VAR!

VAR!

Video Assistant Referre (VAR)

Başvurulacak görüntülü hakem destek sistemi de diyebiliriz.

Eğer futbol sever ve bir takımında taraftarı iseniz, takımınıza çalınan her düdük için ilk söyleyeceğiniz söz VAR’a bakılsın olacaktır!

VAR dan önce, ya tribünler de ya da maçı izlediğiniz kahve, kafe gibi, maç yayını yapılan toplu yerlerde, tartışmalar olur ve herkes sanki bir VAR gibi, olayı başa sarar, tekrar, tekrar haklılığını anlatmaya çabalardı!

Zaman zaman olay itiş, kakışlara kadar giderdi…

Şimdi öylemi?

Gidiyorsun VAR’a

Sarıyorsun geriye

Ağır çekimle

Birde görüntüyü büyüttün mü?

Kimin eli

Kimin kolu

Ya da kimin kafası, kimin neresinde(!)anında görüyorsun…

Sözün bittiği yer!

Sıkıysa itiraz et

Görüntü kabak gibi ortada…

Şimdi diyeceksiniz ki VAR da nereden çıktı?

Toplumun yaşadığı son dönemdeki eko-yoksullukla ne ilgisi var?

Haklısınız!

Son dönemde ne ihracat ne ithalat nede açlık sınırının altında yaşayan, çalışanlar gündeme gelmiyor

Medya devlerinin ekranlarında, hatta muhalif medyada bile, sabahtan akşama futbolcular, teknik ve idari yöneticilerin, adeta soyunma odasını anımsatan, valizler, çantalar, torbalarla, döviz bazlı para transferlerini izler olduk!

Burada bizim anlamadığımız konu, her iki tarafında birbirini suçlaması, faul bana yapıldı, tekme bana atıldı diye, kendini yerlere atması ve mağduru oynaması…

Oysa bu tartışmaya hiç gerek yok değil mi?

Gidersin VAR’a her şey ortaya dökülür.

Kim ne kadar vermiş

Kim ne kadar almış

Kim hiç alamamış

Anında görürsün!

Ama öyle olmuyor…

Önce fenomenler gündemde uzun süre kaldı

Enerji

Sinerji…

Milletin diline pelesenk oldu

Onlar kırmızı kartı görünce de

Bir kafa pası ile bir sürü futbolcu ve yönetici gündeme giriverdi…

Aslında VAR’ı en iyi bu futbol ekibi bilmez mi?

Bilir ama kimse VAR’a gitmiyor

Neden?

VAR, yok da ondan!

VAR olması için kayıt, kuyudat ve alenilik olması gerekir…

Yad da varsa da kamerayı fişe takmak gerekir

Yoksa yok…

İşte bu nedenle ben haklıyım, sen haksızsın kayıkçı kavgası daha çok sürer, gider!

Diğer yandan, ekranlarda devamlı, tütün ve alkollü içecek ürünleri için sağlığa zararlı, uyarıcı ve zorunlu yayınlar yapılıyor ama açlık sınırının altındaki asgari ücretin yaşlı, çocuk ve erişkin, tüm aileye verdiği zarardan bahseden ve uyaran bir şey görüp izleyemiyoruz!

Sözün özü;

Eko-finansal işlerde, önce kimin eli kimin cebinde onu bilmek gerekir.

Zenginin parası, fakir fukaranın çenesini yorarmış.

Gerisi eko-fasa fiso…

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir