Çetin Ünsalan – Değirmenin suyu

Türkiye’nin kendisine söylediği en büyük yalan ‘her şey yolunda’dır. Aslında bu yalan profesyonelce, rakamlarla oynayarak, algı yöneterek ve gizli iflas sendromu yaratarak bizzat iktidar tarafından söyleniyor.

Yıllardır dile getiriyorum ve bu araba duvara çarpmadan bir an önceye kadar söylemeye devam edeceğim ki, belki birileri önlem almaya niyetlenir. Türkiye’de ekonomik başarı palavrası pompalanmaktadır.

Elbette bunun kritik noktasını da kimsenin, kendisi ve devlet adına ‘değirmenin suyunu’ sorgulamaması oluşturuyor. Bakın yine bir özelleştirme daha yapıldı. Milli Piyango ve şans oyunları özelleştirildi.

Yanlış anlaşılmasın… Külliyen özelleştirme karşıtı biri değilimdir. Ama kamunun çıkmaması gereken eğitim gibi alanlar olduğuna, özel sektörün güçlendiği sahalarda, stratejik sektörler dışında kamunun özelleştirmeler yapabileceğine, ama asla denetimden vazgeçmemesi gerektiğine inanırım.

Elde edilen özelleştirme geliriyle de, özel sektörün yatırım yapmadığı sahalara yine kamu yatırımı yapılması ve bu kaynağın başka bir yerde kullanımının engellenmesi gerektiğini düşünürüm. Yani bunun Türkçe tercümesi karma ekonomi…  Fakat siz şımarık bir mirasyedi gibi elinizdekileri satarsanız, bunları dış borçların faiz ödemesinde kullanırsanız; özel sektör kavramınız içinde, yerli müteşebbis öncelik taşımazsa buna itiraz ederim.

Herkes bu borca dayalı batışa ortak oluyor da, kimse ‘değirmenin suyu nereden geliyor” diye sormuyorsa; yarın ödeyeceği faturadan da yakınma hakkını kaybeder. Artık bir saçmalık haline gelen TÜİK veri kandırmacasını bir tarafa bırakırsak;

Bir ülkede işsizlik gerçekten artıyorsa; işletmeler yaşam mücadelesi verir, tahsilât sıkıntısı nedeniyle darboğaza düşmüşse; sadece küçük bir azınlık, liyakat esası olmadan vurgun yapıyorsa; bunların üzerinden milli gelir hesaplanıyorsa orada iflas var demektir.

Bir ülkede elde ne var ne yok satılıyorsa; hizmetler sektörünün payı ekonomide yüzde 67’ye çıkıyorsa; yabancı yatırımdan finans üzerinden kumar oynayanlar anlaşılıyorsa; özelleştirme gelirinden gelen para, yeni borç bulmak için kullanılıyorsa; her şeyini sattığı halde Cumhuriyet tarihinden fazla borçlanmış hale geliniyorsa orada iflas var demektir.

Kimse ‘bu değirmenin suyu nereden geliyor’ diye sormuyor. Tıpkı iflas etmiş bir ailenin reisinin sürekli borç para peşinde koşması, eldeki varlıkları satması ve belki de İzmir’deki son örnekte olduğu gibi intihar etmesiyle sonuçlanan dramlar yaşanıyor.

İnanın bireysel olarak yaşanan iflas, ülke iflasının tipik bir örneği. Yine de ‘değirmenin suyunun nereden geldiğini’ merak ediyorsanız; söyleyeyim: Torunlarımızdan… Onların parasını ve geleceğini çalışıyoruz. Vicdanınız el veriyorsa, yemeye ve yedirmeye devam edin.

[email protected]

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir