Türk Hava Yolları Havasını Kaybediyor

THY, 1980’li yıllarda büyük bir atılım içine girdi. Önce kalkışlardaki gecikmeler giderildi, sonra filo yenilendi, uçak içindeki hizmet kalitesi yükseltildi, o zamana kadar kimsenin hayal etmediği bir gelişme ortaya çıktı. Bu biçimde başlayan gelişme 2000’lerde doruk noktasına ulaştı. Özellikle havaalanlarının yenilenmesi ve işletmelerinin özel kesime devredilmesiyle müthiş bir ivme yakalandı. THY, Avrupa’nın en iyi havayolu işletmesi konumuna yükseldi, hepimizin gururu oldu.

Ne var ki son bir yıldır bu ivmede ciddi bir düşüş başladı. Uçakların kalitesi, uçak içindeki hizmetin kalitesi, yemeklerin kalitesi hala en üst düzeyde bulunuyor. Ama ne yazık ki uçakların kalkış saatlerindeki dakiklik kaybolup gitti. Önce 15 dakikalık gecikmelerle başlayan bu sorun sonra yarım saate çıktı, şimdilerde 1 saat ile 1,5 saat arası gecikmeler yaşanır oldu. Uçağa binmek üzere havaalanına gelenlerin en fazla duyduğu anons: “Tarifeli uçağın alanımıza geç inmesinden dolayı uçağın kalkışı şu kadar dakika gecikmelidir” anonsu olmaya başladı.

Geçen hafta sonu Antalya’ya giderken uçağımız için yarım saat gecikme anons edildi. Gerçekten yarım saat gecikmeyle uçağa aldılar ama bu kez de bir saat uçağın içinde bekledik. İşin tuhafı Türk insanının bu tür gecikmelere kendi kendine söylenmekten başka tepki göstermemesi. Yabancılar ve bağlantılı uçuşlara yetişmeye çalışanlar en fazla tepkiyi gösteriyorlar.

Antalya’dan dönüşte yarım saatlik bir gecikmeyle kalktık ama bu kez de İstanbul’a inemedik. Yarım saat havada tur attıktan sonra inmemize izin verildi. Böylece normal iniş saati bir saat sapmış oldu. Bağlantılı uçağını kaçıracağını söyleyen birkaç yolcu dışında hiç kimseden bir tepki gelmedi. Demek ki organizasyon bozukluğundan kaynaklanan hataları kader olarak kabul etmek Türk toplumunun kaderi haline gelmiş. Tabii kimseden ciddi tepki gelmeyince bu sorunu giderme yolunda da bir çaba bulunmuyor. THY kabahati  havaalanı işletmesine, havaalanı işletmesi de THY’ye atıyor, biz de kabahatliyi aramaktan sıkılıp kaderimize küserek ve gideceğimiz yere vardığımıza şükrederek yola devam ediyoruz.

Aslına bakarsanız sorun bu aşamaya gelince bu sorunun THY’nin sorunu mu yoksa havaalanı işletmesinin sorunu mu olduğu sorusu ortadan kalkıyor. Herkes sorunun THY’de olduğunu düşünüyor, çok az kişi havaalanında sorun olduğunu öne sürüyor. Yaptığım sözel anketler bana bunu gösterdi.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir