Yarışı kim kazanacak?

Tüm ekonomi çevrelerinde ki otoriteler böylesini hiç görmedik diyor ve yorum yapmaktan kaçınıyorlar.

Anlaşılmayan ise hem faizin, hem döviz ve altın hem de borsanın yükselmesi!

Adete at başı bir mücadele var ve ipi kimin göğüsleyeceği ise hala belirsiz…

Elbette burada TL bazında bir değerlendirme yapıyoruz ve TL ile neye oynarsak ters köşe olmayız ya da kazananlar tarafında oluruz? Cevabını arıyoruz. Böyle durumlarda ise en çok küçük ve bireysel yatırımcı ile gene aynı durumda olan mevduat sahipleri en büyük zararı görmektedirler.

Seçimlerin yaklaşması nedeni ile de, yayınlar ve yorumlarla birlikte, ekonominin en üst düzeydekileri de, pek anlaşılır değerlendirmeler yapmıyorlar. Bir yerde onlarda kendilerinin geleceği ve seçim sonrasında ki oluşacak ekonomik sorunları, gözlerden uzaklaştırıp halının altına süpürmekle meşguller!

Gözümüzün içine baka, baka ülkenin çok iyi olduğuna dair reklamlar ekranlardan bir biri ardına gözümüze sokulmaya çalışılıyor. Oysa çarşı, pazar ve de gerçek ekonomik değerler hiçte öyle olmadığı da başka bir gerçek…

Net hata noksanlarla durum idare edilmeye çalışılıyor ama onun da tam nedenini kimse bilemiyor!

Bu durumda en kararsız yatırımcı ne yapar derseniz?

‘’Kısa vadeli mevduat faizlerinde beklemek en akıllı davranış olsa gerek. Zira kısa vade faizlerde, an be an yükseliş devam etmekte ve seçime kadarda bu yükselişin sürmesi çok büyük bir olasılık olarak gözükmektedir. Nedeni ise bankaların ve piyasanın, TL talebinin yüksek olması! Küçük mevduattan bu talebi karşılanması, daha az maliyetli olması da, piyasa faizlerinin daha cazip olmasını sağlıyor.’’

Hazine kağıtlarında da faizler çok avantajlı hale gelse de bu avantaj satış baskısından kaynaklanmaktadır. Bir sürü bilinmez ekonomik sorunlar(!)seçim sonrasında gün yüzüne çıktığında kağıttaki faizler daha da yükselirse? İşte o zaman elden çıkarmak ya da kağıtta kalmak negatif getiri olarak karşımıza çıkacaktır.

Büyük yatırımcılar ile finans ağırlıklı iş çevrelerinin ise en büyük iki sorunu var. Aslında bu konuda karar verdikleri muhakkakta, ne zaman yapacaklarını tahmin etmek zor!

‘’Seçim öncesi borsaya mı, dövize mi satış getirecekleri ya da hangisinde alışa geçecekleridir?’’

Önceki seçim istatistiklerine bakarsanız?  Borsanın düşmesi, daha büyük olasılık ama FED ve ECB durumlarına, petrol ile altının, dolara karşı gerilemesi de dikkate alındığında ve de bizim ekonominin ‘’anti-üretken’’  bir yapıya sahip olmasını da eklersek doların daha da yükselmesi, daha gerçekçi olarak gözükmektedir.

2014 Temmuzdan bu yana dolar TL  %30 değer kaybetmiş 10cak 2015’den bu yana ise %18 yakın değer kaybı devam etmiş!

Ceremeyi biz çektikten sonra, Yellen güvercin, Draghi şahin olsa ne yazar ki?

Sanırım seçimlere kadar ve ekonomik kışa karşı en güzel önlem, ağustos böceğinin başına gelenleri de dikkate alarak, karıncanın tarafında olmak!

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir