Çetin Ünsalan – Az sonra…

Nurella ne dedi? Hangi şarkıcı kiminle yakalandı? Turabi hangi hareketle başarısını kutladı? Cumhurbaşkanı bugün şuradaydı. Cümlesine ‘Ey Uzaylılar’ diyerek başladı. Vesaire; vesaire; vesaire…

 

Gündemimizi hep böyle ucuz malzemeler oluşturuyor. Tüm bu kakofoni içerisinde ise gerçekten yaşadıklarımızı görmüyoruz. Daha açıkçası ayakta uyuyoruz.

 

Ne işsiz insanlar, ne bozulan ekonomisi yüzünden kalpten giden işadamları, ne ölen çocuklar, ne de gündelik hayatta iliklerimize kadar işleyen zamlara, moda tabirle aynı şeyi söylüyoruz. Üstelik Ivana Sert tadında: ‘Bizımla değılsın.”

 

Sonra aniden bir olay oluyor ve biz karalar bağlıyoruz. Yeri göğü inletiyoruz. Elim bir olaysa sosyal paylaşım sitesindeki hesabımıza siyah kurdele koyup olayı lanetliyor ya da eleştiri ile hakareti karıştırıp, muhataplarına küfre varacak yorumlar yapıyoruz.

 

Oysa hepsi az sonra tadında yaşanıyor. Çünkü az sonra başka bir gündem içinde kayboluyoruz. Elbette ona da gündem denilebilirse…

 

Mesela Soma’da ölen madenciler… Herkes ağıtlar yaktı; ama o günden bu yana Soma’dakinden daha fazla insan benzer nedenlerle hayatını kaybetti. Biz neredeyiz? Az sonra…

 

Bu ülkede yolsuzluk iddiaları ortaya atıldı. Soruşturmaya bile gerek duymadılar. Takipsizlik verdiler. Biz neredeyiz? Az sonra… Teröristler Habur’dan törenle girdiler; bir Cumhuriyet Savcısı şehit oldu; sınırlarımız kevgire döndü. Biz neredeyiz? Az sonra…

 

Ülkeye sadece bir ayda, şubat ayında 4,3 milyar dolar kaynağı belirsiz para girdi. Herkes bu paranın nereden geldiğinin sırrı çözmeye çalışıyor. Hesabını sormak için mi? Hayır; bulalım da devamını da getirelim diye… Kara imiş, akmış kimsenin baktığı yok. Para geliyor ya… Niye? Bilmem ne magazin programının sponsor bulması gerekiyor. Aklımızı yitirmişiz.

 

Bakın ülkede bir günlük elektrik kesintisi oldu; yeri göğü inlettik. Televizyon kameraları sokaklara çıktı; insanlar ateş püskürüyordu. Ne ulaşım işliyordu; ne fabrikalar çalışıyordu. Ama belki de biz niye televizyon izleyemediğimiz sorusunun yanıtsızlığı için kızdık.

 

Öyle olmalı ki, bir günlük kesintiye kızanlar, haber vererek bir ayda 6 yıllık kesinti yapılmasına sesini çıkarmıyor.  Tüketici Birliği Federasyonu’nun mart ayında tespit ettiği 50 bin saatlik kesinti nedense vatandaşın ilgisini çekmedi.

 

Bu, sadece o aya mahsus bir durum mu? Federasyon elektrik kesintileri endeksinin 10 günlük ara sonucunu da paylaştı. Nisan ayının ilk 10 gününde ‘kesiyorum ha’ diyerek gasp edilen elektrik kullanım hakkımız 17 bin 170 saat… Peki, bu ne demek?

 

Bir ayda 6 yıllık elektrik kesintisi yapılmış Mart ayının ilk 10 günündeki veri, 13 bin 985 saat. Yani yüzde 22,7’lik bir artış var. Ama kimsenin sesi çıkmıyor. Hadi ahali ayakta uyuyor; bizden yana olması gereken Bakan nerede?

 

O şimdi meydana çıktı, partisine oy istiyor. Ya muhalefet? Sanırım bu konu onların da ilgisini çekmiyor. Peki, tüm bunlardan kaba bir hesapla ne sonuç çıkıyor? Bu ülkede haber vererek soygun yapabilirsiniz; hak gasp edebilirsiniz; sakıncası yok. Nasıl mı? Az sonra…

 

[email protected]

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir