayına koyduğum Videoları izlemek için aşağıdaki linki tıklayınız..

 Altın, Dolar ve EURUSD Analizlerim

ya da  www.uzmanforex.com sitesine girerek sağ köşede dolar, altın ve parite yazılarımı tıklayabilirsiniz.

 

Sağlıcakla kalınız…

 

13:20

Bugün 2012 yılının ilk işlem günündeyiz.  Avrupa borsalarında olumlu bir seyir hakim. DAX endeksi cuma gününe göre yüzde 1.63 artıda bulunurken, bizim borsamız geçen yıla göre (cuma kapanışına göre) yüzde 0.16 yukarıda bulunuyor. Dolayısıyla yeni yıla artıda başlasak da Avrupa borsaları gibi coşkulu başlamadık. Amerika bugün tatil olduğundan aslında piyasa eksik rekabet durumunda bulunuyor. ayrıntılı yorum ve analizimi saat 15:30’da okuyabilirsiniz. Şu ana kadarki en önemli olay Merkez Bankası’nın müdahaleye devam ediyor olmasıdır. Şu ana kadar müdahale miktarının 500 milyon dolara yaklaştığı kaydediliyor.  Saat 15:30’da görüşmek dileğiyle…