Çetin Ünsalan – Bankalara rövaşata

Türkiye’de zor durumda olmayan işletme var mı? Sanayiciler, ticarethaneler, hatta bireysel olarak vatandaş… Şöyle bir gözünüzün önünden geçirin çevrenizdeki insanların yaşadığı maddi sıkıntıları; hatta kendinizinkini…

 

Geçmişte bir enstitüde ders vermeye gittiğimde sınıfa sormuştum: ‘Kredi kartı borcu olmayan var mı?’ 30 kişiyi aşkın sınıfta sadece tek bir kişi parmak kaldırdı. Ona da dönüp; ‘kredi kartın yok değil mi’ dedim; onayladı.

 

Çalışanından işsizine, esnafından sanayicisine herkesin bankalarla borç açmazı yaşadığı bir süreçteyiz. Özellikle sanayicinin durumuna şöyle bir bakalım. Bilançolar bozulmuş; önemli zarar yükleriyle karşı karşıya… Gelir idaresinden SGK’ya kadar her yere borcu var.

 

Şimdi bir an düşünün. Bunların borçlarını yapılandırsak ve kamu bankalarından kredi kullandırsak, kredi 10 yıl vadeli olsa ve iki yıl ödemesiz imkânı sunulsa… Böyle bir öneriye önce kim karşı çıkar? Bankalar…

 

Gerekçe bilançoları kötü, ödeme güçlüğü içindeler ve yanlış finansal operasyonlar yapmaya devam ediyorlar. Eğer bir ülkede 20 ay vade ortalamasıyla mal satılıyorsa, bu yanlış bir finansman modelidir değil mi? Ama gerçek bu.

 

Böyle bir destek kamu bankalarından geleceği için, kamuoyu ayaklanır; ‘işini doğru yapsaydı; neden amiyane tabirle kıyak yapılıyor’ diye sorulur. Haklılık payı da yok değildir. Hatta itirazlar sanayici kesimden de yükselir. ‘Ödemelerini zamanında yapan, finansı yönetebilenlerin günahı ne’ diye sorulur. İktidar bunun yapılamayacağını anlatmaya başlar.

 

Ben de sorarım: Söz konusu olan vatandaş ya da sanayici olunca herkes ayaklanıyor da, futbol kulüpleri olunca neden kimsenin sesi çıkmıyor? Elbette herkesin gönlünde yatan bir renk, taraftarı olduğu bir takım vardır. Ama bu mesele hata yapanın aklanmasını, kulüplerin yanlış yönetimlerinin ipten alınmasını onaylamayı gerektirir mi?

 

Şimdi süper lig takımlarına yönelik böyle bir projelendirme yapılıyor. Emeği geçenler Spor Bakanlığı, Türkiye Futbol Federasyonu ve Kulüpler Birliği Vakfı… UEFA Mali Fair Play kriterleri nedeniyle açmazımız ortada. Belki de iyi niyetle ortaya konulmuş bir talep. Ama neden süper lig takımlarını kurtarmaya öncelik veriyoruz; ortada kapanmaya namzet bir sürü işletme varken?

 

3,5 milyar TL; yaklaşık 1 milyar dolarlık batak halindeki süper lig kulüplerini bataktan kurtarmak, 10 yıl gibi orta vadeli ve iki yıl ödemesiz kredilendirme için üç devlet bankası topa sokulmak isteniyor. Bunun adı öncelikle görev zararıdır. Hangi bankacılık kriterlerine göre verilecektir? Batığa neden olan yönetimlerin varlığı ortadayken, neye güvenilecek?

 

2 yıl ödemesiz kılıp, yeni transferle yapmaları için nefes mi aldırılacak? Yapalım yapmasına batmasınlar da, ilk sırada onların olduğuna emin misiniz? Siz neyin peşindesiniz? Ülkede binlerce işletme sıkıntıda, iflas mahkemesine başvuran başvuruna, 1 milyon yurttaş hacizlik, 9 milyon kart sahibi potansiyel olarak ortada duruyor; sizin derdiniz futbol kulüpleri mi?

 

Yok, yok bu ülkede işler gerçekten zıvanadan çıktı.

[email protected]

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir