Mahfi Eğilmez – Kapitalizme Yeni Bir Ekonomi Teorisi Gerekiyor

Mahfi Eğilmez’in bugünkü yazısı

Günümüzün ekonomi teorisi yani önce parasalcı (monetarist) ekonomi teorisiyle sonra da rasyonel beklentiler teorisiyle modifiye edilmiş neoklasik ekonomi teorisi, aslında kapitalist sistemin ekonomi teorisidir. Bundan 30 yıl önce dünyada, kapitalist sistem ve onun taklidi olan ahbap – çavuş kapitalizmi, yanında sosyalist sistem ve sosyalist sisteme ağırlık veren karma ekonomik sisteme sahip ülkeler vardı. O zamanlar neoklasik teori tek başına egemen değildi. O nedenle evrenselliği tartışmalıydı. Çünkü sosyalizmde karar alıcı konumundaki piyasa modeli son derecede sınırlı bir yer tutuyor, onun yerine planlı ekonomi modeli denilen bir çeşit merkezi piyasa yönetimi sistemi karar alıcı konumunda bulunuyordu. Bugün bütün dünyaya yayılan küreselleşme modasıyla birlikte piyasa ekonomisi her yerde egemen hale geldi. Böylece ilk bakışta kapitalizmin ekonomi teorisi olan neoklasik ekonomi teorisi, küresel sistemin evrensel ekonomi teorisi haline geldi. Ne var ki kapitalizmin egemenliği kimi ülkelerde kapitalizme en yakın biçime bürünmüş olsa da kimi ülkelerde ahbap – çavuş kapitalizmi formatında yer aldı. Dolayısıyla neoklasik ekonomi teorisinin evrenselliği hala tartışılabilir konumda duruyor.

Neoklasik ekonomi teorisi bir takım varsayımlara dayanır. Bunların en önemlilerini şöyle sıralayabiliriz: (1) İnsanlar rasyoneldir ve aldıkları kararları bu doğrultuda alırlar (rasyonellik varsayımı, homoeconomicus düşüncesi.) (2) Piyasaların açıklanmasında tam rekabet sistemi örnek alınır (rekabetin yaygınlığı varsayımı.) (3) Kararlar, marjlar dikkate alınarak verilir (marjinalite varsayımı.) (4) Tüketicinin amacı elde edeceği faydayı, üreticinin amacı ise kârını en üst noktaya çıkarmaktır (maksimizasyon varsayımı.)

Bir teorinin varsayımlarını tartışmak ancak o teorinin gerçeklere uyup uymadığını sorgularken gündeme gelir. Uzunca bir süredir neoklasik ekonomi teorisinin gerçek yaşamı tam olarak açıklayıp açıklayamadığı tartışma konusu. Yani dayandığı varsayımlardan çıkarak ulaştığı sonuçlar tam olarak gerçek yaşama uymuyor. Oysa bir teori gerçek yaşamda karşılaşılan olayları basite indirgeyerek, sınıflandırarak ve genelleştirerek anlatmak için kurulur. Ne kadar iyi basitleştirmiş, ne kadar iyi sınıflandırma yapmış ve ne kadar esaslı genelleştirmiş olursa olsun ulaştığı sonuçlar gerçek yaşama uymuyorsa o teori işe yaramaz. Uzunca bir süreden beri gerçek yaşama tam olarak uymadığı için eleştirilen neoklasik teorinin varsayımları, bu eleştirilerin en önde gelen parçası konumunda bulunuyor.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir