Yeni Teşvik Paketi

Başbakan dün yeni teşvik sistemini açıkladı. Bu 2003 yılından bu yana açıklanan 4. paket.
Aslında bunlara “yatırımları teşvik paketi” dememiz gerekiyor. Zira hangi yatırımların, nasıl teşvik edileceğini düzenliyorlar.
Nitekim dünkü paket de yatırım teşviklerini esas alarak, geçmişte karşılaşılan bazı sorunları çözmeyi amaçlayan bir sistemi yansıtıyor.
Teşvik sistemlerinin büyüme stratejisinin bir parçası olması gereğine inananlardanım. Büyümenin kaynakları ve yolları baştan belirlendikten sonra teşviklerin bu amaca yönelmesi gereğini hep savundum.
Oysa bizim büyüme stratejimiz yok. İhracata mı, iç tüketime mi, ithal ikamesine mi yoksa işsizliği azaltmaya mı dayanan bir büyüme modelimiz konusunda kesin çizgilerimiz bir türlü ortaya konulamadı.
Dolayısıyla da teşvik sistemimiz yeni yatırımları özendiren ve bölgesel gelir dağılımlarını düzetmeyi hedefleyen bir çizgiye oturdu. Dün açıklanan da dahil diğer üç teşvik paketinin esası bu.

YENİLİKLER VAR
Büyüme stratejisine dayanmasa da karşılaşılan makroekonomik sorunları çözme açısından teşvik aracının kullanılması bir yöntemdir.
Dün açıklanan sistemin cari işlemler açığı sorununun çözümüne de önem verdiğinin altı çiziliyor. Geçmişte uygulananlardan önemli bir fark burada ortaya çıkıyor.
Ancak bu sistemin ithal ikamesine dayalı büyüme stratejisinden ayrılan yönü, üretime değil yatırıma önem vermesinden geliyor. Örneğin cari açığı yaratan başlıca neden, enerji ithalatı olmasına karşın, enerji yatırımlarına değil enerji kullanımına teşvik verilmesi ilginç bir özellik olarak göze çarpıyor.
Kümelenmeye yönelik yatırımlara teşvik verilmesi belki de paketin en can alıcı noktası. Türkiye’nin bu tür sanayileşmeye gereksinimi bulunduğu açık.
Bölge sayısının 6’ya çıkarılmasının sonuçlarını hep beraber izleyeceğiz. Geçmişte bölgesel ayrımların yarattığı sorunları yerinde gözleyen bir kişi olarak bu tür bir ayırıma karşı olmakla beraber bir kez daha denemeye değer diye düşünüyorum.
Türkiye’nin ileri teknoloji ürün ihracatının toplam ihracat içindeki payının yüzde 2.5 olduğunu dikkate aldığımızda, orta ve ileri teknoloji içeren mal üretimine yönelik yatırımların ayrı bir kapsamda düşünülmesini de doğru buluyorum.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir