Çetin Ünsalan – Belediyenin şark kurnazlığı

Okullar açıldı; 16 milyon 400 bin öğrenci ile, 875 bin öğretmen ders başı yaptı. Bu öğrencilerin ilk, orta ve lise çağında 2 milyon 323 bini İstanbul’da okuyor. Bir de eş zamanlı açılan üniversiteler var, koyun onu da üzerine…

Zaten mevzu, öğrenci sayısı da değil. O ancak bu berbat eğitim sistemiyle nasıl bir kuşak katlettiğimizin konusu olabilir. Gelelim diğer meseleye…

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, okulun ilk gününde belediye otobüslerini öğle saatine kadar ücretsiz yaptı. Bunu da Kadir Topbaş, kameraların karşısına geçip; duyurdu. Peki, ne oldu ilk gün? Günün başından değil, ortasından bahsedeceğim.

Seyir halinde olanlar istisna olmak kaydıyla, saat: 12.30’dan itibaren otobüs seferleri kalkış anlamında dondu. Duraklar doldu; taştı. Ücretsiz hizmet diliminin bitimi olan 13.00 ‘den itibaren de otobüsler tekrar seyir haline geçti.

Elbette bu yarım saatlik bölümde de herkes perişan oldu. Durakta bekleyen de, 13.00 itibariyle durağa gelen otobüse binemeyen de… En hafif tabiriyle insana saygısızlık, en ağır tarifiyle de şark kurnazlığı yapan belediye yetkililerini kutlarım.

Madem belediyenin gelirleriyle ilgili böyle bir çekinceniz var; sadece sabah saatinde ücretsiz yapsaydınız. Hatta sadece öğrencilerin bu haktan yararlanmasını sağlasaydınız. Ve hatta ücretsiz yapmasaydınız… Peki, neden yapılıyor bu?

İşin şov tarafını bir kenara bırakırsak, psikolojik olarak okulun ilk sabahı oluşabilecek sıkıntıları gidermek için… Aslında meselenin temelinde belediyenin uygulaması yok. Bu, mevcut iktidarın kronikleşen hastalık halidir.

Her sorunun psikolojik olduğuna inanıyorlar ve algıyla sorunları ortadan kaldırdıklarını düşünüyorlar. Eğer sabah saatlerinde insanlar rahat olursa, trafik oluşmayacak kanısındalar. Oysa öyle olmuyor; hadi olsa bile bu sorunu çözmüyor. Çünkü insanlar aynı sorunla ertesi gün karşılaşıyorlar.

Ekonomide durum farklı mı? Beklentileri bozmayalım; insanları kötümserliğe itmeyelim diyerek, beklenti yöneterek ekonomi yönetimi yaptıklarını sanıyorlar. Elbette ne trafik sorunu çözülüyor, ne de gerçekten ekonomi düzeliyor.

Toplumsal olaylarda psikoloji önemlidir. Ama psikoloji yönetimi, bilimsel olarak gerekli çalışmayı yapıp, çözüme yönelik adımlar attıktan sonra yürütülmesi gereken bir süreçtir. Yoksa sadece psikoloji yönetimiyle, reel sorunlar ortadan kalkmaz. Nitekim kalkmıyor da… Lakin bu kafa, ortadaki emeği ve çalışmayı görmeyip, Fatih Terim’in Galatasaray’a gaz vererek UEFA Kupası’nı kazandırdığını düşünen kafa…

Fakat kalkacağını bile düşünseniz, bu yönetim zihniyeti onu da beceremiyor. Sabah başladığını, öğle saatlerinde berbat ederek, insanlara eziyet haline dönüştürüyor. Çünkü bunu yaparken ‘herhangi bir şehircilik ya da ulaştırma uzmanı’ndan fikir almıyorlar.

Helikopterle şehrin üzerinden gezip, imar yapan bir yaklaşımdan da zaten farklı bir bakış açısı beklemek hata olur. Ama ya benim vatandaşım? Şimdi herkesin aklında okulun ilk günü bedava yapılan otobüs ücretleri var.

Sorun? Aynen ortada duruyor. Trafik, ekonomisi, Soma ve benzerlerinde olduğu gibi… Peki, neden bu tavır? Reklamları izlediniz… Mal berbat olsa da fark etmez; malın reklamı nasıl ondan haber ver. İşte bunun adı olsa olsa, şark kurnazlığıdır ve gelişmekte olan ülke olmak değil, az gelişmiş ülke olmaktır.

[email protected]

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir